Ordu il merkezi Selimiye Mahallesi’nde Taşocak Caddesi ile Erkoçak Sokağı’nın kesiştiği köşede yükselen Paşaoğlu Konağı, 1896 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmıştır. Bahçesiyle birlikte 625 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen konağın taşları Ünye’den, ahşap malzemesi Romanya’dan getirilmiş ve yapımı İstanbullu bir usta tarafından gerçekleştirilmiştir. 19'uncu yüzyıl sivil mimarimizin en güzel örneklerinden biri olan Paşaoğlu Konağı, zemin dâhil olmak üzere üç katlıdır. Zemin kata doğuda, birinci kata ise kuzeyde ve batıda bulunan kapılardan giriş sağlanmaktadır.
Konak; birinci ve ikinci katı ayıran silme ile birlikte, binanın köşelerinde yer alan kaideli ve başlıklı yarım sütunları, bitkisel motifli konsollarla desteklenen ve söve taşı ile çevrelenen üstü saçaklı pencereleriyle zengin bir taş işçiliğini sergilemektedir. Bahçe duvarı, merdivenler, balkon ve çatı kenarlarındaki işlemeli taş korkuluklar konağın dış cephesine hareket kazandıran diğer unsurlardır. Konağın bahçesinde fıskiyeli bir havuz ve günümüzde ahşap örtü altına alınmış orijinal taş ocak bulunmaktadır. Paşaoğlu Konağı'nın zemin katı taş döşemelidir. Birinci ve ikinci katlarda taban ahşaptır. Tavanlar ahşap kaplama olarak yapılmıştır. Konağın üst katındaki sofanın ahşap tavanı üzerine yağlıboya desenlerle süslenmiştir. Tavanın ortasında baklava şeklinde bitkisel motifler vardır. Köşelerdeki madalyonlar içine çeşitli manzaralar resmedilmiştir. Bu katta bulunan banyoda desenli çiniler kullanılmıştır.
Paşaoğlu Konağı Kültür ve Turizm Bakanlığı, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 1982 yılında kamulaştırıldıktan sonra 1983 tarihinden itibaren onarılmaya başlanmıştır. 1987 yılında onarımı ve teşhir-tanzimi tamamlanan konak “Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi” olarak hizmete açılmıştır. Zemin katı idare olarak kullanılan binanın, birinci katı Etnografik eserler seksiyonu olarak düzenlenmiştir. Bu bölümde silahlar, takılar, kadın ve erkek giysileri v.b. eşyalar sergilenmektedir. İkinci kat ise sofa, paşa nine odası, günlük oda, misafir odası, yatak odası, yüklük gibi düzenlemelerle yöresel 19'ncu yüzyıl konağının özelliklerini aksettirmektedir.
Paşaoğlu Konağı Etnografya Müzesi'nde sergilenen önemli eserler
Apollon Heykelciği (MÖ 1. yüzyıl, Helenistik Dönem)
İlyada destanında “Lykegenes” yani okçu, hedefi vuran, gümüş yaylı olarak adlandırılan Apollon, burada sırtında sadağıyla betimlenmiştir.
Fotoğraf: Paşaoğlu Konağı Etnografya Müzesi
Bileşik Rython Kült Kabı (MÖ 1. yüzyıl, Helenistik Dönem)
Solda dağ koyunu ile sağda keçi figürü yer almaktadır. Kabın ortasında oturan ve kytara çalan çıplak erkek figürü betimlenmiştir. Keçi figürü Dionysosla ilgilidir.
Fotoğraf: Paşaoğlu Konağı Etnografya Müzesi
Onyx Taşından Yapılmış Kadın Başı (MÖ 1. yüzyıl, Helenistik Dönem)
Onyx olarak da bilinen yarı değerli taş üzerine profilden tasvir edilmiş kadın başıdır. Yüz, göz, burun ve ağız oldukça belirgin, saç kıvrımları alnın üst kısmında belirtilmiştir. Onyx taşının beyaz renkli damarları kullanılarak baş örtüsü tasvir edilmiş, örtünün altında başın arka kısmında saç topuzu görülmektedir.
Fotoğraf: Paşaoğlu Konağı Etnografya Müzesi
Çocuk Dionysos (MÖ 1. yüzyıl, Helenistik Dönem)
Yüzünde çocuksu bir gülümseme ile betimlenen Dionysos’un başında sarmaşık çelengi ile ve boynuzlu şekilde betimlenmiştir. Mitolojiye göre Zeus’un bir erkek çocuğu olur. Zeus’un düşmanı Titanlar bu çocuğu kaçırır ve yutarlar. Athena parçalanan çocuğun kalbini kurtarır ve Zeus’a getirir. Zeus kalbi yer, ölümlü Semele’yle birleşir ve Dionysos tekrar dünyaya gelir. Zeus oğlu yeniden canlanınca katilleri yıldırımlarıyla cezalandırır, yanıp kül olan Titanların küllerinden de insanlar doğar. Böylece insan doğasının maddesel yarısı Titanlardan, ruhsal yarısı ise Titanların parçalayıp yuttukları Dionysos’tan gelir. Dionysos, Zeus’un onu Semele’nin karnından çıkarıp kendi baldırına yerleştirmesiyle yeniden doğabilmiştir. İşte bu nedenle ona anadan olma, babadan doğma ya da “iki kez doğan” anlamına gelen Dionysos adı verilmiştir. Dionysos’un Roma mitolojindeki adı da şarap, bitki büyütme, bereket ve tiyatro tanrısı olan “Bacchus (Baküs)”tür. Üzüm asması, sarmaşık, panter, asa ve bolluk boynuzu simgeleriyle betimlenir. İçgüdüselliği, yaratıcı taşkınlığı, giz içinde saklı gerçeği, yabanıl ve başına buyruk güzelliği ifade eder.
Fotoğraf: Paşaoğlu Konağı Etnografya Müzesi
Dionysos Mithraphoros (MÖ 1. yüzyıl, Helenistik Dönem)
Eser genç Dionysos Mithridates olarak betimlenmiştir. Başına taktığı başlığın altından yüzüne uzanan sarmaşık dalları alnını tümüyle çevrelemektedir. VI. Mithridatis, Pontus kralı olarak Anadolu'da MÖ 120 - MÖ 63 yıllarında hüküm sürmüştür. Roma Cumhuriyeti'ne karşı en başarılı ve zeki düşmanı sayıldı. Küçük yaşta öz annesinin kendisini zehirlemek istemesinden dolayı çeşitli zehirler geliştirmiş bir imparatordur.
Fotoğraf: Paşaoğlu Konağı Etnografya Müzesi
Kaynak: Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü "Gezi Rehberi"