Alevi Cem Ritüellerinin Sınıflandırılması Sorunu ve Yeni Bir Sınıflandırma Önerisi

54 Bülent AKIN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı başlığını kullanır ve ezoterik kabulü, “gizli bir topluluğun, kültün/tarikatın ya da gizemli bir grubun/ mesleğin üyeliğine kabul edilme” şeklinde tanımlar. 25 Geçiş/giriş ritüelleri, “birey merkezli olma”, “belli bir ön hazırlığa sahip olma” ve “tekrarı olmama” şeklinde üç kriter üzerine kuruludur. Alevi inanç sistemi içerisinde, “İkrar” terimiyle adlandırılan ritüellerin tamamını, Honko’nun “ezoterik kabul” adını verdiği giriş ritüelleri kategorisinde değerlendirebiliriz. Söz konusu ritüellerin tamamı, sır/gizli bir topluluğa katılmayı, bu topluluğun üyesi olmayı ve eski statüden ayrılıp yeni statüye geçmeyi sağlayan birey merkezli, bir kereye mahsus icra edilen (tekrarı olmayan) ve belli ön ha- zırlıkları ve koşulları tamamlanmadan gerçekleşmesi mümkün olmayan ritüellerdir. Alevi inanç sistemi içerisinde ikrar vermek, yolun ilk şartı olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü ikrar vermeyen, yani yola girmeyen birey, yol kurallarından sorumlu değildir. Dolayısıyla da yolun diğer ritüellerine de katılması Alevi toplumu için bir anlam ifade etmemektedir. Nite- kim Aleviliğin yazılı kaynaklarının başında gelen Buyruk nüshalarında da, ikrar vermeyen ya da ikrarından dönen kişilerin yola mensup olmadıkları yönünde geniş bilgi bulunmaktadır. Buyruk yazmalarında yer alan “Tarikatnâme” başlıklı bölümde, Birinci Kapı, “talip olana farz ve vaciptir ki” 26 ifadesiyle başlar. Bu ifade, talip olmayanın, yani yola girmemiş kimsenin yol kurallarından sorumlu olmadığını gösteren en belirgin ifadelerdendir. Buyruk’ta bu konuyla ilgili çok sayıda örnek mevcuttur: “Ve İmam Cafer Sadık Hazretleri bir kavilde, öyle buyurmuştur ki, cemi yol ehli olan pir ve talip ola”. 27 “Bir talip yola girmez, hakikati kabul etmez, mürebbi musahibi haklamaz, o talibe lanet uygun olur.” 28 “Resul soyuna ikrar getirmeyen, biat etmeyen, iradet getirmeyen, ister pir ister talip kim olursa olsun, yedikleri haram, yuttukları murdardır”. 29 “Evel dahi pirler iradet getirip ikrar verip biat kılalar ki sonra talibe ve sûfî-i sadık olan müminlere pir olan kimesneler öğreteler. Ali-Muhammed’in yolu nedir varalar dahi yoldan çıkma- yalar”. 30 Farklı Buyruk nüshalarından derlediğimiz bu ifadeler, yola girip ikrar vermeden talip olu- namayacağını, talip olunmaksızın da pir olunamayacağını gösterir. Bu da yola girmeyen kişinin inanç mensubu sayılmasının ve yolun ritüellerine katılmasının mümkün olmadığını göstermekte- dir. Buyruk yazmalarında, yukarıdaki alıntılarda da örneği görüldüğü gibi, ikrar vermeyen ve yola girmeyen kişinin lanetleneceği ve kan bağı vesilesiyle toplumun mensubu olma statüsünü dahi yitireceği sürekli telkin edilmektedir. Yola giriş ve talip olma ile ilgili yolun bu kesin hükümlerine, Buyruk nüshalarının birçok bölümünde örnek bulmak mümkündür. Dışa kapalı ve sır bir inanç sistemi olarak tanımlanan Aleviliğin, yola giriş ritüellerini bu denli önemli bir yere koyması, inancın 25  Honko, a.g.m ., 375. 26  Aytekin (drl.), a.g.e ., 57. 27  Aytekin (drl.), a.g.e .,13. 28  Bozkurt (haz.), 2013, a.g.e ., 64. 29  Bozkurt (haz.), 2013, a.g.e ., 35. 30  Aytekin (drl.), a.g.e ., 34.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx