Dünden Bugüne Hıdırellez Pratikleri

89 Dünden Bugüne Hıdırellez Pratikleri Gelenek, Görenek ve İnançlar fızalarda kalmış eski kutlamaların, yapılan görüşmelerde de anlatıldığı gibi artık yapılmadığına tanıklık edilmiştir. “Eskiden sahil kenarına gidilip piknik yapılır, oğlaklar kesilir, sarmalar, çörekler yenirmiş.” 19 “…Çok güzel olurdu hıdrellezimiz, herkes giderdi. Herkes bayırda olurdu,.. Orada salıncak kurarsınız mesela” 20 . Anlatılanlardan ve gözlemlerimizden yola çıkarak, Hıdırellez’in, baharı karşılama sevinci, birliktelik ve beraberlik, paylaşarak hep beraber yeme içme gibi kollektif hafızalarda yer eden eski Hıdırellez bayramlarından ziyade belediye tarafından organize edilmiş bir şenliğe dönüştüğünü belirtmek yanlış olmayacaktır. 1.3. Yatır ziyaretleri Olağanüstü güç sahibi yaratıklardan tamamıyla farklı bu insanlar, yazılı tarih ve men- kıbe kaynaklarında anılmış olsun olmasın, gerçekte yaşamış olsun olmasın, kendilerine tarihi bir değer verilen ve ermiş olarak tanınan kişilerdir. Bu kişilerden kimileri gerçekten yaşamış iken, kimisinin adı bile yoktur ve bunlara sadece “Yatır”, “Dede” ismi verilmiştir (Kalafat, 2006: 40). Hıdırellez’de yatır ve dede ziyaretleri günümüzde de eskisi kadar olmasa da hala devam eden bir uygulamadır. Ata kültü üzerinden okunabilecek “dede” figürüne; Hıdırellez’de ziyaretler, adaklar ve dilekler yapılmaktadır. Atalar kültü, ataların takdisine dayanır. Atanın öldükten sonra ruhunun birtakım üstün güçlerle donanacağı ve bu sayede geride kalanlara yardım edeceğine inanılmak- tadır. Ataların eşyaları ve mezarları kutsal sayılıp, ruhlarına kurban sunulmaktadır (Artun, 2001). Adak, zengin anlamlı bir kelimedir. Sayrılıktan sağalma, çocuk sahibi olma, evlenme, zor bir durumdan kurtulma vb. amaçlara yönelik isteklerin gerçekleşmesi için yüce varlıklara, ermişlere, tapınaklara, yatırlara, ziyaretlere adanan oruç, kurban, yiyecek, eşya vb. demektir (Budunbilim Terimleri Sözlüğü, 1973: 11). Yatıra adak adamak, ona bir dileğin gerçekleşmesi için başvurmak- tır. Adayan kişi bu eylemiyle, yatırın kendisi ile Tanrı arasında aracılık edeceğine inanılmaktadır. Peygamberlerle, Hızır’la haberleşme, buluşma ermiş kişilerin olağanüstü özelliklerindendir (Kala- fat, 2006: 42). Dikili’de de yatıra/dedeye adak adamaya giden kişi; orada mum yakmak, seccade getirmek, tülbent-yazma bağlamak, ağaçlara dilek bağlamak gibi uygulamalar yaparmış. “Hıdırellez günü oraya çocuk için dilekler bağlanıyor. Delik var başının taşın yanında, onun içine sokuyorsun elini, ne çıkarsa çocuğun olacak diye ama böcek mi çıkacak, ne çıkarsa onu yiyorsun çocuğun olsun diye.. Ne muradın varsa oluyor.” 21 1.4. Hızır inancı Hıdırellez kutlamalarında, yeşillik, su, ateş, gibi unsurlar dışında, Hızır inancı da önemli bir yer teşkil etmektedir. Köylerin çoğunda Hızır’ın görülemeyeceği onun ancak bir nur olduğuna dair bir inanç hâkimdir. Hızır sulak yerlere geldiği, geçtiği yerleri yeşerttiği inancı hâkim olsa da görü- leceğine inanılmamaktadır. “Hiç Hızır gözükür mü? Böyle birisi görmüş ama kendini görmemiş... Böyle nur gibi iniyormuş o, birisi eskiden görmüş güya.” 22 19  Naciye İpek 20  Zaide Kaya 21  Ayşe Çanlı 22  Gülnur Erhan

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx