Geçmişten Günümüze Türk Dili ve Edebiyatı Tasnifi İçinde Türk Halk Edebiyatı’nın Yeri

234 Prof. Dr. Abdurrahman GÜZEL T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Sekizinci grup : TÜRK HALK BİLİMİ 11 : İngiliz arkeolog William J. Thomsen (1803-1885), 1846’da bağımsız bir bilim dalına ad olarak ‘ Halk Bilimi-Folklor’ terimini kullanmıştır. Halkbilimi , diğer sosyal bilim dalları gibi sınırlı bir tanım olarak tarif edilemez. Halk Bilimi, ‘Bir ülke, ya da belirli bir bölge halkına ilişkin soyut ve somut kültürel ürünleri konu edinen, bunları kendisine has yöntemleriyle derleyen  sınıflandıran, çözümleyen, yorumlayan ve neticede de bir senteze vardırmayı amaçlayan Bilim Dalı’ dır. Halkbilim, kültürler arasında karşılaştırmalar yaparak aradaki bağları, kültürün geçirdiği evrimi ve değişimi,  günümüzde aldığı  yeni  biçimleri ortaya koyar. Halkbilimi , bir ucuyla geçmişe, bir ucuyla da zamanımıza uzanan gelenekler, görenekler, âdetler zincirini tespit eder, bu zincirin köstekleyici, ya da destekleyici halkalarını tek tek belirler. Halk kültürünün atar damarlarını yakalayarak bunlardan özgün ve çağdaş yaratmalar çıkarmaya çalışır. Halk Bilimi-folklor kavramı, 1914’lerde ilk defa Fuad Köprülü ve Ziya Gökalp’in bu ismi telaffuz ettikleri dönemlerde, geçmişten günümüze değin : ‘ Halk Bilimi 12 , halkiyat, halkbilim, budun bilim, sözlü kültür’ gibi sözcüklerle ifade edilmiştir. Genelde ise folklor, adı ne olursa olsun bir topluluğa bağlı bireyler tarafından geleneksel kalıplar içinde, sözlü ve çeşitlenerek ve zamanla kalıplaşarak (halk üslubu anlamında) nakledilen her türlü bilgi birikimini, tarihi tecrübeyi ve kültürü ve bu kültürün değişik soyut ve somut formlarını inceleyen bilim dalı olarak da özetlenebilir. Almanların folklor sözcüğü için Volkskunde, Amerikalıların bir ara Etnoloji kavramlarını kullanmalarını 13 da burada ifade edebiliriz. Alan Dundes ; ‘ geçmişte yaşayanlar da halktı, şimdilerde yaşayanlar da halk, köyde yaşa- yan da halktır, şehirde yaşayan da halktır’ görüşünden hareketle folkloru; ‘ Soyut ve somut verilere dayalı ; halk sanatı, giyim -kuşam, halk dansı, halk tiyatrosu, halk hekimliği, halk müziği, halk dili (argo gibi), halk lâkapları, mezar yazıtlarından tuvalet yazılarına, duvar yazılarına varıncaya kadar olan bütün alanlar ve bunlar üzerinde yapılan soyut ve somut çalışmalar şeklinde tarif etmektedir. 14 Dokuzuncu grup ; TÜRK DİL BİLİMİ: dil olgusunu ve yeryüzündeki tüm dilleri genel ola- rak bütün yönleriyle konu edinip inceleyen bilim dalıdır. Arapçada sarf ve nahiv ilmi, batı dillerinde ise gramer olarak adlandırılır. Bir dilin, seslerden cümlelere kadar ihtiva ettiği bütün dil birliklerini, 11  Daha fazla bilgi için, kitabımızın ’Türk Halk Bilimi-Folklor ve: Türk Halk Bilimi-Folklor Kuramları ve Kullandığı Araştırma Metodları Bölümlerine’ bakınız. 12  Halk Bilimi üzerinde Türkiye’de ilk çalışmalar Ziya Gökalp (1913) başlatır ve folklor yerine halkiyat ; daha sonra Fuad Köprülü , Yeni Bir İlim: Halkiyat: folklor; Rıza Tevfik Bölükbaşı , Ziyaeddin Fahri Fındı- koğlu, Pertev Naili Boratav ve Ahmet Kutsi Tecer, Sadedin Nüzhet Ergun, Halit Bayrı, İlhan Başgöz, Şükrü Elçin de aynı noktada takip ederler. 13  Tahir ALANGU, Türkiye Folkloru El Kitabı , Adam Yay., İst., 1983, 30. 14  DUNDES, a.g.m., s.76.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2