Anadolu Sahası Türk Masallarında Arkaik ve Dinsel Bir Motif Olarak Değişim ve Dönüşüm

321 Anadolu Sahası Türk Masallarında Arkaik ve Dinsel Bir Motif Olarak Değişim ve Dönüşüm Türk Halk Edebiyatı 305) ve Şamanist tesirlerin olduğu Saha Türklerinde bu ağacın hayat ağacı olduğunu söyler (2005: 2). Ergun yine zürriyetin sembolü olduğunu belirttiği elmanın Türk masallarında Tanrı kutunun sembolü olduğunu söyler. Tanrı tarafından kut verilen kahramanlar, anne ve babaları- nın ihtiyarlık dönemlerinde kutlu bir kişi tarafından verilen elmayı yemelerinden sonra dünyaya gelirler. Bu bahadırın adı da yine bu kutlu kişi tarafından konulur (2012: 305). Türk masallarında çocuğu olmayan padişahın zürriyet sahibi olması, arzu edilen varlığa ulaşmada bireylerin bünye- lerinde kutsal elmanın bir değişim gerçekleştirmesi neticesinde olur. Dünya Güzeli adlı masalda padişah ve lalasının çocukları olmaz. Dertlerine derman olması açısından gurbete çıkarlar ve bir su kenarında dervişin verdiği elma ile ikisinin de erkek çocuğu dünyaya gelir (Kaya, 2004: 164- 174). Elma çocuksuz bireylerde bir dönüşümü sağlamıştır. Türk masallarında bunun yanında elmanın gençleşme unsuru bağlamında dönüşüm aracı olarak kullanıldığı da görülür. Balık Neden Güldü masalında padişah leyleğe iyilik yapar. Karşılığında leylek çekirdek bırakır, diktiklerinde onun elma olduğunu öğrenirler. Fakat bu elmalar büyüktür. Bu elmalardan biri zehirli diye yaşlı bir adama yedirilir. Adam yirmi yaşında bir delikanlı olur. O zaman bu ağacın hayat elması olduğunu anlarlar (Önay, 1995: 501). Elmanın yaşlı bir adamı gençleştirmesi bir değişim örneğidir. Burada elmanın kaynağının üzerinde durulması gerekir. Bu masalda elma çekirdeğini bir leylek getirir. Ögel, eski Türklerin leyleği kutlu gördüklerini ifade eder (2014/II: 699). Ayrıca doğum motifi olarak elmanın bir Hızır, pir veya derviş tarafından getirilmesi yine kaynağının kutsal bir nitelik taşıdığını gösterir. İslâmiyet’le birlikte ağacın kutsal niteliği yavaş yavaş ortadan kalksa da kültürel bellek bazı ayrıntılarıyla ve işlevleri ile arkaik un- surları günümüze taşımaktadır. Kara Bakır Harbi masalında babalarının vasiyetine uygun olarak kız kardeşlerini ilk gelen- lere veren oğullar onların durumunu öğrenmek için küçük kardeşlerini gönderirler. Kız kardeşleri onu ilk önce kurbağa, yengeç ve karınca olan eşlerinden korumak için bir tokat atar ve elmaya dönüştürürler (Demirbaş, 2006: 205-206). Halep padişahının kızı bezirgânın oğlunu kandırır ve her şeyini elinden alır. Kızın babası onu çok uzak bir adaya götürüp bırakır. Adada gezerken kabak büyüklüğünde meyvesi olan bir elma ağacına rastlar. Bundan bir dilim yiyince eşek haline gelir. Adada gezerken meyvesi küçük bir elma ağacına daha rastlar. Onu da yer ve tekrar insan haline gelir (Sağır, 1995: 253-254). Yedi Kardeşin Bacısı masalında cadı kadın kızın kanını çekip onu öldürür. Erkek kardeşleri onu gömmeye kıyamazlar ve sürekli yanlarında taşırlar. Beyoğlu devenin sırtındaki ölü kızı görür. Bu kız çok güzeldir. Beyoğlu’nun yanında bir can elması var- dır. Bu elmayı ölü kızın dudaklarına sürünce kız canlanır, kardeşleri de onu Beyoğlu’na verirler (Özçelik, 1993: 515). Elmanın bu örnekteki ölüyü canlandırmada araç olarak kullanımı, elmanın Anadolu’da sağaltma işlevinde (Altun, 2008: 263) kullanıldığını gösterir. Elmanın mitolojik kökeni ve hayat ağacı ile bağlantısını ortaya koyan Esma Şimşek, elmanın kutsal sayılan ve meyvesi yenildiğinde kişiye ölümsüzlük kazandıran meyvelerden biri olduğunu belirtir (2008: 200). Alevî-Bektaşî geleneğinde elma ile ilgili inanış ve uygulamaların çok daha zengin olduğu ve bunun temelinde elmanın Cebrail tarafından cennetten getirildiğine dair inanış yer alır (Daşde- mir, 2015: 95). Yasak meyvenin Kur’an-ı Kerim’de belirtilmemesine rağmen elma olduğu düşün- cesi her ne kadar Tevrat kaynaklı da olsa aslında Türklerin mitolojik anlayışlarına da uygundur.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2