Dördüncü Sanayi Devrimi ve Gelenek Kültürü

234 Prof. Dr. Nebi ÖZDEMİR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı sisteminde yetişen veya etkisinde olan yerel aktörlerin henüz bu tür değerlendirmeleri yeterince önemsedikleri söylenemez. Dördüncü teknolojik çağın gelenek kültürünün farklı alanlarda değerlendirilmesi açısın- dan yeni olanaklar ve fırsatlar sunmaktadır. Nitekim kültür turizmi, medya endüstrileri, elektronik oyun, dijital müzik gibi alanlarda gelenek kültüründan daha etkili olarak yararlanılmaya başlandığı gözlenmektedir. Dolayısıyla yeni dönemin getirdiği bu türden olguların da kültür araştırmacıları tarafından incelenmesi gereklidir. Bir başka ifadeyle sanayileşme ve teknolojik gelişme gelenek kültürüyle birlikte folklor/kütür bilimi araştırmaları alanını da değiştirmektedir. Yeni dönemde otonom araçlar ın yaygınlaşması beklenmektedir. Bugün yaygın olarak kul- lanılan “seyir kontrol, otomatik fren, şerit takip, otomatik park” gibi sistemler tamamen otomatik çalışan araçların ve akıllı yol ağlarının habercileridir. Ulaşım alanında sigorta, vergi ve diğer trafik ihlallerinden elde edilen gelirlerde önemli azalmalar meydana geleceği öngörülmektedir. Yine otonom araçların ortak kullanımının yaygınlaşmasıyla otomobil sahipliği önemini yitirebilecek- tir. Buna karşılık yaşlı ve engellilerin yaşama daha aktif katılımları, trafik kazalarının önlenmesi, güvenli sürüş, stressiz ulaşım, doğa dostu taşımacılık gibi olumluluklar da yeni dönemde ortaya çıkacaktır. Taşıt folkloru ise yeni dönemle birlikte etkisizleşebilecektir. Kullanılan taşıtların bi- reysel ve toplumsal ifade araçları olarak kullanılması kısa bir süre içinde tarihe karışabilir. Diğer yandan otonom araçlar sayesinde kültürel yaratım, paylaşım ve deneyim için daha fazla zamanın ayrılması sağlanabilir. Kültür, bireylerin karar vermelerinde etkili olan bir bellek işlevini görür. Yeni dönemde kültürün söz konusu doğal ve insani yanı yapay zekâya devredilmektedir. Aslında bugün mobil teknolojiler sözü edilen karar verme süreçlerinde insandan daha etkili olmaya başlamıştır. Bugün adres sorma, telefon rehberine bakma, gazeteden kiralık veya satılık ev veya eşya arama gibi uygulamalar ortadan kalkmıştır. Mahalledeki tanıdıkların yerine kişisel özelliklerin girilmesiyle uy- gun eş bulan bilgisayar uygulamaları oldukça rağbet görmektedir. Bir bakıma müstakbel eşinin seçiminde birey kendisi veya yakınları yerine, algoritmalara başvurmaktadır. Sağlık alanındaki tahliller ve değerlendirmelerin bir bölümü doktor yerine yapay zekâ tarafından gerçekleştirilmek- tedir. Aynı şekilde dijitalleşen geleneksel deneyim ve bilgi belleğinin bazı aşamalarda işlenme- sini yapay zeka üstlenmiştir. Nitekim bugün atalara danışmak yerine, sanal- dijital uygulamalara başvurmak yaygınlaşmaktadır. Daha hızlı ve ulaşılabilir olmak insani danışma olgusunu fosilleş- tirmektedir. Dolayısıyla danışma/rehberlik amaçlı fiziki kültürel etkileşim ortamları ve aktörleri de önemini yitirmektedir. Gelenek kültürü toplumsal yaşamda eşitleyici bir işleve sahiptir. Buna karşılık dördüncü sanayi devrimi insanlar arasında rekabeti, dolayısıyla eşitsizliği artırabilir. Yeni teknolojik devrim- den yararlananlar ve yeterince yararlanamayanlar arasında yaşam kalitesi ve kültürün geliştirile- rek yaşatılması bakımlarından farklılıklar ortaya çıkabilir. Dijital eşitsizlik (dijital açıdan zenginler ve fakirler; Greengard, 2017: 158- 159), bireysel ve toplumsal yaşamı etkileyebilecektir. Yine aşağıda belirtileceği üzere nöroteknolojiler alanındaki gelişmeler de söz konusu eşitsizliği artı- rabilir. Boş zaman, kültür gibi teknolojinin de temelini oluşturur. İş ve boş zaman ayrımının söz

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx