Geçmişten Günümüze Türk Dili ve Edebiyatı Tasnifi İçinde Türk Halk Edebiyatı’nın Yeri

237 Geçmişten Günümüze Türk Dili ve Edebiyatı Tasnifi İçinde Türk Halk Edebiyatı’nın Yeri Türk Halk Edebiyatı 5. Türk Halk Edebiyatı’nın Bugünkü Durumu ve Bilimsel Değerlendirilmesi Türk Halk Edebiyatının, bugünkü durumunda, maalesef Üniversitelerarası Kurul’da ‘ Do- çentlik Bilim Dalı’ olmaktan çıkarılarak, 20-30 yıllık bir mazisi olan, somut veya soyutlara karı- şan ‘ Halk Bilimi nin içine isimsiz olarak gizlice sıkıştırılması anlaşılamamıştır. Bu durum bilimsel bir yaklaşım olmadığı gibi, tam tersine olumsuz ve şık olmayan bir tavırdır. Halk Bilimi , bundan 3-5 sene evveline kadar Türk Halk Edebiyatı bünyesinde hem soyut ve somut ilkeleri sebebiyle, hem de Doçentlik Temel alanında ele alınarak değerlendiriliyordu. Şimdi ise, işler birden bire ter- sine dönüp, beş bin yıllık Türk Halk Edebiyatı yoklara karıştırılıp, çok yakın bir maziye sahip olan Halk Bilimine teslim ediliyor. Bu vahim durumu, bilimsel ciddiyetle bağdaştırmak veya anlamak mümkün değildir. Bazı kişiler, eğer yeni bir dünya kurma peşinde iseler, Halk Bilimi de yaşasın, fakat bunu yaşatalım derken, uzun bir mazi ve kültürel birikime sahip Türk Halk Edebiyatını öl- dürmek neyin nesidir? Kanaatimce bu tavır, bilimsel bir tavır olmadığı gibi, en hafif ifadeyle Türk milli kültürüne saygısızlık ve kendini bilmezliktir. Türk Halk Edebiyatı ’nı Doçentlik Bilim Dalından çıkarma kararını verenler acaba; ‘Karacaoğlan, Köroğlu, Dadaloğlu, Âşık Ömer, Gevheri, Bayburtlu Zihni, Everekli Seyrani, Erzurumlu Emrah, Âşık Veysel, Şeref Taşlıova, Murat Çobanoğlu , Âşık İlhami . .vb’lerini nerede inceleyecekler? Bunların nazım tür ve şekillerini ‘ Türk Halk Edebiyatı ’na değil de, yoksa ‘ Soyut ve Somutun’ neresine yerleştirecekler? Halbuki Türk Halk Edebiyatı, dünden bu yana hep müstakilen Doçentlik Bilim Dalında daima yerini alıp ‘Türk halk Edebiyatı Doçenti Diploması’ alı- nıyordu. Ne oldu da YÖK nezdinde 9 adet Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesinin de bulunduğu bir dönemde ‘ Türk Halk Edebiyatı ’ sınır dışı edildi, anlamak mümkün değildir. Hatta öyle ki, Türk Halk Edebiyatının dışlaması, karma Filoloji Temel Alanı’ nda bile yer verilmeyişi unutkanlık, umursamazlık veya görmemezlik değil, tam tersine milli kültürümüze bir saygısızlık, bir düz ta- banlıktır. Bu tutum akıl alır gibi değildir. Ümidimiz odur ki, akl-ı selim sahipleri bu yanlışlarından kısa zamanda döner ve Türk Halk Edebiyatı da, yeniden eski ve lâyık olduğu milli ve manevi değerlerimizi sahip müstakil bir disiplin olarak yerini alır. Burada her iki tarafa da hatırlatmak gerekir ki; tarihine, kültürüne saygısı olan kim olursa olsun, Türkoloji Bilim Dalı olan Türk Halk Edebiyatı na başka bilim dalları arasında yer araması bilimsel ve etik de olmadığı gibi, Türk bilim hayatına yapılmış bir darbe gibi görülmektedir. Bilindi- ği gibi, Halk Biliminin konusu herhalde ‘ soyut ve somut olmayan’ kıyafetleri..vb’lerini incelemektir. Halbuki, Türk Halk Edebiyatı ’nın asıl konusu, edebi mahsullerin nazım şekil ve türleri ile ortaya koyduğu zengin muhtevalı metinleri incelemektir. Halk Biliminin görevi ise, soyut ve somut kültür varlıkları değerlendirmektir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2