ESER ADI

60 Prof. Dr. Serpil Aygün Cengiz T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Köylüler Parpar Ahmet’in karısı Ayşe’ye yönelen öfkesini görmezden gelmeye karar ve- rirler: “Muhtar odasında ağladıktan sonra karısına, Parpar’ın n’apacağını merak eden komşular zati tetik üstündeydiler. Ayşe’nin ilk bağırtısıyle avluya biriktiler. Eskiden beri biraz bekliyorlar, herif öfkesini alıp yorulunca kurtarıyorlardı. Böyle sı- ralarda erkeğin sırtı sıvazlanır: ‘Üh ne güzel! Ellerine sağlık! Karı milletinin ya saçı kurumayacak, ya da gözü,’ diye gülüştüler. Avratlar da karıyı çevirirler: ‘Aldırma bacım, hepimizin başındaki bu iş! Bizim yere batasıcalar başka çeşit mi? Erkek kısmının mal gibisinden, eli sopalısı iyidir’ diyerek avutmaya çalışırlardı.” (Kemal Tahir, 1989: 28) Ahmet, eşini yedi buçuk aylık hamileyken öldüresiye dövdüğü bir gün köylüler onu ahırın ortasındaki direğe zincirleyerek bağlarlar. Boynuna “namlı muskalarla ‘Hâmâil’leri getirip” asarlar, Uzun İmam bağıra çağıra Kur’an, mevlût okur. Bu da işe yaramayınca Parpar Ahmet’in öfkesinin “adam öfkesi” değil, “ecinni öfkesi” olduğuna karar verirler; hepsi ellerine sopa alarak kafasına vurmadan her “Allah-ı Ekber” dendiğinde ikişer kere vurmaya karar verirler. Parpar Ahmet bu dayağın sonunda ölür. (Kemal Tahir, 1989: 32-34) Böylece köylülerin bu azgın öfkenin karşısında son çare olarak gördükleri ilk dilekleri ve “-O salgın, Ahmet’le Gâvur Ali’yi güzelce temizleseydi ne vardı hey Allah!” diyerek ifade ettik- leri istekleri (Kemal Tahir, 1989: 16) sonunda gerçekleşmiş olur. Köylülerin Ahmet’in öfkesiyle baş etmek için geliştirdikleri çok sayıda strateji olduğunu görüyoruz: Serendip’teki Hazreti Âdem türbesinden getirilen tütsüleri yakmak, geceler boyu “Mağribi Yasini” okumak, muskalarla donat- mak, peygamber mühürlerini erittikleri sularla Ahmet’e büyüklü küçüklü aptestler aldırmak, beş- yüzlük bir tesbihi iki yüz defa başından aşırarak herifi “İsm-i-azam” duasıyle nefeslemek, falakaya çekmek, Tanrı selamını kesmek, hayvanlarını sürüden çıkartmak, hep birden üzerine yürüyerek göz açtırmadan tepelemek, evlendirmek, inançtan söz açarak nasihat etmek, direğe zincirleyerek bağlamak, boynuna “namlı muskalarla ‘Hâmâil’leri getirip” asmak, bağıra çağıra Kur’an ve mevlût okumak. Köylüler Ahmet’in öfkesiyle baş etmek için kullandıkları tüm bu stratejilerin işe yarama- dığını görünce son çare olarak Parpar Ahmet’in varlığını ortadan kaldırmayı seçerler ve Ahmet’i döverek öldürürler. 3.2.3. Köyün Kamburu Romanında Baş Edilemeyen“Öfke”Duygusunun Yıkıcı Nihai Dışavurumu: İntikam Köyün Kamburu romanının ana karakteri olan Parpar Ahmet’in oğlu Çalık Kerim’in do- ğuşu romanda ayrıntılı ve çok etkileyici bir dille anlatılmaktadır. Kerim’in doğuşu ve ilk altı yaşı- nın detaylı anlatımı Otto Rank’ın “kahramanın doğuş miti”ne ilişkin yazdıklarını anımsatmaktadır (2016); fakat burada kahraman nihayetinde içinde yaşadığı küçük toplumun her bir üyesinden ayrı ayrı intikam alacak olan bir anti-kahramandır. Kerim, babası Parpar Ahmet’in annesi Topal Ayşe’yi öldüresiye dövdüğü sırada henüz annesinin karnında doğmasına bir süre daha olan bir bebektir. Babası ahırda bir direğe bağlı olarak köylüler tarafından dövülürken uğradığı şiddet nedeniyle yarı baygın olan annesinin oracıkta erken doğum yapmasıyla dünyaya gelir. Bu ola- ğanüstü ve şiddet dolu sahnenin ortasına doğan Kerim bir anti-kahraman olarak, geleneksel kahramanın babasından intikam almasının tersine, ailesinin yaşadığı Narlıca Köyü’nün tüm in-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx