Demir Çağı

1.6.2. Urartu Krallığı Anahtar Kelimeler: Urartu, Nairi, Bianililer. Urartu adı, ilk kez Asur kralı Salmanasar I’in M.Ö. 1274 yılında Van Bölgesi'ne gerçekleştirdiği askeri seferlerini anlattığı yazıtında geçer. Bu dönemde, Van Gölü ve çevresinde şekillenen ve çeşitli bölge ve kentlerden meydana gelen bir siyasi oluşumun ilk adımları görülmektedir. M.Ö. 832’e tarihlenen Van Kalesi'ndeki Madırburç yazıtı, Urartu Krallığının ilk yazılı belgesidir. Yazıtlara göre, Urartu Krallığının bilinen ilk kralı Urartulu Arame, ilk başkenti ise Arzaşkun’dur. Urartu Kralları kendilerine ait ilk belgelerde, “Nairi Kralı” ünvanını taşımaktadırlar. Ancak kendi ülkelerine “Bianili” olarak adlandırmaktaydılar. Urartu Krallığı’nın ortaya çıktığı M.Ö. 9. yüzyılın coğrafi ve siyasi durumu çok karışıktır. Batıda Karasu-Fırat, kuzeyde Kuzey Ermenistan Dağları, doğuda Azerbeycan’daki Savalan Dağları, güneyde ise Zağros Dağları ile birleşen Doğu Toroslar ile sınırlandırılmış bölgede gelişen Urartu uygarlığı, çok sayıdaki Geç Hitit Beylikleri ve Dicle ve Orta Fırat’daki Arami beylikleri ile sürekli ilişki içinde idi. Bu durum, doğal olarak onun tarihinin ve uygarlığının gelişiminde çok önemli bir rol oynamıştır. Ama Urartu tarihinin gelişimindeki en önemli etken Geç Asur İmparatorluğu’dur. Her dönemde, Asur orduları ve kültürü ile karşı karşıya kalan Urartu’nun kaderi neredeyse Asur tarafından tayin edilmiştir. Tuşpa'nın ilk kralı Sarduri'nin başa geçişiyle birlikte Urartu Krallığı, Yakın Doğu'da Asur ile boy ölçüşebilen tek devlet durumuna gelmiştir. Kendisinden sonraki kral İşpuini’nin özellikle güney ve doğu ülkeleri üzerinde kazandığı askeri basarılar, O’nun, Urartu devlet ve dini yapısı üzerinde önemli düzenlemeler yapmasına yardımcı olmuştur. Oğlu Menua'nın başarılı saltanatı ile, Urartu Krallığı, Yakındoğu'da Asur'un yanında en önemli askeri güç olmuştur. Menua'nın askeri ve imar faaliyetleri ile dolu saltanatı, Urartu Krallığının, bir sonraki kral oğlu Argişti döneminde daha da güclenmesini sağlamıştır. Argişti'nin oğlu II. Sarduri, adına bir yenilik olarak "dünyanın kralı" unvanını eklemiştir. Urartu Krallığı’nın Güneydoğu Anadolu’da kurmaya çalıştığı ve büyük oranda başarılı olduğu girişimler, Urartu ile Asur'u kaçınılmaz olarak karşı karşıya getirmiştir. İki ordu M.Ö. 753 yılında Kuzey Suriye'de savaşmışlar, galip taraf Urartu olmasına karşın, II. Sarduri bunu uzun süre koruyamamıştır. III. Tiglat-Pileser, MÖ. 743'de, II. Sarduri'nin yönettiği ortak gücü yenilgiye uğratır ve daha da ilerleyerek başkent Tuşpa'yı kuşatır. Sonraki dönemlerde, Asurlular ve Kimmerler Urartu için büyük sorunlar yaratır. II. Sarduri’den sonraki kral I. Rusa, Kimmerlere karşı başarısız bir sefer yapar, sonrasında da II. Sargon’un “Sekizinci Seferi" sonrasında başkent Asur orduları tarafından kuşatılır. Rusa oğlu II. Argişti yine "göçebe kavimlerle" uğraşmış, M.Ö. 685 yılında Gordion kentini yağma eden Kimmerler ile savaşmış ve aynen babası gibi o da Kimmerler karşısında yenilmekten kurtulamamıştır. Buna rağmen Argişti’nin, imar faaliyetlerine giriştiği ve Urartu sınırlarının özellikle doğuda bir hayli genişlediği görülmektedir. Urartu kralları içinde en az Menua kadar yapım faaliyetlerine önem veren bir başka kral Argişti'nin yerine, olasılıkla M.Ö. 685 yılında tahta geçen II. Rusa'dır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz