ESER ADI
57 Psikolojik Folklor Bağlamında Kemal Tahir’in Köyün Kamburu Romanında “Öfke” Genel Konular “Elinin yarasından yüzüne sürülen kanlar herifin korkunçluğunu bir kat daha arttırmıştı. - Karı, hey karı! Seni öldürünce ne lâzım gelirmiş bakalım? Davran gel- dim, hey orospu! - diye bağırarak odaya saldırdı.” (Kemal Tahir, 1989: 28) Surat asmayı da içeren pasif agresif davranış biçimleri aşağılama, ağız dalaşına girme ve bağırığ çağırma aşamalarından sonra Ahmet’in öfkesinin fiziksel saldırıyla kendisini gösterdiğini görürüz: “Durduğu yerde yedi düvele harp açan padişah azgınlığı da, bir laf için adam kazıklayan vezir paşa kudurmuşluğu da böyle değil! Ahmet, önüne geleni arı gibi sokuyor, kuduz it gibi dalıyordu.” (Kemal Tahir, 1989: 15) Kemal Tahir, Parpar Ahmet’in öfke duygusunu anlatırken özellikle yüzde ifade bulan duy- gusal hâller olan duygulanımlarını (teessüriyet, affection ) da anlatmaktadır: “Ahmet’in öfkeden gözleri dönmüş, sesi boğuklaşmıştı.” (Kemal Tahir, 1989: 15) “Ahmet domuz gibi yere bakarak dinledi, sonuna doğru pis pis solumağa başladı. Gözleri kızarmış, elini ayağını bir titreme almıştı. Çeneleri çatırdıyor , suratı - Allah beterinden esirgesin -durmadan gerilip gevşiyordu.” (Kemal Tahir, 1989: 28) “Türkü çağırmak isteyip havayı dilediği gibi çeviremeyince birden öfkeye biniyor, göğsünü küt küt yumrukluyordu.” (Kemal Tahir, 1989: 18) 3.2.2. Köyün Kamburu Romanında “Öfke”Duygusuyla Baş Etme Stratejileri Romanda köylüler Parpar Ahmet’in hiddet dolu fiziksel saldırılarıyla da karşılaşınca bu öfkeyle baş etme çaraleri ararlar: “Sonra Uzun İmam’ın yakasına sarıldılar: - Bir de ‘Zibidiyi Lazistan adam etmiş’ dedindi Uzun Hoca, işte aldın mı adamı, buyur bakalım? Haydi, durmanın zamanı geçti. Bu rezilliğin dermanını senden isteriz! ‘Parpar’ demeli değil, çaresini bulmalı!” (Kemal Tahir, 1989: 16) Uzun İmam’ın Ahmet’in öfkesiyle baş etmek için bulduğu ilk çare Ahmet için tütsü yak- maktır: “Söz kendisine dayanınca, dünyayı bütün gezmiş, kitap bırakmayıp oku- muş olmakla öğünen Uzun İmam, Allahına sığınıp davrandı. Ahmet›in biraz durgunlaştığı sıraları kollayarak türlü düzenler, tütsüler yaktı. Bu tütsüleri, Seren- dip’teki ‘Hazreti Âdem’ türbesinden getirmişti. ‘Ahmet kaç para... İstanbul’un Top- taşı tımarhanesindeki bütün zırdelileri yarım saatte uslandırır !’ diyordu.” (Kemal Tahir, 1989: 16) “Tütsü fayda vermeyince” Uzun İmam, dua okumaya başlar: Uzun Hoca, padişahın baş imamıyken ele geçirdiği ‘Mağribi Yasini’ne sarıldı. Gecelerce okudu.” Uzun İmam’ın duaları da işe yaramayınca Ahmet’in öfkesini dindirmek için muska hazırlayıp takarlar ve okunmuş sular içirirler:
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx