Dördüncü Sanayi Devrimi ve Gelenek Kültürü

212 Prof. Dr. Nebi ÖZDEMİR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı vb.”, yeni çağın meslekleri olarak dikkat çekmektedir (Tarhan, 2017: 177- 178). Geleceği, eski aktörlerin yerine, ömür boyu, paralel ve yeni kariyerler peşindeki (Tarhan, 2017: 164) teknolojik insanların tasarlayacağı sıklıkla vurgulanmaktadır. Kültürel ve yaratıcı alanlar/sektörler açısından geleceğin daha olumlu olacağı söylenebilir. Bununla birlikte yaratıcı yazarlık alanında otomatik anlatı üretimi (robot üretimi) ile insani üretim arasındaki meraklı kitlenin ayrımda zorlanması, yeni çağdaki değişmelerin yagınlığını ve etkinliği- ni ortaya koymaktadır. Diğer yandan akıllı robotların “içgüdüsel yaratıcılığa ve duygusal derinliğe” sahip olmadıkları için (şimdilik) insanın yerini alamayacağı öngörülmektedir (Gürel, 2017: 55). Son teknolojik devrim nedeniyle yeni ürün ve hizmetlere olan taleple birlikte sürekli yeni meslekler icat edilmektedir. Aplikasyon ekonomisi, yeni dönemin temelini oluşturmaktadır. Eski ekonomik sisteme ve mesleklere göre biçimlenen kültürel alan hızla değişmektedir. Geleneği, dolayısıyla kültürü “insanın ihtiyaç ve arzularının sonsuzluğu” biçimlendirmiş ve biçimlendirmeye de devam etmektedir. Yeni ihtiyaç ve arzuları karşılayan ürün ve hizmetler, dolayısıyla meslekler yeni dö- nemin kültürünü biçimlendirmektedir. Yeni meslekler, yeni kültürleri (bağlam, ürün, hizmet, aktör) beraberinde getirmektedir. İstihdamın orta gelir düzeyindeki rutin ve tekrarlanan işlerde büyük ölçüde azalacağı, buna karşılık yüksek gelirli bilişsel ve yaratıcı işlerle düşük gelirli el işlerinde artacağı tahmin edilmektedir. Önceki sanayi devrimlerinde olduğu gibi, geleneksel bilgiye daya- nan el ve ev işi alanları açısından yeni dönemde de herhangi bir istihdam sorunu yaşanmayacağı söylenebilir. Bu durum, gelenek kültürü ürünlerinin çekiciliğini sürdüreceğini ortaya koymaktadır. Ev ve el işi yeni dönemde de geçer akçe olmayı sürdürecektir. Özetle dördüncü sanayi devriminin yaşam dolayısıyla kültür üzerindeki etkileri cinsiyetlere, mesleklere, sektörlere/alanlara ve ülke- lere göre değişiklik gösterebilecektir. İmalat, inşaat ve tesisat gibi erkeklerin, çağrı merkezleri, perakende ve idari/ofis vb. kadınların yoğun olarak çalıştıkları sektörlerde yapay zekânın işleri devralacağı beklenmektedir. Aynı şekilde kültürel ve yaratıcı sektörlerdeki gelişmeler istihdam alanındaki toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına da katkı sağlayabileceği söylenebilir. So- nuç olarak kültür kökenli yaratıcılık faaliyetleri, geçmişte olduğu gibi gelecekte de değer kaynağı olmaya devam edecektir. İstihdam alanındaki değişmeler, artan işsizlik, işçilerin yerini küresel bağımsız çalışanlar- dan oluşan insan bulutunun alması, hiper-uzmanlaşma, jeopolitik gelişmeler ve zorunlu göçler, yeni kültürel ve toplumsal normlar gibi farklı faktörler nedeniyle yeni meslek ve pozisyonlar ortaya çıkabilecektir (Schwab, 2016: 53). Burada dördüncü sanayi devriminin yeni sosyo- kültürel norm- larla birlikte yaşamı biçimlendireceği vurgusu oldukça önemlidir. Tarım ve hayvancılık, buhar, elektrik ve seri üretim, bilgisayar gibi farklı temeller üzerinde kurgulanan sosyo-kültürel norm- lar alanında önemli değişmeler ortaya çıkabilir. İş-yaşam ayrımı ve dengesinden çok iş-yaşam uyumu ve bütünleşmesinin hedeflenmesi, toplumsal yapıyı ve kültürü de dönüştürmektedir. Küresel platformlar, müşteri odaklılık, veri güdümlü iş modelleri, dijital-fiziksel-insani dün- yaların birleşiminden doğal yeni fırsatlar, döngüsel ekonomiye geçiş, doğanın yenilenmesi ve ko- runması yaklaşımının belirginleşmesi, çevik-açık- akışkan şirketleşme, dijital operasyon model- leri, ağ temelli dinamik işbirliği modelleri, yetenekçilik, esnek hiyerarşi, yeni ölçme- ödüllendirme biçimleri, dağıtık ekipler, uzaktan çalışanlar (Schwab, 2016: 59- 75 vd.) gibi yeni olgularla şirket kültürü alanında da değişim ve dönüşümler ortaya çıkmaktadır. Keza tüketim kültürü, popüler

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx