Balıkçılık Folkloru- Çanakkale Geleneksel Balıkçılığı Üzerine Bir Değerlendirme

185 Balıkçılık Folkloru: Çanakkale Geleneksel Balıkçılığı Üzerine Bir Değerlendirme Genel Konular ban kesmek oldukça yaygın bir gelenek. Kurban genellikle teknede kesilmektedir. Şayet tekne dışında kesiliyorsa kanından bir miktar teknenin baş kısmına sürülmektedir. Balık avının verimsiz ve kötü geçmesi durumunda kurban kesildiği gibi çok iyi geçen bir avdan sonra da kurban kesi- lebilmektedir. Kurban konusundaki en dikkat çekici geleneklerden biri de özellikle sezon başlan- gıcında avlanan ilk balığın kesilerek kurban edilmesidir. Kesilen bu balığın kanı da tekneye ve ağlara sürülmektedir. Günümüzde kaybolmuş görünen balıkçı geleneklerinden biri de sezonda avlanan ilk balık- ların dağıtılmasıdır. Günümüzde avlanan balık miktarının azalması ve ekonomik getirisinin yük- sek olması nedeniyle bu gelenek artık uygulanmamaktadır. Yine geçmişte yüksek miktarda balık avlandığı zaman bir kısmının yoksullara ve çevreye dağıtıldığı ifade edilmiştir. Balıkçılar tekneyle açılmadan önce genellikle reis tarafından rızık ve bereket beklentisi- ni dile getiren dualar etmektedirler. Rabbim, rızkım neyse, rızkımı nasip eyle (KK8)! Ya nasip (KK10)! Vira Bismillah (KK4)! gibi sözlerle hareket etmektedirler. Günümüzde daha esnemiş olsa da bölgede tekbirli bayram olarak da anılan kurban bay- ramı boyunca balık avına çıkmamaya özen gösteren balıkçılar bulunmaktadır. Ramazan bayra- mında da ilk günü genellikle balığa çıkmayan balıkçıların sayısı oldukça yüksektir. Yine Cuma günleri balığa çıkmayı namaz saatine göre ayarlayan balıkçıların yanı sıra hiç çıkmayan balık- çılarla da karşılaşılmıştır. Geçmişte kandillerde balıkçıların nadir olarak balığa çıkıyor olmasına karşılık, günümüzde buna uyan çok az balıkçının bulunduğu söylenebilir. Yine geçmişte bazı balıkçıların kandil gecelerinde kayıklarında mum ya da kandil yaktıkları bilgisine ulaşılmıştır. Eski balıkçıların uyguladıkları geleneklerden biri de balıkların göç mevsimine göre başla- yan sezonun ilk avından önce tekneye istiflenmiş olan ağın altına para koymaktır. Ağ, ilk olarak denize salındığında altındaki para bundan sorumlu tayfalar tarafından alınmaktadır. Yine se- zon başlangıcında ağlara okunmuş su dökülmesi geçmişte karşılaşılan uygulamalar arasındadır. Bazı balıkçı köylerinde sezon başlangıcında balıkçı aileleri deniz kıyısına gelerek, balıkçılar de- nize açıldıktan arkalarından dua okumakta ve ellerine aldıkları kumu sezonun bereketli geçmesi için arkalarından denize atmaktadırlar. Mesela biz sezona çıktığımızda aileler gelirler, şurada denize çıktığımızda arkamızdan dua okur, kum atarlar. Okurlar, kumu denize atarlar. Yani, attığın şeyler kadar balık tutsun gibi. Öyle şeylerimiz vardı (KK13). Hıdırellez kutlamalarının söz konusu coğrafyada henüz canlı olduğu söylenebilir. Bu inan- cın merkezinde yer alan Hıdır/Hızır ile İlyas’ın buluşma günü olarak kabul edilen 6 mayısta bazı uygulamalarla karşılaşılmıştır. Hıdırellez’le ilgili inanmalardan biri de Hıdırellez sabahı deniz su- yunun çok kısa bir süreliğine tatlandığına inanılmasıdır. Bazı balıkçılar o nedenle Hıdırellez saba- hı deniz suyunun tadına bakmaktadırlar. Geleneksel olarak deniz ile ilişkileri oldukça sınırlı olan kadınların deniz kenarına indiği nadir zamanlardan biri Hıdırellez’dir. Hıdırellez sabahı, arınmak ve şifa bulmak amacıyla denize giren kadınlar, deniz kenarındaki taşlarla dileklerini resmetmek- tedirler. Balıkçıların genel olarak içkiyle araları iyi olsa da çoğu balıkçı teknede içki içilmesine ya da içkili tekneye binilmesine sıcak bakmadıkları gözlemlenmiştir. Bunun, teknenin bereketini ka-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx