Demir Çağı

1.6.4. Lidya Krallığı Anahtar Kelimeler: Lydia Krallığı, Sardeis, Kroisos Batı Anadolu’nun iç kesiminde kalan, kuzeyde Bakırçay (Kaikos) ile Demirci (Temnos) dağı, güneyde Aydın (Messogis) dağları ve Büyük Menderes (Maiandros) nehri arasındaki bölge Antik çağda Lydia Bölgesi olarak adlandırılmıştır. Kuzeyde Mysia, güneyde Karia, doğuda Phrygia ve batıda Ionia ve Aiolia ile komşu olan Lydia Bölgesi zengin maden yatakları, verimli toprakları, sahip olduğu ticaret ve ulaşım yolları ile tarih içerisinde önemli yer edinmiştir. Arkeolojik verilere göre bölge tarihi Neolitik Döneme kadar gider. M.Ö. 3. ve 2. binyıllarda ise daha gelişmiş kültürler karşımıza çıkar. M.Ö 2. binyılın ortalarında Hitit İmparatorluk Dönemi yazılı belgelerinde bölgenin adı Assuwa olarak geçmektedir. Homeros ise bölge halkından Maionialılar olarak bahseder. M.Ö. 7. yüzyılın ilk yarısı, Anadolu’nun yerli krallıklarından biri olan Lydia Krallığı’nın önemli bir devlet olarak ortaya çıktığı ve yoğun dış ilişkilerin olduğu bir dönemdir. Bu dönemde yönetim Mermnad hanedanının elindedir. Antik kaynaklar, krallığın daha önce hüküm süren hanedanları hakkında fazla bilgi vermezler. Herodotos, krallığın Mermnadlardan önce Heraklidlerin elinde bulunduğunu, bu hanedanlıktan önce ise Lydia halkına adını veren Atys oğlu Lydos’un soyundan gelenlerin (Atyadlar) bölgede hüküm sürdüğünü bildirir. M.Ö. 7. yüzyılın başlarında Heraklid hanedanının son kralı Kandaules, Gyges tarafından devrilince yönetim Mermnadların eline geçmiştir. Gyges’in tahta geçmesi ile birlikte krallığın etki alanı kuzeyde Propontis’e (Marmara Denizi) kadar ulaşmıştır. Lydia krallarının Batı Anadolu'daki Ionia kentleri ile olan ilişkisi de Gyges zamanında başlar. Bu dönemde Miletos, Smyrna, Kolophon ve Magnesia’ya saldırılar düzenlenmiştir. Kuzeyden gelerek tüm Anadolu’yu tehdit eden Kimmerler’e karşı savaşan Gyges, başarısız olmuş ve savaş sırasında ölmüştür. Onun ardılları olan Ardys ve Sadyattes de Yunan kentlerine saldırılara devam etmişlerdir. Mermnad hanedanının dördüncü kralı Alyattes Dönemi, Lydia Krallığı’nın yükselişe geçtiği dönemdir. Kimmer tehlikesini tamamen ortadan kaldıran Alyattes, krallığın sınırlarını Ege kıyılarından Kızılırmak’a kadar genişletmiştir. M.Ö. 6. yüzyılın başlarında Asur devletine son verdikten sonra Kızılırmak’ın doğusunda kalan bölgeye hakim olan Medler’le yapılan savaş, M.Ö. 585 yılındaki güneş tutulmasının tanrısal bir işaret olarak kabul edilmesi üzerine barış ile sonuçlanmış ve Kızılırmak iki devlet arasında sınır olarak kabul edilmiştir. Alyattes’in ardından tahta geçen Kroisos büyük zenginliği ve gücü ile tanınmaktadır. Herodotos’un aktarımına göre Kroisos Kilikia ve Lykia dışında, Kızılırmak’ın batısındaki tüm uluslara egemen olmuş ve bunlardan çeşitli vergiler almıştır. Cömertliği ile özellikle Yunan dünyasında ün salan Kroisos’un Delphi’deki Apollon Tapınağı’na armağanlar gönderdiği ve Ephesos’taki Artemis Tapınağı’nın onarımına yardım ettiği bilinmektedir. M.Ö. 546 yılında Pers kralı Kyros’un Sardeis’i alarak Lydia Krallığı’na son vermesinin ardından Anadolu’da Pers egemenliği başlamıştır. Pers egemenliği süresince Lydia’nın zenginliği devam etmiş, Sardeis batı satraplığının başkenti olmuştur. Coğrafi yakınlıklarından dolayı, Ionia ve Phrygia ile yakın ilişkilerde bulunan Lydia uygarlığı bu iki kültürden de etkilemiş, bu durum kültür, dil, din, sanat ve mimarisine de yansımıştır. Gyges Dönemi’nden itibaren özellikle Ionia ve Yunan kentleri ile yoğun ticari ilişkilere girilmiştir. Tekstil, boya, madeni kaplar, krem ve parfüm gibi kozmetik maddeler ve bu maddelerin konulduğu lydion adı verilen kap formu Lydia’nın önemli ticaret ürünleridir. Lydia Krallığı’nın zenginleşmesinde ticaretin olduğu kadar egemenliği altındaki kentlerden

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz