Demir Çağı

1.6.2.1. Şehirler ve Mimari Anahtar Kelimeler: Tuşpa, Apadana, Haldi. Urartu uygarlığı ile ilgili kazılar çoğunlukla kalelerde gerçekleştirildiğinden dolayı, Urartu mimarisi hakkındaki bilgilerimiz çoğunlukla kale yerleşimlerinden gelmektedir. Urartulular zorlu bir coğrafyada, sarp tepeler üzerinde 10-15 m yükseklikte, dış yüzleri iyi işlenmiş iri taşlardan örülmüş surlarla çevrilmiş görkemli kaleler inşa etmişlerdir. Hemen her kalede anıtsal saraylar ve baştanrı Haldi için yapılmış tapınaklar ortaya çıkarılmıştır. Urartu mimarlığı, büyük oranda krallık güdümünde gelişmiştir. Kendine özgü oldukça zor topografik ve coğrafya özelliklere sahip bölgede, krallığın isteklerine göre koşullanmış resmi bir yapılaşma gözlemlenebilir, ancak buna rağmen farklı topografik koşullar nedeniyle standartlaşmış bir mimari tasarımdan söz edilemez. Tüm resmi yapılar, kayaya oyulu temeller üzerinde yükselmektedir. Çoğunun yükseklikleri 10-15 metreyi bulan surların dış yüzü, iyi işlenmiş taş bloklarla örülmüştür. Sur sisteminde erken dönemde bazen kulemsi çıkıntılar vardır ancak geç dönemde bu çıkıntılardan vazgeçilir. Su tesisatının ve kapılardan sokulamayacak kadar büyük depo küplerinin yerleştirildiği yapılar, inşaatlarda önceden planlamanın varlığını göstermektedir. Zor topografik koşullar nedeniyle yer sıkıntısı, teraslamalar ve çok katlı inşaat ile çözümlenmiştir. Kaleler içinde basit halk kitlelerinin konutlarına hiç bir zaman yer verilmemiş, sadece bir tehlike sırasında buralara sığınmalarına izin verilmiştir. Urartu yerleşim sahası içindeki bazı kalelerin eteklerinde birçok evin bir araya gelmesi ile oluşan küçük kentlerin varlığı bilinmektedir. Merkezi bir otoritenin denetimi altında inşa edilen bu tür standart planlı kentlerin veya daha küçük boyutlu yerleşme alanlarının etrafı bütünüyle bir duvar ile çevrilerek koruma altına alınmıştır. Urartu'nun kırsal kesiminde, krali kalıpların dışında üretilen konutlar daha basit ve ön odalı bir plana sahiptir. Evlerin tümü taş temel üzerine kerpiç malzeme ile inşa edilmiştir. Ancak erken dönem evleri ile daha geç dönemde inşa edilen evler arasında özellikle boyut ve oda sayıları acısından belirgin farklılıklar vardır. Erzincan’daki Altıntepe ve ondan daha erkene tarihlenen Aras vadisindeki Argiştihinili (Armavir-Blur) kentinde, kral I. Argişti tarafından M.Ö. 8. yüzyılın ilk yarısında yaptırılan saray içinde yeralan ve Yakındoğu mimarisinde “çatısı sütunlar tarafından taşınan toplantı veya kabul salonları” olarak tanımlanan “apadana”lar, Urartu uygarlığının karakteristik yapılarıdır. Zor topografya ve coğrafya şartlarında gelişen Urartu uygarlığı, bu zorluğu, çağının ilerisindeki mühendislik projeleriyle aşmasını bilmiş ve barajlar, bentler, sarnıçlar, kuyular ve kanal sisteminden oluşan sulama yapıları inşa ederek, bu olumsuz şartları avantaja çevirmeyi başarmışlardır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz