ESER ADI Anadolu Efsanelerinde Sular ve Su İmgeleri Üzerine Arketipsel Bir Değerlendirme

364 Doç. Dr. Refiye OKUŞLUK ŞENESEN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı 3.1. Gölge Arketipi Gölge, psişik bütünlüğümüzün görünmez ama ayrılmaz bir parçası, diğer yanımızdır. Toplum tarafından kabul gören yanımızın dışında, toplumca benimsenmeyen davranış tiplerine sahip olan korkutucu yanımızdır. Kısacası, insanoğlunun karanlık yönünü oluşturur. Gölgenin gelişimi egonunkine paraleldir. Egonun ihtiyaç duymadığı veya kullanamadığı nitelikler, kenara konur veya bastırılır. Bir çocuğun gerçek bir gölgesi yoktur. Ancak egosu sabitlik ve kendini ifade edecek alan kazandığı sürece gölgesi kuvvetlenmeye başlar. Eğer gölge, kişisel bilinçdışına ait ise bize yakın olan figürler şeklinde karşımıza çıkar (abi, kızkardeş, arkadaş…). Gölge, kolektif bilinçaltına aitse, mitolojik bir varlık olarak ortaya çı- kar. Gölge, kendisini içsel ve sembolik bir figür içerisinde ya da dışsal dünyadan gelen somut bir figür içerisinde ifade edebilir (Jacobi, 2002: 150). 3.2. Anima ve Animus Arketipi Fizyolojik olarak cinsiyetimizi oluşturan erkeklik ve dişilik hormonları birlikte salgılanır. Herkeste aynı olan bu özellik, bir hormonun daha fazla salgılanmasıyla baskın cinsiyetin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Jung, erkek kişiliğinin kadınsı yönlerini “anima” ile kadın dişiliğinin erkeksi yönlerini ise “animus” arketipi ile açıklamıştır. Erkekteki kadın imajı, “anima” olarak adlandırılır. Erkekte animanın görünüşü, önce an- nesinin karakteri tarafından biçimlenir. Eğer onu olumsuz olarak algılamışsa, anima çoğunlukla depresif tabiat, sinirlilik, sonsuz hoşnutsuzluk ve alınganlık özelliklerini taşır. Ama eğer, erkek bunu aşabilirse, bunlar onun erkeksi yönünü güçlendirecek biçimde etkiler. Anima figürünün olumsuz bir biçimi, masallarda âşıklarına çözülmesi gereken bilmeceler soran ya da onlara ken- disinden kaçıp saklanmalarını buyuran prenses olarak çıkar (Jung, 2009:177- 179). Anima, edebî eserde “cadı, yılan, ejderha” gibi olumsuz sembollerle veya “içe doğru rehberlik” rolüyle ortaya çıkabilir. Animus, kadındaki erkek imajıdır. Diğer arketiplerde olduğu gibi olumlu ve olumsuz gö- rünümleri vardır. Animusun ilk imajının oluşmasında “baba”nın rolü önemlidir. Animus, kadının gelişme durumuna paralel olarak, en ilkelinden en yücesine kadar, herhangi bir erkek figürü ile kişileştirilebilir. Bu figür, rüyalarda bir erkek çocuk olarak görülebilir ve genellikle bir ses olarak işitilir. Animus, birçok erkeğin birleşmesi biçiminde dile getirilmektedir. Olumsuz yönü baskın olan animusta, kadının iktidar olma yönü ortaya çıkar. Olumlu animus görünümü, kadınların cesaret ve saldırganlığa ihtiyaçları olduğu zaman yararlı olmaktadır. Cesaret, girişim gibi eril özelliklere sahip olan kadınlar, yaratıcı fikirler ortaya koyarlar (Fordham, 2008: 72). Jung’un teorisinde, karşıtlıklar önemli bir rol oynar. Eğer insanda olumlu bir düşünce varsa, bilinçdışında bunun olumsuz bir karşılığı da mevcuttur. Arketiplerin olumlu ve olumsuz yönlerinin bulunması bu yüzdendir. Anima arketipi akılcı erkekte duyguları, animus arketipi ise duygusal kadında aklı ön plana çıkarır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2