Demir Çağı

1.6.1.1. Şehirler ve Mimari Anahtar Kelimeler: Karkamış, Til-Barsip, Halep, Ain-Dara, Zincirli Melidia, Kummuh, Sakçagözü, Gurgum/Marqasi, Unqi, Hattina, Que, Hilakku, Azitawanda, Tabal, bit-hilani. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapılan kazılar, M.Ö. 12.-8. yüzyıllar arasında da iskanın kesintisiz olarak sürdüğünü göstermiştir. Zaten, Assur Kralı I. Tiglatpileser’in, Malatya ve Karkamış ’a düzenlediği seferler bölgedeki iskanın varlığını doğrular. Assur belgelerinde bu bölge için Hatti ülkesi deyimi geçer. Hitit İmparatorluğu döneminde de bağımlı krallıklar olarak bilinen Karkamış ve Halep, Deniz Kavimleri göçünden sonra, bölgede oluşan karmaşalıktan faydalanarak bağımsız krallıklar olarak hüküm sürmüşlerdir. Karkamış, bölgedeki en güçlü şehir beyliğidir. Orta Anadolu’daki merkezi Hitit otoritesinin ortadan kalkmasından sonra, bölgede sözü geçen bir güçtür. Yine merkezi Hitit İmparatorluk otoritesine bağımlı olan, kuzeyindeki Malatya Arslantepe’deki Melidia ile hanedan bağlantıları açısından yakın ilişki içinde olmalıdır. Karkamış, her türlü politik kargaşaya rağmen, Fırat bölgesindeki beylikleri birarada tutmayı başarmış, doğrudan Hitit hanedanı tarafından yönetilmesi sebebi ile, kralı Hattuşa krallarına özgü olan „Büyük Kral“ ünvanını taşımıştır. Karkamış bölgede politik merkez olma özelliğini uzun süre koruyamamış olmasına rağmen bölgenin kültürel merkezi olma özelliğini devam ettirmiştir. M.Ö. 9. yüzyılda genişleyen Geç Asur İmparatorluğu’nun bu bölgeye ulaşmasına kadar geçen zaman içinde, kendi periferilerinde her anlamda hakimiyet sağlamış beylikler, bu tarihten sonra artık yavaş yavaş Asur egemenliği altına girmeye başlamışlardır. Kültürel ve sanatsal anlamda Hitit özelliklerini yaşatan Karkamış ile yakın ilişkiler içinde olduğunu gördüğümüz Til-Barsip, Halep, Ain-Dara ve Zincirli gibi önemli beylik merkezleri, M.Ö. 9. yüzyıldan itibaren kültürel anlamda da Asur egemenliği altına girmişlerdir. Karkamış, Melidia, Til- Barsip, Zincirli gibi saf Hititli özellikler gösteren merkezlerin yanında, çoğunun daha erken dönemleri hakkında bilgi sahibi olmadığımız bir çok şehir beyliği, Asur ve Arami kültür özellikleri ile bu dönemden sonra sahneye çıkmaya başlar. Adıyaman-Samsat’taki Kummuh, Sakçagözü Ovası’ndaki Sakçagözü, Maraş şehir merkezindeki Gurgum/Marqasi, Amik Ovası’ndaki Unqi ve Hattina, Çukurova’daki Que, Dağlık Kilikya Bölgesindeki Hilakku ve Azitawanda, Kayseri, Niğde, Nevşehir bölgesindeki Tabal, daha ziyade M.Ö. 8. Yüzyılda tarih sahnesine çıkmış krallıklar ve merkezlerdir. Erken dönemlerinde, diğer sanatsal özelliklerinin yanısıra, mimari açıdan da Hititli özellikler gösteren bu şehirlerde, Asur etkisinin hakim olmaya başladığı M.Ö. 9. yüzyıldan itibaren farklılıklar göstermeye başlar. Erken dönemin, Orta Anadolu’nun geleneksel teknik ve planlarında yapılmış kale ve surları yerini, bölgede hakim olmaya başlayan özelliklerde inşa edilmiş yapılarına bırakır. Özellikle M.Ö. 8. yüzyıldan itibaren, şehir merkezlerinde bit-hilani tarzında inşa edilmiş yapılar dönemin karakteristik mimari özelliğini oluşturur.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz