ESER ADIAnadolu’da Abdallık Geleneğinin Ortaya Çıkmasında Etkili Olan Tasavvufi Ve Dini Yapılanmalar İle Abdalların Müzikle İlişkisinde Bu Yapıların Etkisi

286 Ezgi TEKİN ARICI - Cenk GÜRAY T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı ile çileci bir yaşamı tercih eden bu toplulukların başında dinsel bir önder olarak Did (dede, büyük- baba) denilen bir kişinin bulunduğu, bu kişilerin kâmil insanlar arasından seçildiği bilinmektedir. Bogomillerin seçkinliğe kabul edilme ya da kâmil insan olma aşamasında hizmetler eşliğinde mumlar ve ilahilerle oldukça görkemli bir tören yapıldığı görülmektedir. Kaygusuz’un anlam ve işlev bakımından işaret ettiği üzere Alevîlikte de dede’ nin benzer bir işlevinin bulunduğu gibi, Abdalların da “dede, baba” gibi adlarla anıldığı ve benzer bir konumda bulundukları hususuna dikkat çekmek gerekir. Bogomiller, bu dünyanın ve maddenin geçiciliğine, sonsuz olan Tanrı’nın yarattığı ruhsal dünyanın kalıcılığına inanmışlardır. Bu nedenle beden değil ruh gerçekliğin kendi- sidir. Bosna ve Arnavut Bektaşîlerinin, Bulgaristan’da XIII.-XIV. yüzyıla kadar etkinliğini sürdüren Bogomiller olduğu görüşünün yaygın olduğu da öne sürülmektedir (Kaygusuz, 2008). Katharlarda da benzer şekilde kâmil insan (perfectus) olma yolunda servitium, conve- nienta ve consolamentum ’dan oluşan sabır ve dayanıklılık gerektiren zorlu üç aşamadan oluşan törenler düzenlendiği görülmektedir. X. yüzyıldan XIV. yüzyıla kadar Trakya, Marmara, Doğu Akdeniz bölgelerinde yaşayan Bogomilller, “sepet örücüler” ve “torbacı” anlamına gelen “Kutuge- ri” ve “Torbesi” adlarıyla anılmışlardır. Bu durum, günümüzde “sepetçi, elekçi, torbacı, kalburcu” adlarıyla bilinen Abdalları çağrıştırmaktadır (Kaygusuz, 2008). 5. Abdalların Müzikle İlişkisi Anadolu’da XIII.-XV. yüzyıllarda etkinlik gösteren Abdallar zümresini temsil eden derviş gruplarının müzikle olan ilişkilerinin de bu dönemlere dayandığı düşünülmektedir. Nitekim daha önce sözü edilen süreçlerde dinin ve yaşam tarzı haline gelmiş ibadet biçimlerinin müzikle doğ- rudan bağlantılarının bulunduğu anlaşılmaktadır. 5.1. Abdallık Kültürünün Müzikle İlişkisinde Tasavvufi Zümrelerin Etkisi Abdallık geleneğinde müziğin neden önemli bir unsur olduğunu anlamak için öncelikle Abdal yaşantısında dini ve tasavvufi etkilerin irdelenmesi gerekmektedir. Nitekim Vahdet-i Vücûd düşüncesiyle beraber, Tanrı’ya ulaşma noktasında müziğin önemli bir rolü olduğu anlaşılmaktadır. Müzik, manevi özlemleri, insani duyguları ve ilahi aşkı dile getiren tasavvufla beraber önemli bir yere sahip bulunmaktaydı. Bu nedenle tasavvuf anlayışı; defi, kudümü, rebabı, neyi tekkelere alarak ibadetin yanında müziğe yer vermiştir (Gölpınarlı, 2014, s. 279). İşitmek, dinlemek, işitilen şarkı gibi anlamlarına gelen semânın amacı da dinlenen şeyin manasının kalbe nüfuz etmesiyle vecde ulaşmaktır (Öztürk E. , 2013, s. 235). Bu bakımdan pek çok tarikatta sema ve raks ile vecde gelerek Tanrı’ya ulaşma aracı olarak müziğin önem kazandığı görülmektedir. Bir yanda zühd ve takvaya dayalı öte yandan ona muhalif olarak ortaya çıkan, aşk ve cezbe yolunu tutan iki tasavvuf akımı çerçevesinde, Tanrı’yı algılamada Vahdet-i Vücûd ve Vahdet-i Mevcûd felse- feleri doğrultusunda ortaya çıkan tarikatlarda müzik, bu felsefi zeminde kendine önemli bir yer bulmuştur. İnsanın doğayı ve Tanrı’yı tanımasının bir aracı olarak görülen müzik ve zikir, aynı zamanda insanın kendi iç dünyasını tanımasını sağlayan bir araç olarak görülmektedir. Dahası, müzik insanın ölümsüz ruhunun doğadan, ya da Tanrı’dan gelip tekrar oraya döndüğü sonsuz bir döngüsel yolculuğa da kılavuzluk etmektedir (Güray, 2012, s. 77). Nitekim semanın ayrılmaz bir parçası olan müzik eşliğindeki devran (deveran) ya da raks akla gelmektedir (Öztürk E. , 2013, s. 235). Özellikle aşk ve cezbe yolunu tutan tarikatlarda aşkın yakıcı özelliğine gönderme

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz