Selâm ile Düğün Çağırma Geleneğinden Davetiye Kültürüne Kültürel Ekonomik Bir İnceleme

245 Selâm ile Düğün Çağırma Geleneğinden Davetiye Kültürüne Kültürel Ekonomik Bir İnceleme Gelenek, Görenek ve İnançlar nılmaktadır. Kapı kapı gezen çağrıcılar, gittikleri evlere öncelikle düğün sahibinin selâmını iletir. Düğün sahibinin selâmını götüren çağrıcılar, davetliye düğün hakkındaki gerekli bilgileri aktarır. Bu bağlamda düğüne davette selâm, konuşmayı başlatıcı bir kalıp olarak görülmelidir. Selâm ver- mek ile almak insanların iletişiminde saygı ve sevgi açısından son derece önemlidir. Dolayısıyla selâm hem dinî hem de millî kültürün önemli bir olgusudur. Sözlü tekniklerle düğün çağrısı çeşitli uygulamaları kapsar. Henüz davetiyenin olmadığı dönemde Kayseri’de düğün çağrısı davetçiler tarafından sözlü olarak yapılmıştır. Davetçiler eko- nomik durumu iyi olmayan kadınlar arasından seçilmektedir. Düğün sahibi davetçiye bir heybenin içerisinde bir miktar kavurga (buğdaydan yapılan bir kuruyemiş) vererek istediği kişileri düğüne davet etmesini ister. Davetçi olarak adlandırılan kadın, kavurga heybesi sırtında köyden kim dü- ğüne çağrılacaksa kapı kapı gezerek “ filanca kişinin filanca tarihte düğünü var ve sizi düğüne davet ediyor ” şeklindeki mesajı iletmektedir. Davetçi çağırdığı kişilere sırtındaki heybeden bir bardak kavurga 5 ikram etmektedir. Davet edilen evlerden de davetçiye “buğday, un, ekmek” vb. ne varsa çeşitli hediyeler verilmiştir. Bu yöntem ile davetçi olarak adlandırılan kadının az da olsa birtakım ihtiyaçlarının karşılanması önemsenmiştir (KK1). Çorum’da düğün çağrısı ”okuma“ olarak bilinmektedir. Erdentuğ okuyucu göndermeyle ilgili bir seremoni kaydetmiştir. Kız evinden en yaşlı kadınların ve bir kadın hocanın da katıldığı bu seremoni bir halı üzerine çıra, mum, şeker, ayna, bir tas su, balta veya satır, bulgur, yarma ve un konulmaktadır. Bu malzemelerin ritüelin uygulanmasında önemli işlevleri vardır. Çıra veya mum ateş kültüne, balta veya satır demir kültüne gönderme yaparak kötü ruhların kovulmasında, şeker tatlı yiyelim tatlı konuşalım inancı gereği evlenecek çiftlerin ağızlarının tatlı olması için, aynanın aydınlık getirdiğine, suyun tazelik ve canlanmayı sağladığı dolayısıyla su kültü çevre- sinde düşünülebilir. Bulgur, yarma ve un gibi gıda maddeleri ise bolluk ve bereket simgesi olarak değerlendirilebilir. Ayrıca düğünlerde okuyucular tarafından ‘okuluk ekmek’ gönderilmesi önemli bir uygulamadır. Özellikle buğdayın temel besin maddesi olması hediye olarak seçilmesinde be- lirleyici olduğu söylenebilir (1969/1970: 238-243). Ayrıca gelinin başından saçılan çeşitli mad- delerin Türklerin şamanlık döneminden kalan saçı geleneğinin bir uzantısı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla burada gerçekleşen uygulamalar, tarihi bir zeminde Türklerin gele- neksel kültürünün farklı sahalarda çeşitli şekillerde uygulanmasının bir örneği olarak görülmelidir. Ritüele eklenen hoca motifi ise İslamlaşmayla ilgilidir; elbette ritüelde hoca, şamanın görevini üstlenmiştir. Sivas ili Gürün ilçesinde düğün davetiyesine "okuntu" denir. Okuntu, düğün evine yakın- lığına ya da toplum içindeki konumuna göre elma, bardak, şeker, kutu (bisküvi, çikolata, lokum vb.), oğlak, kuzu, koyun, koç, kart vb. dağıtılarak yapılmaktadır. Okuntucu genellikle ilgili köy ya da bölgeyi iyi tanıyan ve hali vakti çok yerinde olmayan kişi/lerdir. Bunlar, okuntuyla birlikte düğün sahibinin selamını da ileterek düğünün sürecini de anlatır. Zira düğün, bayrak çekmeyle başlayıp dua yemeğine dek genellikle üç ya da dört gün sürer. Okuntuyu veren kişiye de bahşiş verilmesi adettendir. Düğünün başlamasından sonra da düğün sahipleri, mümkünse kişi ayırt etmeksizin çevrenin tamamını düğün boyunca her süreç için ayrı ayrı davet eder. Öte yandan kız tarafının düğün sürecinden haberdar edilmesi ve bilhassa kına heyetinin geleceğinin bildirilmesi işlevini 5  Bu uygulamayı günümüzde düğünlerde dağıtılan çerezlerle eşleştirmek mümkündür. Düğünlerde çerez dağıtmak bu uygulamanın sürdürülmesi şeklinde yorumlanabilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx