Efsanevî Türk Hükümdarı Yama Kağan ve Türk Mitolojisi’nde Fatih Ata Hükümdar Motifii

168 Yrd. Doç. Dr. Hayrettin İhsan ERKOÇ T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı onları yendikten sonra büyük fetihler yapmıştır. Fethedilen halklar, şehirler ve ülkeler arasında Ḫıṭay (Çin), Cürcet, Tanḳut (Tangutlar), Ḳara Ḫıṭay , İt Baraḳlar 43 , Orıslar (Uruslar), Ulaḳlar , Ma- carlar, Başḳırdlar (Başkurtlar), Tûrân, Hindûstân (Hindistan), Talaş (Talas), Sayram, Taşkend, Semerḳand , Buḫârâ , Türkistân, Endicân, Belḫ , Ġur , Kâbil, Ġazni (Gazne), Keşmir, Bedeḫşân , Îrân, Şâm (Suriye), Mıṣır , Ḫorâsân , ʿIraḳ -ı ʿ Acem, ʿIraḳ -ı ʿ Arab, ʿAẕerbeycân (Azerbaycan) ve Ermen (Ermenistan) vardır (Ebulgazi Bahadır Han 1996: 129-134, 137-140, 144-147, 237-243). 44 İncelediğimiz bu mitler ile efsanelerde savaşçılığın ve fetihçiliğin sürekli vurgulanıyor olmasının siyasî bir arka planının olduğu, açık bir şekilde görülebilmektedir. Devletlerin kurucu figürler ta- rafından savaşarak ve fetihler yaparak kurulması, mitlerin ve efsanelerin derlenilip aktarıldığı ortamlarda mevcut olan yönetimlere birer meşruiyet sağlama aracı olarak kullanılmış olabilir. Çinlilerin kendi ata hükümdarları olarak kabul ettikleri Huangdi’yi 黃 帝 (Sarı İmparator) Çin’in bütünlüğü ilkesi için kullandıklarını vurgulayan İnayet, mitlerden devletler tarafından siyasete hiz- met eden bir araç olarak yararlanıldığını belirtmiştir. İnayet, bu konuda Mitostrateji ( mit + strateji ) kavramını önermiş ve bu kavramı “mit ya da mitsel ata/kahramanları kullanarak farklı kültür ve toplumları birleştirme, yönlendirme ve dönüştürme yöntemi” biçiminde tanımlamıştır. Ona göre, 43  Reşidüddin’deki anlatılara göre Oğuz Han, İt Barak halkına karşı düzenlediği ilk seferde bozguna uğ- ramış ve çekilmek zorunda kalmıştır. Oğuz Han on sekiz yıl sonra ise yeniden sefer düzenleyerek bu sefer İt Barak halkını yenip kendisine bağlamayı başarmıştır. Baraklar ayaklandıkları zaman ise Oğuz Han, ayak- lanmalarını önlemek için evlatlığı Kıpçak’ı ailesiyle birlikte o bölgeye göndermiştir. Kıpçak’ın biyolojik babası, daha önce İt Baraklarla yapılan savaşta öldürülmüştür ve Oğuz Han, Kıpçak’ı evlat edinmiştir (Rashiduddin Fazlullah 1998-I: 30). Ebulgazi Bahadır Han’daki anlatı bununla genellikle aynı olup, bir farkı Oğuz Han’ın İt Baraklar karşısındaki ilk yenilgisinin ardından ikinci seferi on sekiz değil, on yedi yıl sonra düzenlemesidir. Bir diğer fark ise, İt Barak Hanı’nın Ḫ ıtay’ın (Çin) öte yüzünde deniz tarafında yüksek dağların içindeki çok sayıda ülkenin padişahı olmasıdır (1996: 133, 137, 238-239). İt Barak ülkesinin coğrafî konumu hakkındaki bu bilgi, Reşidüddin’de yer almamaktadır. Reşidüddin’e göre Oğuz Han’ın evlatlığı Kıpçak, Barak ayaklan- masını bastırmak için ailesiyle birlikte Oğuz Han tarafından Barakların ve Bayakların içlerine yerleştirilmiştir ki o zamandan beri Kıpçakların yaylakları ve kışlakları oradadır (1998-I: 30). Metinde sözü geçen bölge, Hazar-Karadeniz bozkırlarına denk gelmektedir. Ebulgazi Bahadır Han’a göre ise biyolojik babası İt Barak- larla yapılan savaşta öldürülmüş olan Kıpçak’ın Oğuz Han tarafından Tin (Don) ve Etil (Volga) ırmaklarının yakasına gönderilmesinin sebebi, bu bölgedeki Urusların, Ulakların, Macarların ve Başkurtların düşman ol- malarıdır. Kıpçak üç yüz yıl orada padişahlık yaparak yaşamıştır ve Kıpçaklar da onun soyundan gelmişlerdir (Ebulgazi Bahadır Han 1996: 134, 238). Hafız-ı Ebru ( Ḥ âfi ẓ -i Ebrû), Oğuz Han’ın İt Baraklarla yaptığı savaşla- rın farklı bir anlatısına 1417’de hazırladığı Mecmua-yı Hafız-ı Ebru ’da ( Mecmû ʿ a-i Ḥ âfi ẓ -i Ebrû ) yer vermiştir. Bu anlatıda, kuzeyde karanlıklar ülkesinde oturan Kıl Barak halkının erkeklerinin yüzlerinin köpek yüzünü andırdığından, kadınlarının ise çok güzel olduklarından söz edilmiştir. Oğuz Han Kıl Baraklara elçi gönderip ona bağlanmalarını, kabul etmezlerse savaşacaklarını söylemiştir; Kıl Baraklar ise iki taraftan iki savaşçının düello yapmalarını, dövüşün sonucuna göre bağımsız kalacaklarını ya da bağlılıklarını bildireceklerini söyle- mişlerdir. Yapılan düelloda Oğuz Han’ın savaşçıları ölünce Kıl Baraklar saldırıp Oğuz Han’ın ordusunu yenil- giye uğratmışlardır. Oğuz Han’ın kaçmayı başaran askerleri ise sonradan yakışıklılıkları sayesinde güzel Kıl Barak kadınlarını etkilemişler ve kadınların işbirliği sayesinde Kıl Barak ordusunu yenmişlerdir (Ögel 1993-I: 188). Bu efsaneye benzeyen bir hikâye, Keşiş C. de Bridia tarafından yazılmış olan Historia Tartarorum ’da da aktarılmıştır. Bu hikâyeye göre Tatarlar (Moğollar) bir sefer sırasında bir aydan uzun bir süre boyunca ilerle- dikten sonra Köpekler Ülkesi’ne (Nochoy Kadzar) varmışlardır. Tatarlar burada yanlarında erkekler olmayan kadınlar bulmuşlar, kadınlara erkeklerin yerlerini ve ne çeşit erkekler olduklarını sormuşlardır. Kadınlar ise erkeklerin köpek olduklarını söylemişlerdir (Venturi 2008: 30). Türk ve dünya mitolojilerindeki köpek başlı ( cynocephalus ) halklar için bkz. Erkoç 2017: 64-66, Ögel 1993-I: 185-195 ve Venturi 2008: 30-32. 44  Oğuz Kağan Efsanesi ’nde Oğuz Kağan’ın yaptığı seferlere ilişkin anlatının benzerleri, Hanname ’de Ozgan Han’ın (Oz ġ an Ḫ an) seferlerinin anlatısında görülebilmektedir (Ögel 1993-I: 179-185). Ozgan Han’ın Oğuz Kağan olmasına ilişkin bkz. Ögel 1993-I: 179 ve 391. Hanname ’deki anlatılar için bkz. Ögel 1993-I: 373-417.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx