Dünden Bugüne Hıdırellez Pratikleri

85 Dünden Bugüne Hıdırellez Pratikleri Gelenek, Görenek ve İnançlar Dikili’de ateşin üzerinden atlama geleneğinin hala devam ettiği gözlenmiştir. Ateşin üze- rinden atlama uygulamasının nasıl yapıldığını bilmediğimiz için bize anlatıldığı gibi önce bir dilek tuttuk ve ardından kumsalda yakılmış ateşin üzerinden üç kere atladık. Ateş üzerinden atlamanın sevap olduğuna inanıldığı için ateş üzerinden üç kere atlanırmış. İslamiyet’te üç rakamı “Allah’ın hakkı üçtür” fikriyle sembolleşmiştir. Eski Türk efsanelerinde “üç” sayısına çeşitli uygulamalarda rastlanmaktadır. Türklere göre insan, evrenin üç önemli varlığından biri olarak kabul edilir. Şa- man dininin esaslarına göre de âlem üç bölümden oluşmaktadır 13 . Şamanizm’den başlayarak, İslam ve İslamiyet sonrası dönemlerde Türk kültüründe ve inançlarında, sayıların önemli olduğu görünmektedir. Uca çalışmasında İzmir ilinde Hıdırellez eğlencelerinde ateşin üzerinden üç defa atlanıldığını anlatmıştır (Uca, 2007: 132). Yapılan görüşmelerde kuvvet için ateşten atlanıldığını söyleyen 87 yaşındaki Ayşe Ç., kendisi yaşındakilere bile ateşten atlamanın kuvvet verdiğini söylemiştir. Bu ateşi yakmak için de zeytin dalları yakılırmış. 14 Bütün bu adetler, ateş kültü ile ilgilidir. Eski Türklerde ateş kutsal sayılmaktadır. Bu yüz- den Türk topluluklarında eskiden beri ateşe tükürmek, ateşi su ile söndürmek, ateşle oynamak hoş karşılanmamaktadır. Ateşe bakıp kehanet etmek Türklerde bulunan çok eski bir görenektir. Şamanistlerin inançlarına göre ateş her şeyi temizler ve kötü ruhları kovar. Anadolu Türkçe- si’nde “ alazlama” denilen işlem, ateşte temizleme anlamını ifade eder (İnan, 1986: 67). Bu yüzden ateşin üzerinden atlayan insanlar, tüm ağırlığın, uğursuzluğun, ağrı, acı ve kötülüklerin üzerlerinden dökülerek yanmasını dilerler (Şişman, 1996: 128). Ateşin temizleme ve arındırma özelliği olduğuna inanılır (Dede, 1992: 99). Günümüzde daha çok belediyenin bir etkinliği haline gelen Hıdırellez kutlamalarında büyük boyutta bir ateş yakma güvenlik nedeniyle yasaklanmıştır. Fakat yine de Dikili’de ateş üzerinden atlama geleneği uygulamada değişiklikler olsa da halâ devam etmektedir. Dikili’de ateş yakma geleneği deniz kıyısında, ara sokaklarda ve bahçelerde yakılan ateşler ile devam ettirilmektedir. Bu yer seçimi insanların yaşadığı yere göre değişkenlik göstermektedir. Birbirlerini tanımayan insanlar yakılmış herhangi bir ateşin üzerinden rica ederek atlayabildiği gibi bireysel ya da küçük gruplar halinde yakılan küçük ateşlerle de uygulama devam ettirilmektedir. Ayrıca bazı köylerde Hıdırellez gecesi diğer pratikler (yeşil soğanla geleceği sorgulama gibi) uygulansa da ateş yakma geleneğinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Ateş yakmayanlar ise ateş yakanlara karşı hoşgörüsüzlükte bulunmamaktadırlar. Eskiden Hıdırellez günü bir bayram ve eğlence havası içinde geçermiş. Hatta bazı köy- lerde Hıdrellez en büyük bayram olarak görülürmüş ve Hıdırellez günü kimse çalışmazmış. Bu yöredeki halk, önceleri tütüncülük ile uğraşıldığı için bu durum sık sık “tütüne gitmezdik” şeklinde ifade edilmiştir. “Hıdrellez günü hiç kimse bizim şimdi bu mevsimde tütün vardı eskiden o gün hıdrellez gününde ne tütüne gidilir ne şey herkes hazırlığını yapar bir gün önce, ertesi gün sahilde yer içer güler söyler, ondan sonra da kayıklara binerler akşamüzeri evlerine dönerler.” 15 13  Yardımcı M., Geleneksel Kültürümüzde ve Âşıkların Dilinde Sayılar, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi, 2011 (http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/18.php ) 14  Ayşe Çanlı 15  Naciye İpek

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx