Ankara Radyosu’nda Halkevleri Sanat ve Folklor Saati

150 Erol EVCİN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Düşmesi” ve “Elif Derim de İşitmez mi Kulağın” türküleri de programda yer almıştı. 79 Bursa Halkevi de 5 Ocak 1943 tarihinde programa katılmak üzere Orhaneli’den altı kişilik bir sanatkâr ekibi hazırlamıştı. 80 Program Müfettiş Saygun’un idaresinde davul ve zurnaların çal- dığı ağır bir hava ile başlamıştı. Ali Rıza Yalgın’ın Bursa’daki eski âdetlere göre ipek böceğinin bakımı hakkında yaptığı bir konuşmanın ardından yaylı çalgılarla Bursa’nın halk türkülerinden muhtelif örnekler verilmiş, davul ile zurnanın eşliğinde “Köroğlu Havası” ile program sona ermişti. Takip eden günlerde Devlet Konservatuarı müdürünün davetiyle Devlet Arşiv Dairesi’nde heyetin icrasıyla Bursa türkülerinin bir kısmı kasetlere alınmıştı. Ayrıca Gazi Terbiye Entitüsü’nde müzik öğretmenlerinden Halil Bedii Yönetken’in “Türk Halk Raksları” konulu konferansından sonra Bursalı halk sanatkârları millî kıyafetleriyle türkülerini söyleyerek, oyunlarını oynamışlardı. MUM “Film Yayın Şubesi” tarafından da Bursa sanatkârlarının muhtelif pozlarda fotoğrafları alınmıştı. 81 Müfettiş Saygun’un önerileriyle 13 Şubat 1943 tarihinde gerçekleştirilecek program için Antakya Halkevi tarafından şehrin sanat ve folklor değerleri üzerine konuşma yapmak üzere İda- re heyetinden Latif Günal ile “Argun Sazı” icracısı Kara Mehmet gönderilmişti. 82 Akşehir Halkevi’nin 2 Mart 1943 tarihinde programa iştirak ettiği anlaşılmaktadır. 83 Zey- bek oyunlarının ardından iki genç kız tarafından “Kalgıma Oyunu” icra edilmişti. 84 25 yetişkin ve birkaç çocuktan oluşan Halkevi heyetinin yöresel kıyafetleriyle kına gecesini canlandırdıkları anlaşılmaktadır. Buna göre düğün evinde “dürü”ler yani gelinin çeyizi asılmış ve ilk kıtası aşağıda verilen “Emmiler” oyun havası söylenmişti: “Kaleden Kaleye urgan da gererler, Urganın üstüne dürüler sererler, Gelini bir gecede güveyi koyarlar, Ağrıdı kollarım da saramaz oldum.” Kadınlar yöreye özgü “Düz Oyun”, “Ağır Oyun”, “Kalgıma”, “Kadın Zeybeği” gibi oyunlar oynamışlardı. Ardından karılmış kına “pullu” denilen kırmızı renkli kumaşa sarılmış sarı bir tas içinde gelmiş, davul zurna eşliğinde memleket havaları çalınmış ve kız evine gidilmişti. Bura- da yöresel oyunlara eşlik eden gelinin başına paralar ve şekerler atılmıştı. Âdete göre evlilik çağına gelmiş bir kız bu paralardan ne kadar çok kaparsa kısmetinin o kadar açık olacağı dü- şünülmekteydi. İlerleyen süreç içinde düğün evinde bulunan kadınlar ellerinde mumlarla gelini çevrelemişler, “Gıcılar Türküsü” eşliğinde gelinin ellerine ve ayaklarına kına yakmışlar ve gelin ağlamaya başlamıştı: 85 79  BCA , 490.01.1037.989.1.256, 02.11.1942; Ayrıca bkz.; “Radyoda Kayseri San’at ve Folklor Saatı”, Er- ciyes , C.I, S.20, Mart 1943, s.594-597. 80  BCA , 490.01.1036.984.1, 02.01.1943. 81  “Halkevimiz Folklor ve San’at Gecesi”, Uludağ , s.55, İkincikânûn 1943, s.42. 82  BCA , 490.01.1038.995.1, 11.02.1943. 83  BCA , 490.01.1038.992.1, 22.02.1943; BCA , 490.01.1037.990.1, 08.02.1943. 84  “Akşehir Halkevi”, Radyo , C.2, S.17, 15 Nisan 1943, s.12. 85  Ferruh Arsunar, “Akşehir’de Kına Gecesi”, Ülkü , C.3, S.36, 16 Mart 1943, s.12-14.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx