Dördüncü Sanayi Devrimi ve Gelenek Kültürü

228 Prof. Dr. Nebi ÖZDEMİR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı basılı kültürün saatlerindekinin yerine, sanal-dijital teknolojik çoklu/parçalı, değişken, görünür- de hızlı, özde yavaş ve yüzeysel dönemlerde yaşanmaktadır. Rahatlama ve yaratma eylemleri, genellikle farklı saatlerin geçerli olduğu kültürler arası geçişlerde ortaya çıkmaktadır. İnsanoğlu sürekli güncellenen ve bütünlüklü olarak saklanan bir belleğe sahip olmasına karşılık, anılarının anlamını ve öyküsünü yitirmeye başlamıştır. Diğer yandan insani ve doğal olan gelenek kültürü anlamlı öykü ve anılardan oluştuğu için çekiciliğini korumaktadır. Teknoloji için geçmiş yükken, gelenek kültürü için özgünlük ve çekicilik kaynağıdır. Gelenekte geçmiş sürekli güncellenerek saklanır. Diğer yandan veri/bilgi insanla yaşamsal içeriğe dönüşür. Yaygınlaşmak ve etkinleşmek isteyen yeni çağın aktörleri, sık sık insani dijital nostaljiyi belirginleştirirler. Anın ve yeninin pe- şindeki, aslında dijital geçmişleriyle birlikte yaşamaktadır. Dolayısıyla dijital âlem, insani geçmiş üzerine kuruludur. Sonuçta yaratıcı eylemin ilham tohumları geçmişte, dolayısıyla gelenektedir. Dijital çağda yaratıcı bireylerin küresel ölçekte artan işbirliği faaliyetleri kültürel yaratımları yetkinleştirmektedir. Diğer yandan kültürel içeriklerin marjinal kişi ve gruplar tarafından olumsuz amaçlarla (özel yaşamın ihlali, istismar, çarpıtma, sahtekarlık, bezdiri, metalaştırma) kullanılabil- mesi kolaylaşmıştır. Bu tür olumsuzlukları önleyici tedbirlerin küresel işbirliği kapsamında yaşama geçirilmesi gereklidir. Sonuçta dijital çağ fırsatları ve tehditleriyle birlikte yaygınlaşmaktadır. Akıllı gözlükler ve kulaklıklar, sürekli çevrimiçilik içinde bireylere daha yetkin bağlamsal deneyim ortamları sunmaktadır. Daha önce vurgulandığı gibi, kültür bilgi ve deneyimler bütünü- dür. Yeni dijital teknolojiler sayesinde insanlar daha kaliteli bir yaşam sürmeye başlamışlardır. Günümüzde bu tür giyilebilir bireysel cihazlarla kentler ve doğa daha zengin bir şekilde tanınmak- tadır. Kültür turistleri de yeni dönemde bu tür teknolojik araçlardan yararlanarak yeni kültürleri deneyimleme fırsatını yakalayabilmiştir. Eş zamanlı çeviri yapabilen akıllı kulaklıklar sayesinde farklı dilleri konuşanlar arasındaki iletişim engelleri ortadan kaldırılmaktadır. Yine akıllı gözlüklerle anında enformasyon ve daha anlamlı yaşantılar mümkün hale gelmektedir. Bu süreçte sözlü ve görsel kültürün etkinliğinin artması beklenebilir. Aynı şekilde yazılı/basılı ürünlere dayalı kültürel tanıtım faaliyetleri de dijital- sanal uygulamalarla geçerliliğini yitirmektedir. Yine engelli bireylerin ve yaşlıların teknolojik gelişmelerle sosyo-kültürel yaşama daha aktif katılımlarının, dolayısıyla katkılarının artabileceği öngörülebilir. Akıllı giysiler, akıllı bileklikler ve saatler, akıllı dövmeler, hologram lensler gibi teknolo- jik ürünler yeni bakış açıları ve yaşam deneyimleri sunmaktadır. Yeni deneyimler farklı kültürel alan ve ürünleri de beraberinde getirmektedir. Dünyada “siber çağ” özümsenmeden artırılmış gerçeklikle “sentez çağı”nın (Gürel, 2017: 123) veya “artırılmış zekâ çağının/ artırılmış çağın” (King, 2016: 49) temelleri atılmaya başlanmıştır. Yeni çağda değişimin kişisel olacağı, gündelik yaşamın ve davranışların kökten değiştirileceği özellikle vurgulanmaktadır (King, 2016: 49). Her çağın kendi insanını ve kültürünü yarattığını geçmiş deneyimler ortaya koymaktadır. Nitekim yeni çağın teknolojik insanının ise “fütürist bakış açısına/gelecek zekasına sahip ve hibrid olabilmek, otodidakt öğrenebilmek, öğrenmeyi öğrenmek, tasarımcı düşünebilmek, yönderlik yapabilmek, sorumluluk üstlenebilmek, multidisipliner düşünebilmek, meraklı ve yaratıcı olabilmek” gibi belir- gin özellikleriyle dikkat çekeceği vurgulanmıştır (Tarhan, 2017: 199- 202). 21. asırla birlikte teknoloji bireyselleşmeye başladı. Taşınabilir, giyilebilir ve gömülebilir teknolojik cihazlarla bir taraftan mahremiyetin ihlali, veri güvenliği sorunu, gerçeklerden kaçış ve

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx