ESER ADI Anadolu Efsanelerinde Sular ve Su İmgeleri Üzerine Arketipsel Bir Değerlendirme

366 Doç. Dr. Refiye OKUŞLUK ŞENESEN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Dönüşüm Sürecini Canlandıran Bir Simge Mağara: Mağara, yeniden doğuşun gerçekleştiği yer, insanın kuluçkaya yatıp yenilenmek üzere kapatıldığı gizli bir oyuktur (Jung, 2005: 66). Her kim mağaraya yani herkesin kendi içinde taşıdığı mağaraya ya da bilincin dışındaki karanlığa girerse, kendini önce bilinçdışı bir dönüşüm sürecinin içinde bulur. Bilinçdışına girmesi, bilinci ile bilinçdışının içerikleri arasında bir bağ kurmasını sağ- lar. Bunun sonucunda kişiliğinde olumlu ya da olumsuz anlamda kökten bir değişim olabilir (Jung, 2005: 67). Maden yatakları ve filizleri, kutsal sayılmaktadır. Bu yüzden maden yatakları ve mağara- lar, yeryüzü ananın rahmiyle özdeşleştirilmiştir (Eliade, 2003: 70). İç dünyamızı, benliğimizi sembolize eden mağara, keşfedilmeyi bekleyen sırlarla doludur. Olağanüstü güzellikteki saraylar, çeşmeler ve gizemli bilgilerin bulunduğu mağara, cinler tarafın- dan korunmaktadır. Bu, bir anlamda kişinin benliğindeki kara devlerle mücadelesinde “eşik”te olduğunu gös- terir. Mağara, kahramanın kolektif bilinçaltının mekânlarını tanıyacağı kutsal bir mekândır (Şim- şek-Şenocak, 2009: 114). Mağara gibi dağlar, yüksek tepeler de çok eski çağlardan itibaren kutsal mekânlar olarak bilinmektedirler. Eski edebiyatta, mağaralar, yer altında olur. Bazen mağaranın kapısı dev bir da- ğın eteğindedir. Dağ, yolculuğun ve tırmanışın hedefini simgeler. Bu nedenle psikolojide genellik- le self (kendilik) anlamına gelir. Mağara, bilinçdışındaki karanlığı temsil eder. Mağara, bazen de “anne arketipi”nin metne yansımış halidir. Anne arketipi, bereket, sihirli dönüşüm, yeniden doğuş yeri, bilgelik ve ruhsal yücelik ve bunun gibi özelliklerle karşımıza çıkar (Karagözlü, 2012:1416). “Aşama arketipi”nin ortaya çıktığı hemen her masalda, bu arketiple ilgili olarak beliren bir başka arketip daha vardır ki, bu da “yüce ana” veya “büyük anne” arketipidir. Monomitostaki kahraman, gittiği uzak ülkede bir kadınla karşılaşır. Bu kadın, güçlü bir kişidir. Kraliçe, tanrıça ya da peri görünümündedir. Kahramanın geçireceği aşamada yüce ana çok önemli bir rol oynar. Dökmen’in Neumann’dan (1963) aktardığına göre; yüce ananın (büyük anne) özellikleri iki boyut- ta toplanır. Bu boyutlardan birincisi, iyilik ile ikincisi ise kahramanın geçireceği aşamanın niteliği ile ilgilidir. İyilik boyutunun bir ucunda “iyi anne”, diğer ucunda ise “korkunç anne” bulunmaktadır. İyi annenin özellikleri, kahramanı desteklemek, geliştirmek, aşama kaydetmesini ve yeniden doğ- masını sağlamaktır. Korkunç anne ise, kahramanın gelişimini engeller, hatta ölümüne yol açar (Dökmen, 1983:389-390). 3.4.3. Dönüş Yolu Kahraman, çeşitli yolculuklardan geçerek, değişik sınavlara tabi tutularak iç disiplinini sağladıktan sonra, dönüş aşamasına geçer. Bu aşama, kahramanın içsel yolculuğuna çıkışını tamamladığını yani, ruhsal bütünlüğünü sağladığını ve bireyleşme sürecinin sonuna gelindiğini ifade etmektedir. Bireyleşme süreci, karşıtlar arasında denge kurmak demektir. Denge hali ise,

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2