#7451
Ankara
Kıvılcım HARİKA SEYDİM
59
Bireyin kendisiyle bir döngü içerisinde karşılaşması, bir su deposunun çatallanan yapısıyla bir araya gelmektedir. Bir oyun alanı olarak kurguladığım mekânda, bireyi her seferinde kaybolup tekrar tekrar ortaya çıkışı ve çoğalışı ile izliyoruz. Bu döngü ve karşılaşmalar, zamanın bir yanılsaması olarak karşımıza çıkıyor. Bireyin kendi kapılarını arayışa çıktığı bu alanda, izleyici gerçeklik ve rüya ikilemiyle tam olarak hangi zamanda olduğu bilinmeyen bir Araf’ta olma durumuyla karşı karşıya bırakılmak isteniyor.