Demir Çağı

1.6.9. Arkaik Dönem Öncesi Anadolu ( M.Ö. 1200- 650) Anahtar Kelimeler: Arkaik Dönem, Anadolu , Kavimler Göçü, Karanlık Dönem. M.Ö. 2. Binin 2. Yarısından itibaren Anadolu önemli değişimlere sahne olmuştur. Bunlardan ilki M.Ö. 15–14. yüzyıllarda Mikenlilerin Anadolu’ya karşı olan ilgileridir. Bu ilgi neticesinde Batı ve Güneybatı Anadolu ile Anadolu’nun güney kıyılarında ticari ilişkiler ve kolonizasyon hareketleri gelişir. Miken etkinlikleri ve ticaret kolonileri yaklaşık M.Ö. 12. yüzyıla kadar varlıklarını sürdürürler. Arkaik dönem öncesindeki önemli ikinci gelişme M.Ö. 2. binin son çeyreğinde, yaklaşık M.Ö.12. yüzyıldaki “ kavimler göçü ”dür. Dalmaçya-Arnavutluk bölgesinden kaynaklanan ve “Dorlar” olarak tanımlanan kavmin başlattığı göç dalgası ile oluşan değişim rüzgârları önce Yunanistan’ı sonrasında da Anadolu’yu etkisi altına almıştır. Bu değişim neticesinde Brigler ya da Phryglerin merkezi Anadolu’ya kadar geldikleri ve yerleştikleri bilinmektedir. Yine aynı göç dalgası sırasında Yunanistan’ın çeşitli bölgelerinden kopup gelen göçmenlerden kuzey Yunanistan’dan göçen Aioller Anadolu’nun batı ve kuzey kıyılarına, Orta Yunanistan’dan göçen İonlar batı kıyılarına ve Yunanistan’ın güneyinden Peloponnes yarımadasından göçen Dorlar da güneybatı kıyılarına gelerek yerleşmişlerdir. Kavimler göçünün Anadolu’daki ilk büyük etkisi kuşkusuz Hitit devletinin yıkılmasıdır. Bu göçünün etkisiyle M.Ö. 1195–1190 yıllarında Hitit kaynaklarının artık sustuğu bilinmektedir. Aynı süreçte Anadolu’da önemli bir siyasi ve güç merkezi olan Troia kenti de tahrip olmuştur. M.Ö. 1200’lerde bu büyük göç dalgasının ardından Anadolu’nun yaklaşık 400 yıl sürecek bir sessizliğe gömüldüğü düşünülmüştür. Henüz yeterince arkeolojik bulgularla aydınlığa kavuşturamadığımız ve “ Karanlık Dönem ” olarak adlandırılan M.Ö. 1200–800 yılları arasındaki süreç içinde Anadolu’da iskânın ve yaşamın devam ettiği günümüzde özellikle Orta ve Batı Anadolu’da sürdürülmekte olan arkeolojik araştırmalarla ortaya konulmaya başlanmıştır. Gelecekteki arkeolojik araştırmalar “Karanlık Dönem” olarak tanınan dönemin aydınlanmasına daha fazla olanak tanıyacaktır. Anadolu’da M.Ö. 2.binin sonu ile 1.binin yaklaşık ilk yarısını içine alacak olan Karanlık dönem ile onu takip eden Geometrik dönem kendi içerisinde çeşitli evreler ile anılmaktadır. Genelde M.Ö. 1200–800 yılları arasındaki zaman aralığı tüm Anadolu için “ Karanlık Dönem ” olarak kabul görürken Anadolu’nun batısında bu süreç M.Ö. 1200– 1050 yılları arası olarak kabul edilmiştir. M.Ö. 1050–875 yılları arasındaki evre Protogeometrik , M.Ö. 875–675 yılları arası Geometrik ve M.Ö. 675–640 yılları arasındaki süreç de Subgeometrik olarak anılmaktadır. M.Ö. 8. yüzyılın son çeyreği ile 7. yüzyılın ilk yarısı arasındaki zaman aralığı aynı zamanda Oryantalizan Dönem olarak da tanınmaktadır. Anadolu toprakları karanlık dönemden başlayarak Arkaik döneme kadar olan süreçte bir kültürel köprü vazifesini görmüştür. Ege göçleri ile gelen kavimler beraberlerinde getirdikleri gelenek, inanış, kült, politik idare, sanat anlayışı ile Anadolu’nun kültürel zenginliğine önemli katkılar sağlamışlardır. Ancak M.Ö. 1200–1050 arasında Lelegler, Pelasglar gibi kavimlerden günümüze ulaşabilmiş arkeolojik bulgulardan yoksun olmamız ve M.Ö. 8.yüzyıla değin göçmen kavimlerin olasılıkla sürekli göçerek yerleşik bir düzene geçmemiş olmaları nedeniyle kavimler göçü sonrası karanlık dönem içindeki ilk arkeolojik verilere ancak M.Ö. 1050’de Batı Anadolu’da kentlerin kurulması ile ulaşabilmekteyiz. Bu durum kuzeybatı Anadolu’da Aiollerin yerleştiği bölgede çok daha sonra M.Ö. 700’ler civarında gerçekleşmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz