Hediye ve Hediyeleşme Kavramlarından Hareketle Veliler Etrafında Anlatılan Efsaneler Üzerine Bazı Tespitler

129 Hediye ve Hediyeleşme Kavramlarından Hareketle Veliler Etrafında Anlatılan Efsaneler Üzerine Bazı Tespitler Gelenek, Görenek ve İnançlar kında anlatılan efsanelerde ise Hasan Baba ve hamam çalıştıran Ali Baba’nın âdeta evliyalık ya- rışına girdikleri görülmektedir. Ali Baba’nın Hasan Baba’ya gönderdiği ateş değişmeden dururken Hasan Baba’nın Ali Baba’ya gönderdiği mendil içindeki kar şehre gelir gelmez erimektedir. Sultan Habibin Nacar ile kardeşi arasındaki hediyeleşmede de Habibin Nacar kardeşine sepette kar, kardeşi de ona pamuk içinde köz göndermektedir. Şehre gelen Habibin Nacar’ın sepetteki karı erimeye başlarken kardeşinin pamuk içinde gönderdiği köz olduğu gibi durmaktadır. Kaplan Dede ile Ahmet Dede , Ali Dede ile Hasan Dede , Hasan Baba ile Ali Baba etrafında anlatılan efsanelerde ise hediyeler üzerinden yaşanan üstlük mücadelesi daha belirgin şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bu efsanelerde dağdaki velinin hediye olarak getirdiği mendildeki kar, su veya sütün yanına şehirdeki velinin ocaktan veya mangaldan alıp mendile koyduğu köz de asılmaktadır. Diğer örneklerde olduğu gibi, bunlarda da dükkâna gelen kadınları gören velilerin getirdikleri hediyeler erimeye veya damlamaya başlar. Birine pamuk veya mendil içinde köz gönderme olayına dair bir efsane Hoca Ahmet Yese- vi etrafında teşekkül eden anlatılar arasında da yer almaktadır. Erkek ve kadın müritlerin birlikte katıldığı zikir meclisleriyle ilgili olarak etrafta çeşitli iftiralar uydurulmaya başlayınca Hoca Ahmet Yesevi, pamukla ateşin içine konulduğu ağzı mühürlü bir hokkayı Maveraünnehir ve Horasan âlimlerine gönderir. Hokka açılıp pamuk ve ateşin birbirine hiç tesir etmediği görüldüğü zaman Hoca Ahmet Yesevi ’nin kerameti anlaşılır (Köprülü 2007: 62-63). Bu olayın benzeri Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde Abdal Musa ile Geyikli Baba arasında yaşanır. Abdal Musa’nın Geyikli Ba- ba’ya kor olmuş ateşi pamuk içine sarıp göndermesi üzerine, Geyikli Baba da ona hediye olarak geyik sütü gönderir (Dağlı-Kahraman 2008: 59). Veliler arasındaki hediye ve hediyeleşmeler üzerine şekillenmiş bu efsaneler insan-nefis mücadelesine dayanan, kişilerin nefisleri üzerinde hâkimiyet kurma çabalarının ön planda oldu- ğu anlatılardır. Başka bir şekilde ifade edecek olursak, veliler arasında yaşanıyor gibi görünen çekişmeler aslında kişilerin kendileriyle yani gizli rakipleri konumundaki nefisleriyle olan müca- deleleridir. Öyleyse bu anlatılarda velilerin gerçek rakibi olarak görebileceğimiz nefis nedir veya neyi ifade etmektedir? Nefis, Kur’an-ı Kerim’de ve ona dayanan tasavvuf anlayışında karşılaşılan temel psikolojik kavramlardan biridir. Birçok psikolojik kavramda olduğu gibi tanımlama ve sınır- lama sorununu da beraberinde getiren nefis; Kur’an-ı Kerim’de hem ruh hem de beden anlamına geldiği gibi kendilik, zat ve kişilik anlamlarına da gelmektedir (Aşkar 1998: 313). İnsanın kendini tanımasının çok önemli olduğu tasavvufta, nefsin yedi mertebesi ve sıfatı ( emmâre, levvâme, mülhime, mutmainne, râzıye, marziyye, zekiyye/kâmile ) olduğu kabul edilir. Tasavvuf anlayışında nefsini bilmek, Allah’ı tanımanın en sağlıklı yoludur ve “Nefsini bilen Rabbini bilir” bu bağlamda çok sık kullanılan bir sözdür. Mutasavvıflara göre insanın putu olan nefis; kendini beğenir, ken- dine tapar, kendine hayrandır, bencildir, şımarıktır, kibirlidir. Topraktan yaratılmış olduğundan zayıf, çamurdan olması sebebiyle cimri, balçıktan olduğu için şehvetli, pişmiş topraktan olduğu için de cahildir. Zaaf, cimrilik, şehvet ve cehalet özelliklerine sahip olan nefsin tabiatında; yırtıcı- lık, vahşilik, hayvanlık, şeytanlık ve tanrılık vardır. Nefisteki düşmanlığın, saldırganlığın kaynağı yırtıcılık; oburluğun ve hırsın kaynağı hayvanlık; hilekârlığın ve kurnazlığın kaynağı şeytanlık; büyüklenme ve her şeye tek başına hükmetme arzusunun kaynağı tanrılıktır (Uludağ 2006: 528). Tasavvuf öğretilerine daha çok olumsuz taraflarıyla yansıyan nefis kavramı, konumuzla

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx