Efsanevî Türk Hükümdarı Yama Kağan ve Türk Mitolojisi’nde Fatih Ata Hükümdar Motifii

158 Yrd. Doç. Dr. Hayrettin İhsan ERKOÇ T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı güne kadar farklı görüşler ileri sürülmüştür. Türk Kağanlığı’nın erken dönem tarihini anlatan Çin kaynaklarında böyle bir hükümdardan söz edilmemiş olması ise, meseleyi daha da karmaşıklaş- tırmıştır. 5 Paris’teki Bibliothèque Nationale de France’da Pelliot Tibétain koleksiyonunda bulunan ve 750’li yıllara tarihlendirilen P.T. 1283 numaralı Tibetçe bir belgede 6 I. 7’de on iki Türk (Göktürk) boyu arasında hükümdar Zha-ma Kha-gan ’ın ( Jama Kağan ) 7 boyu da sayılmıştır (Venturi 2008: 20-21). Zha-ma Kha-gan bu belgede ayrıca I. 49-50’de ve I. 69-70’te efsanevî bir Türk hükümdarı olarak geçmektedir. Belgede I. 49-50’de Jama Kağan’ın bir sefer sırasında Kırgız (Gir-tis) ül- kesinin kuzeyinde kumlu bir çöle sahip büyük bir sıradağa 8 ulaştığı ve ordusunun bu sıradağı aşamadığı, dağların ardında devlerden oluşan bir halkın yaşadığı anlatılmaktadır (Venturi 2008: 27). Metinde I. 69-70’e göre ise Basmılların (Ba-smel) ülkesini geçtikten sonra yaşayan bazı boy- ların da ötesinde, kumlu bir çöle sahip büyük bir sıradağın ardında göğün hükümdarının 9 iki boyu yaşamaktadır. Türklerin (‘Bug-chor) 10 hükümdarı Jama Kağan’ın yöneticiliğinin barışçıl olduğu dönemde bu hükümdar, sözü geçen dağlık bölgeye doğru bir ordu göndermiş, ancak ordu bu dağları aşamamıştır. Ordudan iki asker yollarını şaşırıp kaybolmuşlar, ancak metnin devamındaki anlatıya göre bazı maceraların ardından ülkelerine varmayı başarmışlardır (Venturi 2008: 29). 2. Shemo Çin kaynaklarında Türklerin birisi kurttan türediklerini anlatan 11 , diğeri ise Güney Sibir- ya’da geçen 12 iki köken mitinin dışında, 9. yüzyıldan kalma YYZZ ’da ve ondan kopyalamış olup 10. yüzyıldan kalma TPGJ ’de kayıtlı bir mit daha vardır. 13 Bu mite göre, Türklerin atasının Shemo 5  Türk Kağanlığı’nın kurulmasından önceki yarı-efsanevî olaylar ve kağanlığın kuruluş süreci hakkında Çin kaynaklarındaki kayıtlar için bkz. Beishi 99.3285-3287; Cefu Yuangui 956.11251b-11252b, 958.11278a, 967.11370b; Suishu 84.1863-1864; Tongdian 197.5401-5402 ve Zhoushu 50.907-909. 6  Bu belge ve tarihlendirilmesi konusunda bkz. Venturi 2008: 1-13. 7  Esasında metinde bu unvan Zha-ma Mo-ngan şeklinde yazılmış, ancak Clauson ve Venturi tarafından Zha-ma Kha-gan olarak düzeltilmiştir (Venturi 2008: 21). 8  Clauson, belgede sıklıkla değinilen çöllerle kaplı büyük dağ sırasının aslında mitle gerçeği ayıran bir sınır bölgesi işlevi gördüğünü belirtmiştir (Venturi 2008: 9). 9  Venturi, bu unvanın muhtemelen Türklerdeki Te ŋ ri Ḳ a ġ an unvanının Tibetçe çevirisi olduğunu belirtmiştir (2008: 29). 10  Bu belgede ‘Bug-chor adı, Doğu Türkleri için kullanılmıştır. Pelliot’ya göre bu unvan, Türk hükümdarı Kapgan Kağan’ın (691-716 yılları arasında hükümdar) Çin kaynaklarında verilen unvanı Mochuo ’yu 默啜 (*Beg Çor) karşılıyor olabilir. Ancak Ligeti, ‘Bug-chor ’un Doğu Türkleriyle eşleştirilmesi görüşüne karşı çıkmış ve bu adın Gansu’nun 甘肅 batısında Lop Nor’un çevresindeki bölgeyi tanımladığını savunmuştur. Venturi ise bu konuda Pelliot’nun izinden gitmiş ve Türkçe aslını Bük Çur olarak verdiği ‘Bug-chor ’un, Kapgan Kağan’ın yönettiği Doğu Türk topraklarını ifade ettiğini belirtmiştir (2008: 21). Bu konudaki tartışmalar için ayrıca bkz. Sinor 1985: 152-153. Belgede ‘Bug-chor ülkesinde yaşadıkları belirtilen boyların bir kısmının, THY gibi Çin kaynaklarında verilen Türk boyları listesindeki bazı boylarla eşleşmesi ( THY 72.1305, 1307, 73.1315) de Venturi’nin görüşünü desteklemektedir. 11  Beishi 99.3285-3286; Cefu Yuangui 956.11251b-11252a; Suishu 84.1863-1864; Tongdian 197.5401- 5402; Zhoushu 50.907-908. 12  Beishi 99.3286; Cefu Yuangui 956.11252a; Tongdian 197.5402; Zhoushu 50.908. 13  Bu miti Eberhard (1996: 86) ve Ögel (1993-I: 569-570), Türkçeye özetleyerek çevirmişlerdir. Sinor ise bu miti İngilizceye çevirerek incelemiştir (1982: 230-231). Yamada da bu miti İngilizceye çevirmiştir; ancak bu çeviri, Sinor’un tercümesinden biraz farklıdır (1985: 244). Golden, Sinor’a dayanarak çalışmasında bu mite yer vermiş ve bu sayede mitin daha yaygın bir okuyucu kitlesine ulaşmasını sağlamıştır. Golden’ın kitabının Karatay tarafından yapılan Türkçe çevirisi sayesinde de bu mit, Eberhard’ın ve Ögel’in yapmış oldukları özet

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx