Aynı Motifin İki Farklı Müzik ve Edebiyat Çevresinde Tezahürü Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma “Narmanlı Gelin” Örneği

202 Prof. Dr. Dilaver DÜZGÜN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı mümkündür. Bu hikâye, metnin üretim bağlamı hakkında kesin bilgileri içermez ama dinleyiciye bir metnin içeriği hakkında bilgi sunar. E. Metinlerin Muhtevası Âşık tarzı şiir geleneği içinde üretilenmetin, dahamuhafazakâr bir muhtevaya bürünmüştür. Elimizdeki yedi ayrı metnin tamamında bu özellik hâkimdir. Yaşar Reyhani ve Nuri Çıraği icra- larında, diğer dört versiyondan farklı olarak “Terlemiş memeler kemer belinde” ve “Sallandıkça oynar her bir oynağı” mısraları yer alır. Diğer versiyonlarda “Başına bağlamış sarı leçeği” ifadesi bu iki aşığın icrasında “Yar başına örtmüş sarı leçeği” şeklinde söylenmiştir. Sümmani’nin şiirin- deki “gelin” imajının masumiyetine gölge düşüren bu ifadeler, halk müziği formundaki türküden etkilenme veya bu iki aşığın hitap ettiği geniş dinleyici kitlesinin beklentileri ile açıklanabilir. Hüseyin Sümmanioğlu’ndan derlenen metnin ve Nusret Toruni icrasının hikâye kısmında “söz konusu gelin, kendisine âşık olunan veya cinsel duygularla yaklaşılan bir kadın değildir” vurgusu öne çıkar. Sümmanioğlu ve Toruni, dedelerine ait bir metni icra etmişlerdir. Dedeleri, bir tasavvuf geleneğine bağlılığı ile tanınan, ahlaki tutum ve davranışlarıyla çevresine örnek olduğu iddia edilen ve “baba” nitelemesini üzerinde taşıyan bir şairdir. Sümmani Baba’dan evli bir kadına ilgi duyması beklenemez. Bu, olsa olsa iyi niyetle yazılmış bir methiyedir. “Sümmani” mahlasının anıldığı şiirin üretim bağlamını delillendirmeye ve üretim gerekçesinin masumiyetini kanıtlamaya çalışan öykünün hemen her icrada anlatılıyor olması da böyle bir zaruretin sonucudur. Saz eşliğinde icra ettiği şiiri kendisinden derlediğimiz Nuri Çıraği’ye bu derlemeden 25 yıl sonra “Hüseyin Sümmanioğlu’nun ve Nusret Toruni’nin “Nutuğu yok bu gelinin dilinde” biçiminde söylediği mısraı siz “Terlemiş memeler orak elinde” şeklinde ifade etmişsiniz” diye hatırlattığımız- da Çıraği’nin cevabı şu olmuştur: “Onların söylediği doğrudur. Ben hata etmişim.” 7 Halk müziği formunda icra edilen metinde “Sümmani” mahlası yoktur. Bu, türkünün ano- nim olduğunu gösterir. Anonim oluş, türkü metninde cinsellikle ilgili duyguların ifadesi anlamında bir rahatlık sağlar. Türküyü icra eden sanatçının kendisine ait bir metni seslendirmediği gerçeği, dinleyici tarafından bilinmektedir. Hatta türkünün sözleri, icracı sanatçının dedesine, babasına, herhangi bir yakınına da ait değildir. Türkü, toplumundur, herkesindir. Bu kabulün, nikâhlı eşi olmayan yeni evli bir kadına, yani “gelin”e karşı cinsel duygularla yaklaşma davranışını masum göstermemekle birlikte, türkünün geniş halk kitleleri karşısındaki icrasında kolaylık sağladığı muhakkaktır. O nedenle türkü metninin farklı versiyonlarının tümünde rahat bir söyleyiş olduğu görülür. Türkü metninin sahibi, “aklını, fikrini hep ona verdiğini, o goncanın bülbülü olduğunu, serini sevdaya saldığını” söyler. Türküde kadın cinselliğini öne çıkaran tasvirlere yer verilir: “Yanaklar allanmış, eller kınalı”, “Göğsünde var bir çift Gürcistan narı” gibi. Türkü icracılarının bir kısmı daha da ileri gider. Zaralı Halil icrasında sanatçı, söz konusu gelinden bir buse istediğini belirtir. Raci Alkır icrasında “Mevla’yı seversen bir dön geriye” ifadesi yer alırken Nabi Belekoğlu derlemesinde “Mevla’nı seversen yaşmağın kaldır/Evvel bir buse ver sonra vur öldür” biçimindeki talepler sıralanır. 7  Gebzede oturan Âşık Nuri Çıraği ile 17 Ocak 2017 tarihinde yapılan telefon görüşmesi.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2