Gelenek, Görenek ve İnançlar

16 Yrd. Doç. Dr. Ali Osman ABDURAZZAK Dr. Yaşar KALAFAT T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı 1. Bebek Satıp-Alma; Halk İnançları kültüründe doğum toyu, ad toyu, ilk saç toyu, ilk diş toyu, sünnet toyu gibi toylar gelin toyu/ evlilik toyundan evvel yaşanılan toylardandır. Beşik toyu, bebeğin kendi yatağı- na, beşiğine, salıncağına, alınma toyudur. Bu uygulamalarda da bebeğin cinsiyetine göre bir ta- kım farklı işlemler yapılır. Bunlar kız evine, oğlan evine ve konu komşuya ait olanları ile bir bütün oluştururlar. Bunlar rutin bir uygulamadır. Bebek bağlantılı “satmak, satıp – almak” uygulaması çok daha farklı ve özel bir uygulama şeklidir. Mit içeriklidir. Bebeğin Beşik Toyu, anne ve babanın evlilik toyundan sonraki ilk önemli toydur. Beşik to- yunun içeriğinde bebeği dualam aya yönelik uygulamalar da yer almasına rağmen, Satıp-Almak şeklindeki uygulama özel hallerde çocuğu yaşamayan, erkek çocuğu yaşamayan, çocuklarının yaşamayacağı kanaatini taşıyan ailelerce yapılır. Böyle durumlar için özel hazırlıklar yapılır ve bu uygulamaların hazırlığı bebek dünyaya gelmeden başlatılır. Bebeğin satılacağı anne belirlenir. Bu annenin özellikleri arasında yaşayan çok çocuğunun bulunması, satıp-alma konusunda bilgi sahibi olması gibi hususlar da aranır. İlk bulgularımızda rastlanan satmak-satıp alma uygulaması Özbekistan’dan yapılmış, Ka- rakalpakistan’da ise daha canlı örneklerinin varlığı tespit edilebilmiştir. Nahcivan’da yaşamakta olan ve “ Beşiğe Tapşırma” olarak da bilinen bir uygulama ile ilgili izler, unutulmaya yüz tutmuş olmakla birlikte aynı inancın kalıntılarıdır. Türkmenistan’daki içeriği aynı olan uygulamada açıkça satmak ve almak şeklinde bir uygulama olmamakla beraber, beşiğin karşı tarafında, uygulama- daki ikinci şahıs olarak, bebeğin öz annesinden ziyade, anneanne veya babaanne gibi güngör- müş torun tosun sahibi bir “ akpürçek” vardır. Tapşırmanın, havale etmek, sığınmak, başvurmak gibi anlamlarda kullanıldığı da olur. Tapşırılan kimsenin, makamın, kapının gücüne, bilgisine, tecrübesine müracaat edilmiş olunur. Satıp-alma uygulamasında, satılıp alınan bebeğin güven altına alınması amaçlanır. Bu güvenlik ölüme yol açtığına, ölümü gerçekleştirdiğine inanılan kara iyelere karşıdır. Satın alınan bebek adeta kara iyelerin hâkimiyet alanından çıkarılıp, güvenli bir alan olduğuna inanılan satın alanın alanına geçmiş olmaktadır. Satın alan anne, kara iyelerin bebekler üzerinde etkili olama- dığı alan olarak düşünülebilir. Bebeğin yaşaması sağlandıktan ve kara iyenin tehdidi giderildikten sonra bebek kendi annesine verilecektir. Bu uygulamada, bebeğe ait beşiğin bir tarafında anne ve kucağında bebeği diğer tarafta bebeği satın alacak koruyucu anne vardır. Bebek beşiğinin üstünden koruyucu anneye verilirken, “sattım aldın mı” denir. Alan hanım “aldım” der ve bebeği beşiğin altından esas anneye verir. Bu uygulama 3 defa tekrarlanır. Böylece satıp alma işlemi tamamlanmış olur. İzahımızın çerçevesini biraz genişletip inanç sisteminin geneline, kara ve ak iyeler ile kişi- oğlu ilişkilerindeki şu hususlara da değinilebilir 3 . 3  Kara ve Ak İyelerin ölüme yol açabilen ve ölümden korumada geçerli olabilen yapılanmalarında siste- min bir üst düzey gücü olmalı. Kara ve ak iyelerin üstünde, onlara yaşatma ve yaşamlara son verebilme gücü de verebilen, sistemin karar ve talimat veren bir katı olması gerekir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2