Demir Çağı

1.6.1. Geç Hitit Şehir Beylikleri Anahtar Kelimeler: Hitit İmparotorluğunun varisleri, Geç Hititler, Luvi M.Ö.1200’den hemen sonra, başta devlet merkezi Hattuša olmak üzere tüm Hitit şehirleri tahrip edilmiş ve eski sahipleri tarafından bir daha iskan edilmemiştir. Deniz Kavimleri Göçü sonrasında Orta Anadolu’daki Hitit Devleti, güneyindeki ve güneydoğusundaki Hitit eyaletleri üzerindeki otoritesini de kaybetmiştir. Bunun sonucunda Hitit çivi yazısı da ortadan kalkmış ve dolayısıyla Orta Anadolu’da karanlık bir dönem başlamıştır. Buna karşılık, M.Ö. I. binyılın başından itibaren, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Kuzey Suriye’de, önceden Hitit İmparatorluğu’na bağlı olarak yaşamış bağımlı yerel şehir beylikleri bünyesinde, çekirdek Hitit bölgesinde oluşan kültürel özelliklerin halen yaşamaya devam ettiğini görmekteyiz. Bugünkü bilgilerimiz ışığında Luvi hiyeroglif yazısı, Orta Anadolu’da artık susmasına karşın, sözünü ettiğimiz bu bölgedeki son Hitit beyliği ortadan kalkıncaya kadar kullanılmaya devam etmiştir. Geç Hitit Şehir Beylikleri coğrafyasının batı sınırını Konya Ovası’nın güneyinden Akdeniz’e uzanan bir çizgi, kuzey sınırını Tuz Gölü’nden Malatya’ya uzanan bir çizgi oluştururken, Malatya’dan güneye, Fırat kıyısındaki Karkamış’a inen çizgi doğu sınırını belirler. Suriye’deki Halep ise bu kültürün güneydeki en uç noktasıdır. Bu kadar geniş ve farklı coğrafyaya dağılmış bu Hitit Beylikleri de biraraya gelip merkezi bir Geç Hitit devleti oluşturamadığı için Geç Hitit tarihi, tek bir devlet tarihi olarak değil de, ayrı ayrı Geç Hitit şehir devletlerinin tarihleri olarak incelenir. Geç Hitit Beylikleri tarihi, mimarlığı ve görsel sanatları hakkındaki bilgimiz değişik kaynaklara dayanmaktadır. Bunların başında, önemli Geç Hitit Şehir Beylikleri’nin merkezlerinde yürütülmüş kazılardan sağlanan arkeolojik kalıntıların yanında, mimariye bağlı veya bağımsız heykeltraşlık eserleri ve bazıları çift-dilde yazılmış, Luvice ve Fenikece veya Batı-Semitik dildeki yazıtlar gelmektedir. Bunların yanısıra, bölgenin de içinde bulunduğu Önasya’nın en önemli gücü, Geç Asur İmparatorluğu’nun krali yazıtları da bu beylikler hakkında çok önemli bilgiler verir. Kullandıkları yazı ve dil dolayısıyla, Luvi zümresinden olan, fakat Uşpilulume, Qatazili, Mutallu ve Lubarna gibi krallarının isimlerinden dolayı, kendilerini Hitit İmparatorluğu’nun varisleri sayan bu şehir beylikleri, M.Ö. 8 yüzyılda, güçlü Geç Asur İmparatorluğu karşısında varlıklarını koruyamamış ve kendileri ile birlikte Hitit adı ve kültürü de tarih sahnesinden silinmiştir. Kaynak: Akurgal, E., Späthethitische Bildkunst (1949) Akurgal, E., Die Kunst der Hethiter (1961)

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz