“Anadolu Yollarında” Bir Polonyalı – Tadeusz Vetulani

18 Doç. Dr. Sabire ARIK T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk halkının kültüründe dikkatini çeken büyük tevazuya hayran kalan Vetulani, Türk halkının sabırlı ve çok kanaatkar olduğundan bahseder. Ona göre bu halk olduğundan daha farklı görünmekten ve övünmekten kaçınmaktadır. Türklerin, Polonyalıların „çok pahalıya mal olsa da muhteşem ve iyi görün, asla fakir görünme, şeklindeki yaşam felsefesine ne kadar uzak yaşadığını, bu nedenle de Türk insanının bu tevazuunun ne kadar övgüye değer olduğunu belir- tir. Dahası, bir Türk, yoksunluğun hat safhada yaşandığı bu kuruluş yıllarında ülkesinin eksiklikle- rini ya da kendi ihtiyacı olan şeyleri söylemekten utanmaz. 18 İstanbul’un kahvehane yaşamından manzaraların örnek gösterilerek ortaya atılmış olan Türklerin doğuştan gelen tembelliklerinin de nerede olduğunu soran Vetulani buna cevaplar arar. Vetulani’ye göre, bu iş yapmaya isteksizlik çoğunlukla iklimin sıcaklığına bağlansa da Tür- klerin çalışkan olduğunu söylemek mümkündür. Zira Kurtuluş Savaşı sonrasında elde edilen bağımsızlıktan doğan o milli gurur duygusu, küllerinden yeniden doğmuş olan vatanın kültürel ve ekonomik temellerinin güçlendirilmesine yönelik o büyük çaba, onlarda hemen göze çarpan ”çalışma mutluluğu”nun kaynağı olmuştur. Eskişehir yakınlarındaki Muttalip Köyü’nde yeni alfabe ile yazılmış defterlerini bana gururla gösteren okul çağındaki çocuklar çalışıyor, gün doğumundan gece yarısına kadar hiç durmadan iş peşinde koşan tacir, pazarın renkli ve coşkulu tipik atmosferini oluşturan tüccar çalışıyor, yine bayram gününde bile çalıştıklarına çok sık şahit olduğum bahçıvan, çiftçi, zanaatkar da çalışıyor, onların hemen hemen hepsi aynı zamanda akşamları okuma yazma kurslarına gidiyor. 19 Türk halk kültüründe belirgin şekilde dikkat çeken dürüstlükten de çok etkilenmiş olan Vetulani, Eskişehir’de gördüklerini örnek gösterir, aslında Anadolu’nun her yerinde aynı dürüstlük söz konusudur. Vetulani’nin bulunduğu bu sonbahar mevsiminde yerleşim yerlerinin belli alanları, günlerce açıkta bekleyen tahıl yığınlarıyla doludur ve özel olarak kimse bunların başında bekçilik yapmamasına rağmen hiç kimse onlara dokunmamaktadır. Türk milletinin bu dürüstlüğü hakkın- da şöyle der; Türkiye’deki Polonyalılardan pek çok kez duyduğuma göre, Türkler bir uçtan bir uca çok dürüst bir millettir, çok nadir hırsızlık olayları olmaktadır, olanı da yabancılar tarafından yapılmaktadır. 20 Bu şartlarda Türkiye’deki güvenlik durumu, şehirlerde, kasabalarda, hatta köylerde bile tamamen kontrol altında ve normaldir. Nitekim yazar kendisinin de tek başına, silahsız olarak köylere gittiğini ve en ufak bir olay yaşamadığını anlatır. Bunun yanı sıra, ”Türk hükümeti de çok becerikli çevik polisinin ve jandarmanın yardımları sayesinde herhangi bir taciz ihtimalini de tamamen ortadan kaldırdığını” belirtir. Yine dilencilerin caddelerde çok az görüldüğünü, zira, dilencilerin cami çevresinde ve diğer kamu binaların ın etrafında bulunmalarının bütünüyle yasak, olduğunu, hatta dilencilerin polis tarafından takip edildiğinden bahseder. 21 Diğer taraftan bahşişin eskisi kadar olmadığını da belirtirken onu etkileyen bir olaydan söz eder; arabasına bindiği bir arabacı kendisine bahşiş verilmesinden o kadar gücenmiştir ki hemen elini çekmiştir. 22 18  Tadeusz Vetulani, Wzd ł uż Anatolii, s . 18. 19  Tadeusz Vetulani, Wzd ł uż Anatolii, s. 19. 20  Tadeusz Vetulani, Wzd ł uż Anatolii, s. 19-20. 21  Tadeusz Vetulani, Wzd ł uż Anatolii, s . 19 22  Tadeusz Vetulani, Wzd ł uż Anatolii, s . 19

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx