Dördüncü Sanayi Devrimi ve Gelenek Kültürü

220 Prof. Dr. Nebi ÖZDEMİR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı çok daha kısa bir sürede ulaşabilmektedir. Bu nedenle yerleşik eğitim ve kültürleme kalıpları- nın gözden geçirilmesi gerekmektedir. Geçmiş kültürel zamanların yavaşlığı ile dijital çağın hızı karşı karşıyadır. Gelecekte “gerçek” eğitim ve kültür mekanları ve ortamları “yaratıcı etkileşim, derinleşme, yavaşlama ve rahatlama” işlevleriyle öne çıkabilecektir. Hiper çevrimiçilikle süper hızlı etkileşimler yaşayan dijital çağın bireyi farklı kültürel yaratmaların peşinde gidecektir. Bu ko- nudaki en temel sorunlardan birini kültürel, dolayısıyla bireysel “derinliğin yitiminin, yüzeyselliğin yaygınlaşmasının” oluşturacağı unutulmamalıdır. Sözlü ve yazılı-basılı kültürel dönemlerin “ol- gunlaşma” sürecine yeni dönemde rastlanamayabilir. Buna karşılık kültürün bireysel ve toplumsal derinlik kazandırma işlevi, yeni dönemde daha önemli hale gelebilir. Asıl tartışılması gereken konulardan birini de yaşayan kültürel mirasları ve kimlikleri oluş- turan kalıpların yeni dönemdeki durumudur. Her sanayi ve teknoloji devrimi kendi kalıplarını ya- ratarak bireyi, toplumu, kültürü ve yaşamı biçimlendirmektedir. Dördüncü sanayi devriminin de kendi kalıpları belirginleşmeye ve etkinleşmeye başlamıştır. Bugünün dijital-sanal kültür kalıpları önceki nesilleri değiştirdiği gibi, kendi kuşağını da oluşturmaktadır. Bu süreçte sözlü-gelenek kültürünü ve yazılı-basılı kültürü oluşturan kalıplar belirsizleşmektedir. Sonuçta her yeni, öncekini öncelikle kalıpdışılarıyla eskitir. Yeninin bu kalıpdışılıkları, zamanla yeninin kalıplarına dönüşür. Kültür kuşakları ve toplulukları, milletleri birleştirir. Buna karşılık diğer faktörler bir yana, 18. asırdan bu yana sanayi ve teknoloji kuşaklar, topluluklar ve uluslar arasındaki farklılaşmanın, ayrışmanın temel nedenleri arasında gösterilmiştir. dördüncü Sanayi devriminin sözü edilen ay- rışmayı daha artıracağı sıklıkla dile getirilmektedir. Bu ayrışmanın bireysel ve toplumsal kimlik, iç ve dış güvenlik ve barış, dünya görüşü vb. üzerindeki etkilerinin boyutu henüz tam olarak değer- lendirilmemiştir. Bu süreçte doğal ve insani olan (içgörü, merhamet, empati vb. değerleri içeren ve içselleştiren) gelenek kültürünün geleceğin sorunlarının çözümlenmesi sağlayabileceği söy- lenebilir. Burada kültürün, dolayısıyla folklorun temel işlevlerinden biri olan “sorun çözücülüğe” dikkat çekmek gereklidir. Her teknolojik devrim, kendi popüler kültürünü inşa ettiğinden öncekini/ lerini etkisizleştirmektedir. Gelenek kültürünün bağlam ve işlev değişmeleriyle yeni dönemde ana “referans kaynağı ve uyum sigortası olma” işlevlerini sürdürüp sürdüremeyeceği belli değildir. Nitekim yapay zekanın veya teknolojik aklın, geleneğin sorun çözme işlevini ele geçirmeye baş- ladığı gözlenmektedir. Her sanayi devrimi bir öncekinden/lerden beslenerek güçlü, yaygın ve etkin hale gelir. Bireyler ve toplumlar bu güç ve olanaklardan adil bir şekilde yaralanabildikleri oranda dünyada dostluk ve barış gelişebilecektir. Asıl soru internet ve mobil telefonların bireyler üzerindeki etki- lerinin bugün öngörülebilir olmasına karşılık, özellikle yapay zekâ, nesneler interneti, nano ve bi- yo-teknolojik tasarımlar gibi alanlardaki gelişmelerin değişim ve dönüşümdeki etkileri henüz tam olarak öngörülememektedir. Bu tür gelişmelerin bazı etik ve manevi sorunlar doğurabileceği sık- lıkla dile getirilmektedir. Dolayısıyla bu tür soru ve sorunlar kültürel alanda da bazı değişikliklere neden olabilecektir. Gelenek kültürünün ve temsilcilerinin karşısında bu kez onları kendilerinden daha iyi tanıma potansiyeline sahip algoritmalar çıkmıştır. Yeni nesil gelenek kültüründe yetişmiş olanlar, ataların öğütleri yerine yapay zekânın/algoritmaların doğruluğu test edilmiş tavsiyelerine önem verebilirler. Rehberin kimliği, bireysel ve toplumsal yaşamla birlikte kültürü de biçimlendirir. Yaşamdaki değişmeler, yeni rehberleri ortaya çıkarmaktadır. Yeni dönemin rehberlerinin etkisi

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx