Dördüncü Sanayi Devrimi ve Gelenek Kültürü

214 Prof. Dr. Nebi ÖZDEMİR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı süreci almaktadır. Kültürel üretimi, aracılardan çok yaratıcı ile deneyimleyici etkileşimi ve işbir- liği biçimlendirmektedir. Hatta kültür yaratım ve dönüşüm süreçlerinde deneyimleyici etkisinin (parmaklarla ortaya konulan tercihlerin etkisi) daha da arttığı söylenebilir. Sanal-dijital platformlar kültürel yaratım, paylaşım ve olgunlaştırma bağlamları olarak değerlendirilmektedir. Masal gibi kültürel ürünlerin olgunlaşmasını sağlayan sözlü seyahatler bugün sanal ağlarda gerçekleşti- rilmektedir. Geleneksel anonimlik yerine, dijital anonimlik belirginleşmektedir. Dijital anonimlik, sanal toplulukların eseri ve temel ortaklığıdır. Diğer bir ifadeyle anonimlik biçim ve içerik olarak elektronik kültür ortamına özgü olarak yeniden biçimlendirilmektedir. Bugüne kadar yeni nesillerin eğitilmeleri için eski kuşaklara teslim edilmesi uygulaması geçerli olmuştur. Dolayısıyla da kültürle(n)me sürecinde geriye dönük bir yaklaşım benimsen- miştir. “Bir anda birden fazla iş yapabilen, görselleri yazıya tercih eden, düzlemsel okuyamayan, hafızasında çok şey tutmayan, kendine odaklı, kendi başına çalışmayı tercih eden, yaptıklarını ki- şiselleştiren ve yayan, araçlarla iletişim kuran, duyguları çabuk değişen, hemen reaksiyon, övgü ve ödül bekleyen, az okuyup- yazan, daha nümerik düşünen, beyinleri binlerce bilgi ve mesajla uyarılmış olan, dikkatleri ve algıları sığ, daha becerikli ve akıllı, ancak geniş çaplı düşünmeyi ve kültürel derinliği ihmal eden” şeklinde tanımlanan (Tarhan, 2017: 78) ekran nesli/dijital ve reset nesli/parmak jenerasyonu/dijital çağ veya milenyum kuşağı dikkate alındığında geçmişin bilinme- sinden çok şimdi ve gelecek daha önemli hale gelmiştir. Yeni çağın kuşağına anı yaşayan dijital haz nesli de denilmektedir. Aynı şekilde kuşaklar arası iletişim ve etkileşim belirsizleşmeye ve değişmeye başlamıştır. Doğuştan dijitaller ile önceki kuşaklar (dijital göçebeler) arasındaki ayrım, ortak anlayışların ve değerlerin geliştirilmesini zorlaştırmakta (Chatfield, 2012: 12), dolayısıyla geçmiş kökenli ortak yaşam alanlarını ve ortamlarını önemsizleştirmektedir. Buna karşılık elekt- ronik olanaklarla bütünleşen ve kolaylıkla edinilebilen geçmiş sayesinde kuşaklar arasındaki me- safelerin ortadan kalktığı da söylenebilir. Bu durumda geçmiş kuşakların yeni bağlama uyum hızı daha önemli hale gelmektedir. Böylelikle kültürel bellek aktarımı etkin bir şekilde gerçekleştirile- bilir. Bu kapsamda öncelikle ebeveynlere dijital çağa uyum desteğinin verilmesi yararlı olacaktır. Özellikle son dönemdeki teknolojik değişmelerin hızına yetişemeyerek uyum sorunlarını geçmişi yücelterek gidermeye çalışanların dijital yerli çocuklarını koruma ve eğitme çabaları pek anlamlı ve etkili olmayacaktır. Nitekim hep sonrakinin kazandığı kuşak çatışmaları bu gerçeği ortaya koymaktadır. Gelenek kültürü, pek araştırılmasa da yakın dönemlere kadar kuşak çatışmalarının merkezinde yer almıştır. Aslında kuşak çatışmasının kaynağını öncekinin sonrakinin dönemine uyum sağlama hızının ve gücünün azalması oluşturmaktadır. Önceki uyum sorununu donmuş bir gelenek algısı yaratarak sonrakini baskı altında yönetmekle ve biçimlendirmekle gidermeye çalışır. Bir bakıma yavaşlayan, önce geçmişe ait olana sarılır, daha sonra katılaşarak kırılır ve zamanla da etkisizleşir. Gerçekte ise kökü öncekinde olan geleneğin yüzü sonrakine dönüktür. Bu süreç, sonrakinin öncekine dönüşmesiyle tekrarlanır. Gelenek hep öncekinden beslenir ve sonrakinin katkılarıyla değişir, dönüşür ve geçmişten geleceğe aktarılır. Kuşak çatışmalarıyla yeni kuşakların eğitilmesi ve yönetiminde araçsallaştırılması gelenek kültürünün etkisizleşmenin nedenlerinden biri olarak kabul edilebilir. Sonuçta sonrakinin önceki tarafından biçimlendirilmesi, gittikçe hızlanan ve karmaşıklaşan 21. asrın ilk çeyreğinde güçleşmektedir. Belki de bu süreç dijital çağ ile birlikte sonrakinin öncekine yardımı şeklinde tersine çevrilmektedir. Diğer yandan internetle birlikte yaş, cinsiyet, kuşak, statü vb. pek çok engel ortadan kalktığı için kolay, eşit ve özgür bir etkileşim ortamı ortaya çıkmaktadır. Sanal/ dijital dünya da sağladığı etkileşim kolaylı-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx