Gagauzların İlkyaz Yortuları (Bayramları) Adetler ve Onlara Bağlı Folklorik Unsurlar

118 Doç. Dr. Liubovi ÇİMPOEŞ T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Mart ayın 1/14 * günü ( yeni ve eski takvime göre) İlkyaz karşılama yortusudur. Bugün Gagauz kadınları sabahın erken saatlerinde, evlerinde genel bir temizlik yapmaktadır. Akşam- dan hazırlanmış, örülmüş kırmızı ve beyaz yün iplikten martacıklar ; kısmetli, sağlıklı ve bereketli olsunlar diye çocukların ve kızların ellerine, küçük hayvanların boynuzlarına ve boyunlarına, meyve ağaçlarının dallarına bağlanır. Sabahtan kırmızı kumaşı veya kırmızı erkek kuşağını evin saçağına asarlar. Mart ayın 9/22 Kırk Ayoz’’ (kırkmeçik) yortusudur. O ilkyazın gelmesini ve tarımsal döne- min başlamasını gösterir. Bugünden sonra hava ısınmaya başlar ve tüm yapılan törenler tabiatın yeniden doğuşuna bağlıdır. Astronomik takvime göre 21-22 Mart gününe denk gelir İlkyaz yeni yılı veya İlkbahar ısınma günü olarak sayılır. Bugünün iki önemli töreni vardır: - Ölüler anılır, onların ruhu için Kırk Ayöz’lar için ritüel ekmek yapılır ve sonra dağıtılır. - Yeri ısıtmak, toprağı uyandırmak için ateşler yakılır. - Meyve ağaçları “ korkutulur ”. Nacaklar ellerinde erkekler, meyve ağaçlarını kesmek üze- re koşturur, kadın veya küçük kızlar onların yanında şunu diyor: - Kesme, kesme, bu ağaç bu yıl çok meyve verecek”. - Kızlar ellerinden martalarını (beyaz ve kırmızı örgülerini) çıkarıp güzel olmak için onları gül dalına asarlar, dilekler ve istekler söylenir. Bu marta(cik)ları turnalar toplar ve sıcak ülkelere götürür. Oralardan güneş, kısmet ve sağlık geri getirir. İlkyaz bayramları, önceki Türk âdetlerini kapsamaktadır. Gagauzların eski topraklarında yani Bulgaristan’da en yaygın “Mart Nişanı” – martacık - hakkında efsaneler anlatılmaktadır. Bu güzel ve hoş efsane âdetlerimizin ne kadar eski olduğunu gösterir. Bu efsane Asparuh hanın zamanlarına kadar dayanmaktadır. O vakitler Han Asparuh Bi- zanslılara karşı savaşı kazanmıştır Balkanlar’da kendi devletini kurmuş ve bununla ilgili Tanrı’ya kurban yapmak istemiştir. Eski âdetlere göre; kurban ateşini bir demet dereotuyla yakmak gere- kiyormuş. Bu topraklarda o dönemde dereotu yokmuş. Han düşünceye dalmış ve o an Hanın omuzuna bir kırlangıç konmuş ve Han’da onun ayağında bağlı bir demet dereotu görmüş. Hanın kız kardeşi rüyasında abisinin dereotuna ihtiyacını görmüş ve eski Bulgar toprakla- rından kuşun ayağına dereotu bağlayıp bu dereotu demetini abisine göndermiş. O bağlı demetin uçlarını keserken, Hanın kız kardeşi parmağını da kesmiş ve beyaz ipin bir parçası kırmızı olmuş. Han dereotu demeti ile kurban yerinde ateş yakmış, demet ipini de eline bağlamış. Bunu görünce herkes aynısını yapmış. Ellerine beyaz ve kırmızı iplik bağlamışlar. O gün Mart ayın birinci günüymüş ve o vakitler 1 Mart Yeni Yıl sayılırmış. O günden itibaren o beyaz ve kırmızı iplik Mart ayının adını (Marta) taşımaktadır. O za- manlar Bulgaristan’daki Bulgarlar ve Slavlar arasında barış ve anlayışın sembolü olmuştur. Bu âdet günümüzde de devam etmektedir. Mart ayında, sağlık ve kısmet için “Martinithsa” adında

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx