Afyonkarahisar Sandıklıda Mahalli Bir Fıkra Tipi Hamamcı Kazım

344 Erhan SOLMAZ T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı 2. Hamamcı Kazım Ağa Asıl adı Kazım Tokmak olan Hamamcı Kazım Ağa, 1903-1982 yılları arasında Afyonka- rahisar’ın Sandıklı ilçesinde yaşamıştır. İlçe merkezinde işlettiği hamamdan dolayı kendisine bu isim verilmiştir (Özeski, 2009:104-107). Yörede hazırcevaplığıyla tanınan Hamamcı Kazım Ağa, esnaf olmasının da etkisiyle in- san ilişkileri çok iyi olan, yerinde ve zamanında söz söyleme becerisine sahip, işinde oldukça uyanık bir kişidir. Hak ve hukuk konularında oldukça titiz birisi olan Kazım Ağa’nın, sık sık “Âlim ile sohbet etmek inci mercan çizdirir, cahil ile ülfet etmek mahfazan Allah iman incitir” der ve bu- nun üstüne bir de şunu eklermiş “Olacak olur, ölecek ölür, çare naçar kalbini ister geniş tut ister dar, insan olana sadakat kâr, doğruların yardımcısıdır Hz. Allah.” (K.K.1, K.K.5, K.K.6) “Kazım Ağa işiyle uğraşırken birisi gelir “Kazım Ağa dükkân alacam” der. Kazım Ağa “köşeden” der. Adam anlamaz tekrar “dükkân alacam” der. Kazım Ağa yine aynı cevabı verir. Üçüncü defa aynı şeyi soran adama döner. “Cevap verdim ya” der. Adam bakar, dükkân köşede değil, “Eh madem yanından olsun” der. (Özeski, 2009: 104) İnsanlara yardımcı olmayı seven Hamamcı Kazım bu örnekte görüldüğü gibi yardım ederken insanların her daim uyanık olmasını ister. Sözlü kültür ortamının güçlü olduğu bir yöre olan Sandıklı’da Hamamcı Kazım, sözlü ge- leneğin mirasını kullanmayı bilmiş ve hatta halk arasında O’nun sözleri birer referans olmuştur; “Bir müşteri kaybeden servet kaybetmiş demektir.” (K.K.2 K.K.3, K.K.4, K.K.5, K.K.6) Buradan hareketle Ahilik terbiyesine sahip olduğunu gördüğümüz Hamamcı Kazım, yörede anlatılan pek çok anlatının asıl kahramanı olmuştur. “Hamamcı Kazım Ağa’nın akrabası dokuz bin liraya bir tarla satmıştır. Kazım Ağa ha- mama gerekli olan odunu fazlasıyla almış depolamıştır. Elektrik su paraları da o ay ödenmiştir. Hamama ait ödemelerin hepsi yapılmıştır. Kazım Ağa yanındaki akrabasına doktora gideceğini ve dönene kadar bakmasını rica eder. Akrabası hemen kabul eder. Hamamcı Kazım Ağa on gün hamama uğrayamaz. Gelen çok olduğu için kasa parayla dolar. Akrabası paranın bu kadar arttığını görünce çok şaşırır ve heves eder. On gün sonra Kazım Ağa gelir ve işlerin nasıl gittiğini sorar, akrabası her şeyin yolunda gittiğini söyler ve Kazım Ağa tekrar gideceğini söyler. Akrabası kabul eder biraz daha bekler. Hamamcı Kazım tekrar gelir ve hamam çalıştırmaktan bıkkın bir tavır sergiler. Hamamı devredeceğini belirtir. Bunu duyan adam zaten bu işe ısınmıştır ve devra- lacağını söyler. Kazım Ağa çok iyi olur ele gitmez diye bu teklifi kabul eder. Anlaşırlar ve akrabası parayı verir. Bir süre sonra hamamda hiçbir şey kalmaz. Adam aslında işlerin o kadar iyi olmadı- ğını fark eder ve Kazım Ağa “İnsanların çoğunu üzen ellerindeki para değil ellerindeki parayı nasıl kullanacağını bilmemesidir ve paranın kullanılması kazanılmasından daha zordur” der. (K.K.1) 3. Nasreddin Hoca Tipinin Hamamcı Kazım Ağa Üzerindeki Etkisi Dünyanın en yaygın ve saygın fıkra tiplerinden biri olan Nasreddin Hoca Türk dünyasının en önemli müştereklerindendir. Kolektif bilincin şekillenmesinde akıl iyesi rolü gören Hoca, sözlü kültürün tabiatından kaynaklanan etkileşimi çok canlı bir şekilde ortaya koymaktadır. Türk dün- yasında Nasreddin Hoca’nın etkisiyle şekillenen pek çok mahallî fıkra tipinden söz edilebilir 6 Bu 6  Bu konuda ayrıntılı bilgi için şu kaynaklara bakılabilir; Acaroğlu, M.Türker, “Nasrettin Hoca’nın İkiz Kar-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2