Ankara Radyosu’nda Halkevleri Sanat ve Folklor Saati

147 Ankara Radyosu’nda Halkevleri Sanat ve Folklor Saati Genel Konular nülleri de büyülemiştir.” sözleri ile Niğde’yi tanıtmaya başlamıştı. Kısa tarihî ve coğrafi bilgilerin ardından ünlü halk şairi Karacaoğlan’ın sevgilisini bu masal dünyasında bulduğu ve yine burada kaybettiği belirtilmiş ve Karacaoğlan’ın: “Çıktım Seyreyledim Niğde’yi, Bor’u/Acep gezsem ala gözlüm varm’ola” dizesi okunmuştu. Faruk Nafiz Çamlıbel’in en diri mısralarını Niğde hanlarının duvarlarında hecelediği belirtilerek : “Karşıda hisar gibi Niğde yükseliyordu/Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu.” mısralarına yer verilmişti. Niğde’nin tarihi kadar zengin tabiat özellikleri de programa konu olmuş, “Niğde tabiatının insanlara sunduğu sihirli yemiş” olarak tanıtılan elmanın halkın geçimi kadar gelenekleri üzerinde de etkili olduğu belirtilmişti. “Gelinlik kızların en hünerlisi elma kabuğunu koparmadan beş arşın uzunluğunda soyandır. Elma Niğdelinin kesesinde para, dilinde ses olur bazı” denilerek şu şiir dile getirilmişti: “Al elma soyulur mu? Güzele doyulur mu? Güzel Saran yiğidin, Kolları yorulur mu? Elma dalı yerdedir, Yar ellerin nerdedir? Eller ne derse desin, Benim gönlüm sendedir…” Niğde’nin gelenekleri kısmında ise “Bahar Bayramı”ndan bahsedilmişti: “Niğde’de bahar bayramları Nisanın ilk haftasında başlar. Birinci hafta ‘Kayardı Cuması’dır. Tabii şimdi Pazar. O gün giyinip kuşanan kadın, erkek, kız, gelin kayardı yoluna dökülür. Sanki Niğdeliler çiçekteki elma ağaçlarını kutlamak için sözleşmişlerdir. Taze yeşiller arasında gülümseyen kır menekşeleri üzerinde sofralar kurulur. Sazlar çalınır. Türküler söylenir. Niğdeliler baharı Kayardı’da bir düğün neşesiyle karşılar.” Sunucunun bu sözleri sırasında komşu bağlardan üç telli sazın yanık türküsü söze karış- mış ve “Emine Türküsü” söylenmişti. Sunucu yöre kültürünü anlatmaya devam etmişti: “ İkinci hafta ‘K ırbağları Cuması’dır. Niğdeliler birinci hafta doyamadıkları bahara burada tekrar kavuşurlar. Uzun selvilerin arasında öbek öbek toplanan halk bu sefer de tabiatla baş başadır, tabiatla dertleşmektedir. Gözler Emen ovasının eşsiz grubuna dalarken, gönüller Torosların hasretiyle coşar. ” Bu ifadeleri bir “Koşma Türküsü” takip etmiş ve anlatı devam etmişti: “ Üçüncü hafta ‘Tepeviran Cuması’dır. Bu haftayı diğerlerinden ayıran hu-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx