Dördüncü Sanayi Devrimi ve Gelenek Kültürü

230 Prof. Dr. Nebi ÖZDEMİR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Bugün kültür aktörleri arasındaki rekabet artarken, otorite olma giderek zorlaşmaktadır. Sanal ve dijital bağlamda kültürel üretim ve paylaşımın mekana bağımlığı ortadan kalmaktadır. Akıllı tele- fon aynı anda sanal olarak oyun salonu, kahvehane, kitabevi, kütüphane, sinema salonu, tiyatro ve konser salonu işlevini görebilmektedir. Filtreleme gücü bireyden sisteme geçmektedir. Aktif kültürel yaratıcı kesimler yerine pasif izler kitleler genişlemektedir. Bütün bu gelişmeler yazılı- basılı ve elektronik kültürün beslendiği kaynak olan sözlü kültürü de, dolaylı olarak etkilemektedir. Dijital çağda özel yaşam ve iş yaşamı arasındaki ayrım giderek ortadan kalkmaktadır. İş ve eğlence şeklindeki yapay ayrım da etkisini yitirmektedir. Eğlence ve iş yaşamı iç içe geçe- rek yeniden bütünleşmektedir. Yeni dönemde aynı anda birden fazla yerde bulunmak mümkün hale gelmiştir. Bütün bu gelişmeler sözü edilen ayrım temelinde yaratılan sosyo-kültürel yapının da gözden geçirilmesine neden olmaktadır. Nitekim meslek folkloru alanında köklü değişmeler şimdiden ortaya çıkmaya başlamıştır. Tarım ve hayvancılık teknolojilerindeki gelişmeler yerel ge- leneksel kültürün bolluk ve bereket amaçlı pek çok ritüelini etkisizleştirerek eğlencelik köy seyirlik oyunlarına dönüştürmüştür. Dolayısıyla meslek folkloru alanındaki değişmeler özellikle kasaba ve küçük kent folkloru üzerinde çok yönlü etkiler yapabilecektir. Kültürün büyük bir bölümü eğlence bağlamında ve eğlence olarak yaratılmakta ve yaşatıl- maktadır. Dijital- sanal teknolojik gelişmeler eğlencenin yaşamdaki hâkimiyetini pekiştirmektedir. Bugün eğlence teknolojileri toplumun tüm kesimlerini etkisi altına almıştır. Bu kapsamda yeni eğ- lence mekanları, türleri, araçları ve ortamları yaratılmaktadır. Geleneksel ev eğlenceleri yerini, ev eğlence sistemleri almaktadır. Bu ve benzeri gelişmeler gerçek/canlı/doğal/sözlü kültür eğlence geleneklerini etkisizleştirebilmektedir. Eğlencelerin etkisizleşmesi genel olarak gelenek kültürü- nün temel yaratım, aktarım, paylaşım ve değişim süreçlerinin güçsüzleşmesi anlamına gelmek- tedir. Diğer yandan gelenek kültürü eğlencelerine katılanların mobil telefonlar nedeniyle sürekli çevrimiçi kalmaları nedeniyle dikkatlerinin dağıldığı ve kültürel deneyim yoğunluğunu yaşaya- madıkları gözlenmektedir. Bu çağın temel özelliğini, “iki arada bir deredelik/ ne tam burada ne tam oradalık”, özetle araftalık oluşturmaktadır. Gözü ve aklı cep telefonunda olan katılımcıların geleneksel bilgi ve deneyimleri yetkin bir şekilde içselleştirebilmeleri de pek mümkün olamamak- tadır. Yedi gün 24 saat çevrimiçilik bireyleri, hızla küresel tüketim toplumunun üyeleri haline getirmektedir. Böylelikle küresel popüler, dolayısıyla tüketim kültürü hızla yaygınlaşmakta ve et- kinleşmektedir. Burada yeni dönemin paylaşım ekonomisiyle bu değerlendirme arasındaki uyum- suzluğa dikkat çekilmelidir. Akıllanan araçlarla kişisel verileri (tercih, eğilim, tutum vb.), dahası sırları ele geçirilen kullanıcılar, bireysel reklamlarla sürekli olarak tüketim konusunda ayartılma- ya çalışılmaktadır. Küresel popüler kültür öncelikle yerel ve ulusal kültürler üzerinde olumsuz (tektürleştirici, belirsizleştirici vb.) etkiler yapabilmektedir. UNESCO’nun yaşayan kültürel mirasın özellikle eski ve yeni medyanın söz konusu tektürleştirici ve bozucu etkilerine karşı korunmasına yönelik çabaları bu konuda oldukça anlamlıdır. Yerleşiğin yeni açısından bir engel mi, yoksa bir değer kaynağını mı olarak değerlendirileceği tercihi, ilgili süreçleri biçimlendirmektedir. Nitekim bir taraftan yeniyi olumsuzlukların kaynağı olarak kabul etmek, diğer taraftan da söz konusu ye- niden yardım dilemek tutarsızlığı ile sık sık karşılaşılmaktadır. Olgular, dolayısıyla sorunlar taraflı ve gerçekçi olmayan yaklaşımlarla çözümlenemez. Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde ge-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx