Dördüncü Sanayi Devrimi ve Gelenek Kültürü

217 Dördüncü Sanayi Devrimi ve Gelenek Kültürü Genel Konular lenmektedir. Gerçekte ise ulusal ve yöresel farklılıklar yeni teknolojik kültürel bağlamın başlıca anlam, özgünlük ve zenginlik kaynakları olarak değerlendirilebilmektedir. Sanal ve dijital teknolo- jiler sayesinde dünyanın farklı kültürel belleklerinden yararlanılarak yeni yaratılar ortaya konula- bilmektedir. Böylelikle ulusal ve küresel ölçekte hoşgörü ve dostluğun geliştirilmesi ve pekiştiril- mesi sağlanabilmektedir. Sonuç olarak yeni teknolojiler, dolayısıyla kültürler insanlığı ayrıştırmak yerine, birleştirmek amacıyla değerlendirilir. Dördüncü teknolojik devrimin en önemli gelişmelerinden biri de sanal ve gerçek mobili- tenin hızlanması ve yaygınlaşmasıdır. Farklı nedenlerin (eğitim, güvenlik, sağlık, ekonomi, poli- tik, ailevi vb.) yanında kültür de mobilitenin temel gerekçesini meydana getirmektedir. Bireyle- rin yaşamındaki bugün coğrafya ve kültürle ilgili sınırlar belirsizleşmeye başlamıştır. Süper hızlı çevrimiçilik bireylerin dünyanın farklı kültürlerini tanımalarını ve deneyimlemelerini olanaklı hale getirmiştir. Sanal ve dijital çoklu kimliklere sahip olma ve yönetme giderek yaygınlaşmaktadır. Yeni dönemde geleneksel aile yapıları yerlerini küresel veya ulusötesi aile bağlarına bırakmak- tadır. Aile ve topluluk merkezli geleneksel kültürde yeni bağlam kaynaklı uyum sorunları ortaya çıkabilmektedir. Bu durum kültürel yaratma, icra, aktarım, deneyimleme ve içselleştirme süreç- lerini değiştirmektedir. Yeni dönemde fiziksel ve dijital dünyalar, dolayısıyla etkileşim bağlamları hızla birleşmektedir. Rastlantısal etkileşimler, bu süreçte daha da belirleyici hale gelmiştir. As- lında kültür bir yanıyla rastlantıların ürünü etkileşimlerden doğmaktadır. Dijital iletişim araçla- rı özünde deneyim ve bilgi teknolojileridir. Bu nedenle de kültürü oluşturan bilgi ve deneyimler dijital dünyada kolaylıkla küresel dolaşıma sokulmakta ve paylaşılmaktadır. İnternet ve dijital teknolojiler insanlar arası etkileşim engellerini büyük ölçüde ortadan kaldırırken rastlantısal ve eşzamanlı etkileşimleri kolaylaştırmaktadır. Bu kapsamda geleneksel bilgi ve deneyim belleğinin küresel dolaşım kazanmasıyla birlikte kültürel yaratma alanının da çeşitlenerek zenginleştiği gö- rülmektedir. Aslında nesnelerin interneti gibi yeni teknolojiler kültürün dolaşım şeklini, kapsamını ve hızını önemli ölçüde değiştirmektedir. Örneğin nesnelerin internetinin bilgi edinme kültürünü hızlandırdığı (Greengard, 2017: 157), insanın kelimeler denizindeki dalgıçlıktan yüzeyde Jet Ski’yle dolaşan birine dönüştüğü ve insan beyninin teknojiye uyum sağlamak için evrimleşeceği (Carr, 2011; aktaran S. Greengard, 2017: 157) belirtilmiştir. Kültür aktörlerinden bağımsız olarak kültürel yaratmaların sanal seyahat gücü artmakta ve yayılma alanı küreselleşmekte, dolayısıy- la olgunlaşması ve yeni yaratmalara kaynaklık etme yeteneği gelişmektedir. Geçmişteki sözlü, yazılı, görsel, görsel-işitsel olarak yaratılan ve korunanların sanal-dijital dünyaya akışının müm- kün ve kolay hale gelmesi, yaratıcı etkileşimlerin önemini de belirginleştirmiştir. Diğer yandan özgünlükler çağında gelenek kültürünün değeri ve önemi daha da artmıştır. Ulaşım sektöründeki gelişmelerle birlikte yetenek hareketliliği diğer alanlar gibi kültürel yaşam açısından da yaratıcılığı gelişmesini sağlamaktadır. Özetle mobilitenin hızlanması, kültürel açıdan olumlu gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Buna karşılık kültürün özellikle sosyal medyada olumsuz kullanımlara, çarpıtmalara ve propaganda içeriklerine dönüştürülebilmektedir. Özellikle çocuklar ve gençlere yönelik bu tür olumsuz uygulamaların önlenmesi yeni dönemin güvenlik konularından biri haline gelmiştir. Kül- tür kökenli bu tür istismarların birey ve toplulukların karar alma süreçlerini de etkileyebilmektedir. Bu kapsamda kültürel çeşitliliklerin ayrımcı yaklaşımların aracı haline getirilmesinin engellenmesi uluslararası işbirliğini de gerekli kılmaktadır. UNESCO başta olmak üzere küresel kuruluşların

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx