Demir Çağı

1.6.9.1. Protogeometrik ve Geometrik Dönem (M.Ö. 1050-675) Anahtar Kelimeler: Arkaik Dönem, Anadolu , Protogeometrik Dönem, Geometrik Dönem, submiken seramikleri, mimari, heykeltıraşlık. Ege göçleri olarak adlandırılan kavimler göçü sonrası Anadolu’ya gelen göçmen grupları, Anadolu topraklarında üç önemli toplanma ve kült merkezi oluşturmuşlardır. Dorlar, Knidos (Datça) Yarımadasında Triopion adıyla bilinen bir alanda, Apollon Triopos kült ve toplanma alanını oluşturmuşlardır. Günümüzde beşinin yeri bilinen altı önemli kentin (Knidos, Ialysos, Kamiros, Kos ve Lindos) burada Apollon oyunları düzenledikleri bilinmektedir. Aioller, Aliağa Körfezi içinde yer alan Gryneion’da (Yenişakran) onbir Aiol şehrinin kült merkezi olan bir Apollon kült alanı oluşturmuşlardır. Batı Anadolu’da bilinen en önemli kült ve toplanma merkezi, İonlar tarafından Mykale (Dilek) Yarımadasında Panionion adı ile kurulmuştur. Oniki İon şehri tarafından tanınan bu alanda Poseidon’a ait bir kült alanı bulunmaktaydı ve M.Ö. 1086–1085 yıllarında burada bir kült birliği tesis edilmişti. Her yıl bayram düzenlenen kült alanında Poseidon’a bir boğa kurban edilmekteydi. Karanlık dönem olarak adlandırılan süreçte mimari ile ilgili bilgilerimizin büyük çoğunluğunu Bayraklı kazılarında elde edilen bulgulara borçluyuz. Göçler sonrası Anadolu’da planı ve tarihi kesin olarak bilinen en eski ev, tek odalı ve kerpiç duvarlı olup M.Ö. 925–900 yıllarına tarihlendirilen Protogeometrik evreye ait “ oval” evdir. M.Ö. 750–650 yıllarına tarihlendirilen “ Tholos ”, dörtgen, oval plana sahip evler ile Subgeometrik döneme ait çok odalı evler Anadolu’da bilinen ev tipleridir. Dini mimari açısından önceleri açık hava kült alanları şeklinde olması muhtemel kutsal alanlarda sunaklar yer almaktaydı. Geometrik dönem sonuna doğru sunakların yanı sıra kült heykellerini de korumak amacıyla kült yapıları inşa edilmiştir. Heykeltıraşlık bağlamında Geç Geometrik dönemin sonu ya da Arkaik dönemin başına kadar Anadolu’da daha ziyade küçük boyutlu heykeltıraşlık eserleri bilinmektedir. Ancak M.Ö. 8–7 yüzyıllarda az sayıda çarkta çekilmiş gövdeleri olan pişmiş toprak heykelcik ile kapların hayvan ya da insan başı biçimli protomları bilinen heykeltıraşlık eserleridir. Anadolu eserlerini Ege Dünyasındaki çağdaşı eserlerden ayıran en önemli özellikler, figürlerin vücut bölümlerindeki organik bağ, doğallık ve canlılıktır. Az sayıda mimarlık ve heykeltıraşlık yapıtının yanında seramik örnekleri bakımından M.Ö. 1050–650 yılları arası daha zengindir. Batı Anadolu’da M.Ö. 1.binin başlangıcında tek renkli gri seramik ile birlikte Bayraklı ve Miletos’ta gün ışığına çıkarılan Protogeometrik kaplar, bu süreçteki en erken seramik bulguları oluşturmaktadırlar. Geometrik dönemin sonuna doğru ve Subgeometrik evrede seramik örnekleri çoğalmaktadır. Submiken seramikler yerini M.Ö. 1100 yılında ortaya çıkan ve M.Ö. 900 yılına kadar görülen Protogeometrik dönem seramiklerine bırakmıştır. Yeni bir üslup olarak ortaya çıkan Protogeometrik üslupta kapların açık renkte dış yüzeyi kahverengimsi siyah parlak bir boya ile yatay şeritler veya frizlere ayrılmakta; bu şeritlerin içerisi sayıları fazla olmayan düz hatlar, iç içe geçmiş daireler ve dalgalı hatlarla doldurulmaktaydı. Kulplar arasında konsantrik daireler, dairelerin içerisinde yer alan dama tahtası motifi ve kabın altında yer alan paralel şeritler tipik bezeme motifleridir. Şematik olarak işlenmiş küçük at tasvirlerine ise çok seyrek rastlanmaktadır. Bezeme ile kap biçimi arasında tam bir uyum sağlanmıştır. Bu dönemin en

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz