Dede Korkut Hikayelerinde Toplumsal Cinsiyet Kabulleri Bağlamında Kadın ve Erkek Söylemleri

145 Dede Korkut Hikâyelerinde Toplumsal Cinsiyet Kabulleri Bağlamında Kadın ve Erkek Söylemleri Türk Halk Edebiyatı alanlarında da hem söze hem de davranışa dayalı sembolik ifadeleri vardır. Kazan Bey’in Oğlu Uruz’un Tutsak Düştüğü Hikayede Kazan Bey, oğlunun hüner göstermemesiyle ilgili kaygılarını şöyle aktarır: Beri gelgil, kulunum oğul, Sağım ala bakduğumda, Kardaşım Kara Göne’yi gördüm, Baş kesüpdür, kan döküptür, Çuldu alupdur, ad kazanupdur. Solum ala bakduğumda tayım Aruz’u gördüm, Baş kesüpdür, kan döküpdür, Çuldu alupdur, ad kazanupdur Karşım ala baktığımda, seni gördüm, On altı yaş yaşladın Bir gün ola düşem ölem sen kalasın Yay çekmedün oh atmadın, baş kesmedün, kan dökmedün Kanlı Oğuz için- de çuldı almadun. Yarınki gün zaman dönüp ben ölüp sen kalıçak tacum, tahtum sana virmeyeler, diyü sonumu andum ağladım. (Ergin 1997: 155-156) Burada bireysel söylem aslında toplumsal söylemin dısa vurumu şeklindedir. Toplumsal yapının eril kimliğe yüklediği en önemli vasıflardan birisi, güç temeline dayalı olarak hüner gös- termesidir. Toplumun erkek çocukla ilgili bu beklentisi, doğumdan itibaren başlamaktadır. Bu bağlamda Kam Pürenin Oglu Bamsı Beyrek Hikâyesi’nde Kam Püre Bey, oğlunun doğumuyla birlikte duyduğu sevinci göstermek amacıyla bezirgânları Rum iline armagan almaya yollar. Be- zirgânların ticaretle uğraşan kişiler olması da meslek ve armağan bağlantısını göstermektedir. Bezirgânlar oglan için bir “deniz kulunı boz aygır, bir ag tozlu katı yay ve bir altı perlü gürz” (Ergin 1997: 117) alırlar. Seyfi Karabas, bu hediyeleri “bir erkege savasçı niteliginin yakıstırıla- bilmesi için gerekli savas aletleri” (Karabas 1981:170) olarak yorumlamaktadır. Bu armağanlar, toplumsal beklentinin cinsiyete baglı olarak somutlaşmış halleri olarak görülebilir. Savasçı toplum yapısına uygun olarak bireyin yigitlik ve beylik kazanmasında bu unsurlar kültürel bellegin anlam yüklü sembolleridir. Devletlü oğuldan erenliğe doğru olan yolda oğulun hüner göstermesi, ad al- ması, yiğit olması, tutsaklığı, tutsaklıktan kurtuluş yolları, çözümleri ve bey olma yolundaki müca- delesi hikaye kurgusu içerisinde yer verilen önemli bir öğedir. Bireyin ad alması kamusal alanda göstereceği bir hünere bağlıdır. Birey, kimliğini yani adını fiziki güç temeline dayalı bir davranışı gerçekleştirmekle elde eder. Toplumsal alanda fizikî güce dayalı olarak gösterilen yigitligin inanç temelli teyidinin neticesinde yigit, ilk olarak ad kazanır. Daha sonra ise “boynu uzun bedevi at, aga yıldan tümen koyun, kaytabandan kızıl deve, altun baslı ban iv ve çigni kuslu cübbe” kazandı- gı diger seylerdir. Yiğidin kazandığı ve elde ettiği at, deve, koyun hikâyelerin ilerleyen bölümlerin- de beylerin, babaların tutsaklığını, hatalarını, sorgulamalarını, tecrübelerini anlatacakları manevi anlamlar taşıyan göstergeler haline gelmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2