Çağdaş Kentin Düğün Algısı ve Düğün Organizasyon Şirketleri

321 Çağdaş Kentin Düğün Algısı ve Düğün Organizasyon Şirketleri Gelenek, Görenek ve İnançlar Geleneğin en önemli özelliği süreklilik arz etmesidir. Bu süreklilik özde var olanın sü- rekliliğidir. Değişimden kastedilen ise; geleneğin zamana, mekâna, bağlama, ihtiyaca ve icada uygun olarak biçim değiştirmesidir. İşte bu çalışmadaki temel amaç da, günümüzdeki kültür de- ğişmelerini ve değişimin boyutlarını yine geleneğin en temel unsurlarından olan “evlilik âdetleri” bağlamında ele almaya ve anlamaya çalışmaktır. Anadolu’daki milli yapının oluşmasında, Türk kültürünün korunmasında ve geleceğe akta- rılmasında, milli dayanışmanın, birlik ve beraberliğin tesis edilmesinde, düğünlerimiz önemli gö- revler icra etmektedir. Bunun dışında folklor ürünlerinin işlevselliğine uygun olarak düğünlerimizin hoşça vakit geçirme, eğlenme, eğlendirme, toplumsal kurumlara ve törenlere destek verme, pek çok değerin genç kuşaklara aktarılmasını sağlama ve toplumsal baskılardan kurtulma gibi işlev- leri yerine getirdiği de bir gerçekliktir. Geleneksel düğünlerimizde, hem dini (nikâh, salavat, tek-bir, dua, kına, kılınan namaz vs.) hem milli (toy yemeği, güreş, at yarışı vs.) hem de İslam öncesi Kam/Şaman kültürüne ait gelenek ve pratiklerin (saçı, eşiğe basmama, kapıya yağ sürme, suya para atma vs.) iç içe geçerek bütün- leştiği görülmektedir (Altunel, 1996: 85). Ancak bu geleneklerden bazılarının genel kültür kalıpları içerisinde kalarak bağlama uygun bir surette değişime uğradığı da bir gerçektir. Son yüzyılda ve özellikle de son elli yılda, evlilik ve düğün âdetlerimizde meydana gelen değişimin baş aktörü olarak köyden kente göç olgusuyla birlikte yaşanan kentleşme ve kentli- leşme süreci, ekonomik gelişmeler, eğitim düzeyinin artması, medya faktörü, iş hayatı ve sos- yal çevre baskısı görülebilir. Bu değişimin nedenlerinden bir kısmı teknolojik gelişmelerle ilgilidir (gençlerin birbirlerini sanal ortamda görmeleri ve tanışmaları gibi), bir kısmı mekânsal olup bir zorunluluk neticesinde ortaya çıkmıştır (kentlerdeki düğün salonları gibi), bir kısmı şehir insanı- nın çalışma hayatından kaynaklanan zamansal değişikliktir (düğün sürelerinin azalması gibi), bir kısmı ekonomiktir (düğünde yemek ikramının kalkması gibi) ve bir kısmı da işlevsellikle ilgilidir (hamamların özelliğini kaybetmesi, çeyiz olarak yapılan el işlemelerinin artık çok fazla kullanıl- maması gibi). Hızlı bir sosyal ve kültürel değişimin yaşandığı 20. yüzyılda sosyal ve kültürel içerikli pek çok değerin, yapının, kurumun, yaşam tarzının, âdet ve geleneklerin kaybolduğu; kaybolmayan- ların ise yapı ve fonksiyonlarında bazı değişikliklere uğrayarak varlıklarını sürdürme çabası içeri- sinde oldukları görülmektedir. Bu hızlı değişim sürecinin aynı zamanda yeni değerlerin, kurumla- rın, göreneklerin ve yeni yaşam tarzlarının belirip benimsenmesine, yerleşip kökleşmesine zemin hazırlandığı da izlenmektedir (Er, 1997: 191). Kentleşme olgusuyla birlikte yaşanan değişim sürecinde köylerde yaşayan kimi değerler kentlere taşınırken, kentlerde ortaya çıkan yeni kültürel değerler ve olgular da köylere taşınmak- tadır. Özellikle yeni tip düğünler diyebileceğimiz salon düğünlerinde eski ile yeninin kaynaşması sonucu dans ile halayın, org ile kemençenin birlikte icra edilmesi gibi ilginç sentezlerin ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Köylerde yaşatılan düğün âdetlerinin köyden kente göçün yoğun olarak yaşandığı ilk yıl- larda göçün yönüne uygun olarak kentlere taşındığı, ancak son çeyrek asırda bu geleneklerden

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx