ESER ADI

142 Doç. Dr. Selçuk GÖLDERE T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı yanlış anlaşılmaları ve yanlış uygulamaları da barındıracaktır. Ritüel nitelikli oyunların devamı olarak ele alınmak zorunda olan günümüz seyirlik oyunları, eskiye ait bu özel yapılar ile tam olarak anlaşılabilecek oyunlardır. Arkaik ve antik dönemlerdeki ‘kız kaçırma ve ölüp dirilme’ törenlerinin devamı niteliğinde yeniden ele alınabilecek törenler ile ilgili araştırmalar yıllar öncesine dayalı büyük inanışların referansları olarak yeniden değerlendirildiklerinde Antik Mısır, Antik Yunan, Yunan Öncesi, Akdeniz İnanışı, Mezopotamya, Asya gibi kültürlerin izlerini ve bu kültürlerin etkileşimlerini yeniden ortaya koyarlar. Ritüel ve oyunlarda müzik ve dans vazgeçilmez ögelerdir. Müziksiz ve danssız/halk oyun- suz bir seyirlik oyun düşünülmez. Oyun çıkarılmadan önce veya genellikle oyunun sonunda toplu oyunlar oynanır. Kadınların kına geceleri ve kış gecelerinde oynadıkları oyunlarda daire, çömlek darbuka, tef, vardır. Ritüel nitelikli oyunlarda ise davul, zurna, tef, çan, zil, tulum, teneke, kaval gibi enstrümanlar vardır. Anadolu’da görülen bu ritüel ve oyunlarda belli bir dekor anlayışına rast- lanmaz. Oyunun oynandıgı yer ve mekan, doğal olarak dekor olarak varsayılmaktadır. Örneğin, kış geceleri kadınlar arasında oynanan oyunlarda dekor köy odası olurken, ritüel nitelikli oyunlar- da bu defa da köy meydanı ve evlerin önü dekor oluyor (Artun, 1987: 29-39). Kılık değiştirme, ritüel ve oyunların vaz geçilmez kalıpları arasında yer alır. Klasik tiyat- ro anlayışı içinde dile getirdiğimiz tiyatro ve dekor ilişkisinin yerini alan doğal mekan seçimi ile birlikte bir karakter yaratmak adına değil, ritüelde ve oyunda gerekli bir tip, bir oyun kişisi olmak adına kostüm değişikliğine önem verilir. Anadolu’da erkek ve kadın oyunlarının oynanış alanla- rının birbirinden ayrılması sebebinin, yalnızca İslam etkisi ile getirilen sınırlandırmalar olarak ele alınmasının; genel bir yanlış anlama, yanlış yönlendirme, ritüellerin ve oyunların oynanış amacı- nın tam olarak bilinmemesinden dolayı olduğu kanısında olduğumu üzülerek söylemek isterim. Erkek ve kadınların birbirinden ayrı, yalnız kendi aralarında oynamak zorunda kaldıkları bu yanlış genel inancın tersine, ritüellerin yapıları gereği özellikle erkek ve kadın toplulukların kendi arala- rında oynadıklarını bildirmek, ne yazıktır ki zorunlu bir görev haline gelmiştir. Kadınların erkekleri, erkeklerin ise kendi aralarında kadınları yansılamaları, onların yerlerine oyuna çıkmaları, ilkel çağlardaki bereket ritüellerinin zorunlu kalıpları olarak bugünkü oyunlara kadar gelmişlerdir. Bu ritüel kalıplı oyunların en önemli olanları kız kaçırma oyunlarıdır. Kız Kaçırma Oyunları Erkekler ve kadınlar arasında ayrı ayrı oynanan rituel kaynaklı kız kacırmaya dayanan oyunlar Anadolu’da bugün köylü oyunlarında hala yaşamaktadır. Tek başına kız kaçırma oyunları şeklinde erkekler ve kızlar arasında oynanan bu oyunlar, daha çok erkekler arasında oynanır. And, kız kaçırma oyunları ile ilgili şöyle der; “Karaman ve koylerinde, Gaziantep Yavuzeli ilce- si Kaleobası koyunde ve Ankara’nın Beypazarı ilcesinden derlenen oyunlar olup ‘kız kacırma’ adıyla bilinmektedir. Oyunlarda temel motif kızın kacırılması uzerine kurulmustur.” (And 2003: 192-195). Nurhan Karadag ise çalışmalarında, Elazıg’ın Agın ilcesine baglı Akpınar koyunden derlediği oyunlardaki kadın kılıgına giren bir delikanlıyla diger gencler arasında gecen ‘kız ka- cırma’ oyun metinlerine yer verir (Karadag 1978: 114). Köksal, Sivas’ın Koyulhisar ilcesine baglı Ortakent kasabasından derlediği ‘k ız kacırma ’ oyununda, kacırılan kızların dedenin emriyle Arap tiplemesini bulmaya gittiğini, Arap’ın kızları kacıranları dovmeye yetkisi olduğunu ifade eder (Kok- sal 1969: 45). Artun, Tekirdag’ın Kılavuzlu koyunden derlenen ‘k ız kacırma ’ oyununda, Tasumur-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2