Çorum Kültür Envanteri

471 Gök yüzünü kara bulut bürüdü Yavruyu saklıyor kollar içinde Çalkışladan sanki bir dağ yürüdü Beslemek istiyor güller içinde Hasibe de köy içinde bir idi Kurtulmaz gidiyor seller içinde Aldı seller yavrusile gelini Aldı seller yavrusile gelini Büktü Harun efendinin belini Büktü Harun efendinin belini Bir yavrusu evde öksüz bakıyor Ana, baba, konu komşu geldiler Gözlerinden kanlı yaşlar akıyor Ağlayarak düz ovaya doldular Bu felâket çok yürekler yakıyor Bir gün sonra cenazesin buldular Aldı seller yavrusile gelini Aldı seller yavrusile gelini Büktü Harun efendinin belini Büktü Harun efendinin belini 76 1930’lu yıllarda, Alaca’ya bağlı Küre köyünde, birbiriyle kavgalı komşular vardır. Bunlardan biri de Deli Bayram ve komşusudur. Bir gün Deli Bayram’ın kavgalı olduğu komşusu, çocuğunu kaybeder. Çocuğu, Deli Bayram’ın kaçırdığından şüphelenirler. Deli Bayram aksini ispat edemediği için bu olayın sorumlusu olarak idama mahkûm olur. Çorum saat kulesinin dibine asılır. Olaya şahit olan Âşık Haydar, “Çorum Ağıtı” olarak bilinen dörtlükleri söyler 77 : Bir kuzu da taş dibinde meliyor Yavrum ateşinden nasıl durayım Firgatı da dağı taşı deliyor Atatürk’e bir telgraf vurayım Komşular da bulamamış geliyor Müjdesine beş yüz altın vereyim Yitirdim yavruyu ben bulamadım Yitirdim yavruyu ben bulamadım Âşık Haydar gezer kendi hâlinde Dellallar çağırır Çorum ilinde Alaca kazası Küre köyünde Yitirdim yavruyu ben bulamadım 12 . 12.Çorum’da Halk Şiiri: Çorum ili, tarihî derinliği ve coğrafî genişliği itibariyle, halk şiiri vadisinde önemli temsilciler yetiştirmiş illerden biridir. Hece ile yazılmış şiirlere ait cönkler, gerek özel koleksiyonlarda gerekse kütüphanelerde yer almaktadır. Çorum’un kültürel zenginliği, bütüncül ve tam bir “Çorumlu Âşıklar” listesini çıkarmayı zorlaştırmaktadır. Ön araştırmayla tespit edilecek isimlerin, ayrıntılı alan araştırması <derleme> çalışmalarıyla ortaya çıkarılması sonucunda, âşıkların ve halk şiiri vadisinde şiir söyleyip/yazanların nitelikli bir listesiyle birlikte, biyografi bilgilerine ve şiir repertuarına ulaşmak mümkün olacaktır. Günümüzde, edebiyat araştırmacılarının yanı sıra müzikologlar ve edebiyat tarihçileri tarafından, âşıklığın, bir kaybolma noktasına geldiği düşünülmektedir. Tarihîne baktığımız zaman, geçmişte yüklendiği fonksiyondan uzak görünen âşıklık geleneği, toplum hayatında yaşanan değişim/dönüşüm sürecinden, en fazla etkilenen meslek ve sanat dallarından biri olmuştur. Bir kuşak önce, âşık meclisinde fasıl dinleyen orta veya ileri yaştaki bir dinleyicinin âşıklığa dair bilgisinin, sözlü ürünleri ezberleme ve kimi zaman istendiğinde hazırlıksız biçiminde söyleyebilecek kadar da bilinçli olduğu tespitinden yola çıkarak, günümüz âşıklarının, bir kuşak önceki dinleyicilerin sahip olduğu gelenek bilgisinin oldukça uzağına düştüğünü görmekteyiz 78 . ���������������������������������������������������������������� Çorumlu Dergisi, Yıl 2, 1 Kânunisani 1940, Sayı 18, s. 22-23. ���������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������� M. Öcal Oğuz, Tuğçe Işıkhan, Onur Karahalil, 2006, 2005 Yılında Çorum’dan Derlenen Ağıtlar, Gazi Üniversitesi Çorum Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Halkbilimi Topluluğu Yayını, Grafiker Ltd., Şti., Ankara, s. 15. ������������������������������������������������������������������������������������������������������������������ Özkul Çobanoğlu, 2000, Âşık Tarzı Kültür Geleneği ve Destan Türü, Akçağ Yayını, Başer Matbaası, Ankara. (386 S.)

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2