Balıkçılık Folkloru- Çanakkale Geleneksel Balıkçılığı Üzerine Bir Değerlendirme

188 Mümtaz FIRAT T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Kutlamalar-Eğlenceler Kabotaj bayramının, geçmişte bölge balıkçılarının en çok rağbet ettikleri kutlamalar ara- sında olduğu ifade edilmektir. Aslında askeri törenlerin bir parçası olan bu kutlamalardaki çeşitli yarışmalara balıkçılar da dâhil edilmektedirler. Bu yarışlardan biri piyade tipi kayıklarla yapılan kürek çekme yarışmalardır. Bu yarışmaların oldukça çekişmeli geçtiği ifade edilirken, anlatılan bazı ayrıntılar balıkçıların ne denli önemsediklerini de göstermektedir. Kıç tarafında dümen var ya? Geceden gidiyo, kayığın altına kürek, süpürge çakıyo. Kayığın altında kürekle çekiyon ya, tutsun diye (Gülüşmeler M.F.) (KK5) . Genç balıkçıların katıldıkları bir diğer yarışma yağlı direk yarışmasıdır. Yağlanmış direğin ucundaki bayrağı kapmakla sonuçlanan yarışmada, kazanana bazı hediyeler verildiği de belirtilmektedir. Balıkçıların katıldığı bu etkinlikler günümüzde kaybol- muş görünmektedir. Yaygın balıkçı eğlencelerinin başında balık ve içkiyle yapılan sohbetlerdir. Avlanan balık eşliğinde genellikle şarap içilen bu eğlencelerde güzel sesi olan balıkçılar şarkı, türkü söylemek- te; zeybek oynanmaktadırlar. Yine bu sohbetlerde fıkra ve güldürücü anıların anlatıldığı ifade edilmektedir. Halk Hekimliği Balıkçıların en çok karşılaştığı sağlık sorunlarının başında, bazı balıkların çarpmalarına ve ısırmalarına maruz kalmaktır. Özellikle trakonya, iskorpit türü bazı balıkların çarpması durumunda en sık başvurulan geleneksel tedavi yöntemi idrar sürmektir. Günümüzde bir ecza dolabı bulun- durmanın zorunluğu olduğu balıkçı teknelerinde bu tedavinin yerine amonyak kullanılmaktadır. İdrardan sonra en çok başvurulan yöntem çarpılan yere kibrit ucundaki kimyanın basılmasıdır. Hiç bi şey bulamazsan denizde, evvelden yoktu, deyelim kiprit; bildiğin kiprit başındaki kimyası, çarpan veya kestiğin yere üç-dört tane kibrit. Çakının burnuyla sıyırırsın, kapatırsın zıngadak tamam (KK12). Balık çarpmalarına karşı uygulanan en ilkel yöntemlerden bazıları ise yara yerine sigara ateşi ya da egzoz ısısıyla yakmak olarak karşımıza çıkmaktadır (KK13). Bu yaralara bazı balıkçıların limon sıktıkları, bazılarının da sıcak suda beklettikleri ifade edilmiştir (KK20). Diğer bazı balıkçılar da sirke sürmektedirler (KK19). Balıkçıların sürekli nemli ortamda bulunmalarından dolayı en mustarip oldukları rahat- sızlıkların başında romatizma gelmektedir. Nem ve soğuktan dolayı bütün balıkçıların belli bir yaştan sonra bu rahatsızlıkları yaşadıkları ifade edilmektedir. Romatizma ağrıları için uygulanan geleneksel yöntemlerden biri, denizanasının kaynatılarak, ağrıyan yerlere konulması ve bir bez yardımıyla bağlanmasıdır (KK21). Balıkçılar ve bölge halkı eşkina balığının kafasında bulunan taşın suda eritilerek içilmesi durumunda böbrek taşlarına iyi geldiğini ifade etmektedirler (KK21). Özellikle mavi denizanasının sıvısının göze kaçması durumunda geçmişte en sık başvurulan tedavi yönteminin göze karpuz suyu dökmek olduğu belirtilmektedir (KK20). Balıkçılar bazı çarpma ve yaralanmaları balıkla sararak da tedavi etmeye çalışmışlardır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx