Binbir Gece Masalları’nda Cuha Fıkraları ve Mizahın Kullanımı Üzerine

254 Dr. Seval KASIMOĞLU T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı kalanların ise büyük bir çoğunluğunun doğrudan ya da dolaylı olarak ders vermeyi amaçladığı görülmektedir. Bu iki başlık halinde ele alınan fıkralarda Cuha’nın hem adaleti ve erdemi savu- nan ve özellikle bu konularda ders verme amacı güden fıkralarını (ideal Cuha/bilinç/ego/iyi) hem de cinsel fıkralarda bu özelliklerin tümüne ters davranan niteliklerini (bilinçdışı/id/kötü) görmek mümkündür. Fıkralarda temel yoğunlaşma, Cuha’nın eşi ve diğer kadınlar karşısında ve sıklıkla “cinsel olgu ve ilişkilerin konuşularak kasıtlı olarak ön plana çıkarılması” (Freud, 2012: 128) tekniği üze- rindedir. Bu sahnede Şehrazat, hastasını iyileştirmeye çalışan bir psikanalist gibidir. O, Şehriyar’ın cinsellik kaynaklı anksiyetesiyle yüzleşmesi için fıkralar vasıtasıyla adeta onu sorunlarıyla karşı karşıya getirir. Freud, Esprilerin Amacı isimli bölümde bu tür mizahın genel olarak kullandığı teknik yöntemin ima olduğuna dikkat çekmiştir (Freud, 2012: 131). Cuha fıkralarında da -özellikle müstehcen içerikli olanlarında- bu tekniğin sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Şehrazat, doğ- rudan söyleyemediği düşüncelerini bu fıkralar aracılığıyla ortaya koymaktadır. Bu fıkraların bir başka özelliği de içerisinde Cuha’nın eşinin de olduğu cinsel fıkralardan başlayarak hayvanlara ya da küçük çocuklara karşı işlediği cinsel tacizlere kadar yelpazesinin bir hayli kabarık olmasıdır. O adeta fıkralar aracılığıyla anksiyetesi ile mücadele edebilmek için korkusunun kaynağını oluş- turan cinselliğe maruz bırakılmaktadır. Maruz bırakılma terapisi, psikolojide kişinin zihinsel bir takıntı haline gelen problemleriyle doğrudan yüzleşmesi amacıyla sürekli ona maruz kalmasıdır. Örneğin, örümcekten korkan birinin örümceğe benzeyen çeşitli oyuncaklarla oynamasının ya da örümcek resimlerine, videolarına bakmasının sağlanması gibi Şehriyar da cinsellikle ilgili bu anksiyeteden kurtulmak için yoğun cinsel içerikli fıkralara maruz bırakılmıştır. Fıkralarda en dikkat çeken özellik ise erkeklerin ve onları sembolize eden organların bu fıkralarda sürekli bir şekilde aşağılanmasıdır. Bu noktada denilebilir ki özellikle cinsel fıkralarda Şehrazat, kadınların sadakatsiz olduğunu düşünen hükümdara hatta Binbir Gece Masalları ’n- da çok sık tekrar edilen “kadının şeytandan daha şeytan olduğuna” dair temel bir izleğe kar- şı olan fikrini Cuha’yı ve erkeklik kavramını alaşağı ederek ortaya koymuştur. Örneğin birkaç fıkrada hem eşinin hem de diğer kadınların kadınlıklarından ve kadınlıkla ilgili olgulardan övgüyle bahsetmelerine karşı Cuha erkeklik ve erkeklikle ilgili olguları son derece aşağılayarak yermek- tedir. Örneğin bir gün komşusunun bağına giren Cuha, kendisini kovan komşusuna kendisinin bir eşek olduğunu ve bağa da ihtiyacını gidermek için girdiğini söyler. Komşusu kendisine ne zamandan beri eşek olduğunu sorduğunda da erkek olduğundan beri olduğunu söyler (BGM, 2016: 2944). Clarissa P. Estés Kurtlarla Konuşan Kadınlar isimli çalışmasında “neşeli, kirli öykü” olarak adlandırdığı gülme çeşitlerinin “libidoyu tahrik” ederek “sadece depresyonu yok etmekle kalmadı- ğını kara yüreği öfkeden arındırmaya da yardım ettiğini” (Estés, 2013: 380) söylemektedir. Cinsel fıkraların en bariz ve ilk dikkat çeken işlevi bu olsa da Freud’un müstehcen mizah unsularının işlevlerinden bahsettiği şu satırlarında da ikinci ve önemli bir işlevden daha bahsedilmektedir. Şehrazat’ın özellikle müstehcen mizah unsurlarına yer veren anlatılarında bu işlevi de açıkça kullanıldığı görülmektedir. Şöyle demektedir Freud: “Açık saçık espriler de, başlangıçta cinsel ortama, önünde kadının utanç duyması gereken bir engelleyici olarak katılan kişiyi, esprinin sağladığı hazzı

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2