Ceyhanlı Aşık Ferrahi'nin Yeni Derlenen Türküleri

28 Dr. Halil ATILGAN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Günlerden bir gün TRT İzmir TV’sinden Adnan Sait Tabakçı telefonla beni aradı. Hemhal olduk. TRT adına Âşık Ferrahi belgeseli çekeceğini, benim de danışman olarak görev almamı istedi. Doğrusu bu haber beni fazlasıyla mutlu etti. Belgeselden ziyade belgeseli yaparken Ferrahi ile ilgili birtakım yeni bilgilere ulaşacağım çamla çırayla arayıp da bulamayacağım bir fırsattı. Kısaca çeşitli görüşmeler yapıldıktan sonra İzmir’den gelen beş kişilik bir ekiple Ankara’dan Adana’nın Ceyhan ilçe- sine hareket ettik. Önce Ceyhan’da, sonra da çevrede çekim yapılacak kaynak kişiler tespit edildi. Âşık Abdülvahap Kocaman’la görüşmek için Kadirli’nin Avluk köyüne, Âşık Feymani ve Mahmut Taşkaya ile görüşmek için Azaplı’ya, sonra Ceyhan’ın Kıvrıklı ve Sağkaya köylerinde çekim yapmak üzere bir çalışma planı yapıldı. Planımızı aynen uyguladık. Önce Avluk, (Koçlu) Azaplı sonra da Kıvrıklı ve Sağ- kaya köyünde çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Önce Azaplı… Azaplı’da Âşık Feymani’nin konuğu olduk. Feymani özenle karşıladı. Hoş- beşten sonra tatlı bir söyleşi başladı. Konu Ferrahi. Biz soruyoruz, o cevaplıyor. Sohbet esnasında yemek hazırlandığını gördük. Aç değiliz, çay yapılırsa içeceğimizi söyledik. Hoş sohbetle çaylar yu- dumlanıyor. Feymani Ferrahi ile ilgili hatırasını anlatıyor: “Yıl 1967. İstanbul Harbiye Açık Hava Ti- yatrosunda âşıklar şöleni var. Şölene beni almamışlar. Ama Ferrahi kadroda. Kendisi gırtlak veremi olduğu için türkülerini kızı okuyor . O zaman Hasta Gönlüm Divanedir Durmuyor, Ela Gözlü Nazlı Yâri ve Ah Neyleyim Gönül Senin Elinden türküleri çok ünlü . Özellikle; Ah Neyleyim Gönül. Adı geçen türküyü Ankara Radyosu sanatçısı Nurettin Dadaloğlu radyoda okumuştu. Kendisi o türküyle çok ün- lendi. Hatta benim de katıldığım bir programda türküyü üç defa okuttuklarını biliyorum. İşte o zaman Ferrahi’nin çok ünlü olduğu dönemdi. İstanbul’da Harbiye Açık Hava Tiyatrosunda yapılan âşıklar şöleninde ben de Ferrahi’y- le birlikteyim. Türkülerini kendi çalacak kızı okuyacak. Kuliste de prova yapacaklar. O sırada programa katılan sanatçılardan biri de (ismini hatırlayamıyorum) prova yapıyor. Ferrahi de sa- zını akortladı. Delikanlı bitirsin ki kendisi de prova yapsın. Fakat genç, bir türlü fırsat vermiyor. Ferrahi dayanamadı . ‘Delikanlı eğer izin verirsen ben de birkaç türkü geçeceğim kızımla’ dedi. Delikanlı Ağabey bu sazı sadece bizim Aleviler çalar, Alevi değilsen çalamazsın deyince. Ferrahi ‘Saz çalmanın Alevi’si Sünni’si olmaz . Herkes kabiliyetine, yeteneğine göre çalar. Ama sen bana fırsat vermiyorsun. Ben alevi değilim ama fırsat verirsen bak nasıl çalacağım’ dedi . Akortladığı sazını aldı eline, vurdu teline. Oğlan Ferrahi’nin çalışını görünce aptallaştı, dediğine pişman oldu. Ferrahi’nin elini öperek özür diledi. Bu hatırasını hiç unutmam 5 . Alevi köylerinde dedelik yapmış olsa da kendisi alevi değildi . Ben Alevi olmadığını biliyordum. Bu hatırasıyla da bilgim tazelendi. Ferrahi dürüst, samimi ve ahlâklı bir kişiliğe sahipti. Sevilen bir âşıktı. Sesi de güzeldi. Hat- ta köyde ezan okuduğu dahi söyleniyordu. Onunla dosttuk. Benden başka Abdülvahap Kocaman, Âşık Hüdai, Kul Ahmet de dostları arasındaydı. Merhumun bir fötr şapkası vardı. O şapkayla güzel bir fotoğraf çektirmişti. Fötr şapkayı Âşık Kul Ahmet’in armağan ettiğini söylerdi.” diyerek sözlerini noktaladı. 5 Feymani bu bilgiyi verirken Toplumda Alevi, Sünni, din, ırk, mezhep ayırımı yapmadığını, Ferrahi’nin Alevi olarak bilindiğini fakat Alevi olmadığını anlatmak için bu hatırasını naklettiğini ifade etti.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz