ESER ADIAnadolu’da Abdallık Geleneğinin Ortaya Çıkmasında Etkili Olan Tasavvufi Ve Dini Yapılanmalar İle Abdalların Müzikle İlişkisinde Bu Yapıların Etkisi

277 Anadolu’da Abdallık Geleneğinin Ortaya Çıkmasında Etkili Olan Tasavvufi ve Dini Yapılanmalar ile Abdalların Müzikle İlişkisinde Bu Yapıların Etkisi Müzik, Oyun ve Eğlence Fuat Köprülü, Abdülbaki Gölpınarlı gibi bazı araştırmacılar günümüzde heteredoks kav- ramıyla ifade edilen Kalenderî, Haydarî gibi zümreleri “Şiî-Batınî” kavramlarıyla ifade etmişlerdir. Öztürk ise buna alternatif olarak başta bir tarikata bağlı olmayan muhalif karakterli ve meczup dervişler için kullanılan muvelleh 5 kavramını tartışmakta, başta Kalenderî, Haydarî ve Rıfaîler için kullanılan terimin her ne kadar kaynaklarda çok fazla kullanılmasa da yaygınlık kazandığını belirtmektedir (Öztürk E. , 2013, s. 73-87). Ocak ise burada ifade edilen Ortodoks kesimi “con- formist sufîlik” adı altında inceleyerek genellikle Sünni, şehirli ve siyasi iktidara uyumlu, iyi eğitim almış ve yerleşik kesimin oluşturduğunu ifade etmiştir. “Non-corformist sûfîlik” altında incelediği heteredoks kesimin ise sünni kesim dışında kalan, genellikle konar-göçer karakterli ve merkezi iktidara ters düşen bir yapıda olduğunu belirtmiştir (Ocak, 2011, s. 76-77) Bu kavramlara ilişkin özellikler dikkate alındığında, Abdallık olgusunu içinde barındıran yapıların heteredoks yapıya daha yakın durduğu anlaşılmaktadır. İnalcık özellikle uç bölgelerde dinsel ve toplumsal yaşama etki eden “heteredoks dervişleri” Abdallar genel başlığında ifade etmektedir (İnalcık, 2009, s. 6). “Heteredoks” kavramının işlevi üzerine vurgu yapan Erkan ise, Abdalın kim olduğu sorusu için “heteredoks derviş” gibi bir yanıt, bir zümre kimliği olarak netlik kazanmasa da kavramın, bu adla anılan kişilerin işlevini ortaya çıkardığını belirtmektedir. Ayrı- ca, “Heteredoks derviş” kavramının geniş bir anlam ifade etmeye başlayarak Anadolu’da İslam’ı yayma görevi üstlenen her kişinin Abdal olarak adlandırılması gibi bir olasılığın ortaya çıktığı da anlaşılmaktadır (Erkan, 2008, s. 14,16). Dolayısıyla, heteredoks kavramının, Abdalları da içeren, belirli rol ve işlevleri üstlenmiş derviş gruplarını genel olarak niteleyen bir kavram olduğu görül- mektedir. 3. Abdallık Geleneğinin Anadolu’da Yayılmasında Etkili Olan Tasavvufi Zümreler XI. yüzyıldan itibaren Horasan ve Irak temelli tarikatlar, Anadolu’da da etkili olmaya başla- mışlardır. Ancak, abdallıkla bağlantıları bakımından Horasan ekolüne bağlı tarikatlar konumuzla yakından ilişkili görünmektedir. Yukarıda söz edildiği gibi temelde iki farklı ekolün ürünleri olarak ortaya çıkan tarikatlardan, abdallık geleneğin alt yapısını oluşturanlar, genellikle kırsal kesimdeki Türkmen aşiretler arasında yayılması ve Horasan ekolünün benimsediği “aşk ve cezbe” yolunu tutmaları bakımından muhtemelen “heteredoks” karakter taşımaktadırlar. Bunlar arasında özel- likle Melâmetîlik (diğerleri üzerinde etkili olan bir meşrep, fikir akımı), Vefaîlik, Yesevîlik, Kalen- derîlik, Haydarîlik, XV. yüzyıldan sonraki görünümüyle ise Bektaşîlik, Alevîlik sayılabilir. Bunun dışında Rıfaîlik, Halvetîlik, Kadirîlik, Mevlevîlik gibi Anadolu’da yayılma imkânı bulan ancak ço- ğunlukla kentli kültürle bağlantılı, sünni karakterli tarikatlar de bulunmaktadır. 3.1. Abdalan-ı Rum Abdalan-ı Rum ilk kez Aşıkpaşazade’nin Ahiyan-ı Rum, Gaziyan-ı Rum ve Bacıyan-ı Rum ile beraber tarif ettiği dört zümreden biridir (Ocak, 2014, s. 217-19); (İnalcık, 2009, s. 29); (Köp- rülü F. , 2012, s. 68-69). Bu zümrelerden Şah Hatayî’nin (Şah İsmail Safevi) şu satırlarında da söz edilmektedir: 5  Müvelleh, Arapça bir kelime olup “veleh” kökünden türemiştir. Şaşkınlık anlamına gelir. Bu kökten tü- retilen müvelleh ise, “ilâhi aşk ve cezbe ile aklı başından giderilmiş, şaşkınlaştırılmış kimse” anlamına gelmektedir (Ocak, 2016b, s. 109).

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz