Gelenek, Görenek ve İnançlar
342 Dr. Fidan UĞUR ÇERİKAN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Suriyelilerle yapılan birebir görüşmelerde; “Neden Türkiye’yi tercih ettiniz?” sorusuna çoğu; “Aynı dine inandığımız için Türkiye’de yaşamak istedik.” şeklinde cevap vermiştir. Suriye’deki savaş; tüm dünya savaşlarındaki gibi erkek nüfusunu azaltırken kadın sayısını artırmış ve beraberinde “kadınlaşma”yı getirmiştir. Öyle ki, Türkiye’yi tercih eden Suriyeli aileler- de de kadın sayısı çoktur. Göçle gelen bu kadınlar, Türkiye’ye gelip Türk erkeklerle evlenmekte ve “evlilik göçü” ünü oluşturmaktadırlar. Aynı zamanda bu kadınlar, toplum normları çerçevesinde “yabancı eş/kadın” ya da “Suriyeli kadın/gelin” vb. ifadelerle kendilerine yer bulmaktadır. Nitekim evlilik de bir “yaşam biçimi göçü”dür. ARAŞTIRMANIN METODU ve TEKNİKLERİ: 1.Mülâkat aracılığıyla Suriyeli kadınlardan ve onları tanıyanlardan toplanan verilerdir. Denizli’de Suriyeli mültecilerin bulunduğu semtler daha çok Akhan, Sevindik, Karşıyaka, Fatih, Kayhan, İstiklal ve Pelitlibağ mahalleleridir. Bu mahallelerde Suriyeli kadınlarla evlilik yapan er- keklerin mevcut eşlerinden yirmisine ulaşılmış; ancak 11 kadın ile görüşme yapılabilmiştir. Bu ki- şilerin çevresindeki sekiz kadından da bilgi alınmaya çalışılmıştır. İlk eş olan kadınlardan beşiyle görüşme imkânı bulunmuştur. Yapılan mülâkatlarda birtakım sıkıntılarla karşı karşıya kalınmıştır. Dil konusunda anlaşılamadığı için içlerinde Türkçe bilenlerden edinilen bilgi; “güvensizlik, baş- larına kötü bir şey gelecek endişesi, kadınların kocalarından izinsiz konuşmaması, kocalarının başkalarıyla diyaloglarına izin vermemesi” vb. dir. Bu nedenlerle mülâkat çalışmalarında derinle- mesine bilgi edinme imkânı yeterli olmamıştır; dolayısıyla Suriyeli kadınların Türk komşularının gözlemlerine başvurularak onlara anket tekniği uygulanmıştır. 2. Türk ulusal ve Denizli yerel gazetelerinden de 2011-2017 yılları arasında Suriyeli kadın- larla ilgili “Suriyeli Kuma” ana başlığı tespit edilmiş ve bu haberlerin içeriğindeki “ikinci kadın” ya da “kuma” olma sorunları üzerine yoğunlaşılmıştır. ARAŞTIRMA KONUSU VE AMACI: Türkiye, dünyadaki küreselleşmeden kendine düşen payı alan ülkelerden biridir. Nitekim Türkiye, göçe açık bir ülke konumundadır. Araştırmamızdaki temel problem, Suriyeli mültecilerin Denizli’de bulundukları süre içinde yaşadıkları topluma ve toplumun kültürüne uyum sağlayama- dıklarının çok açık olması; psikolojik anlamda ise savaştan getirdikleri korku, endişe, güvensizlik gibi duygulardan hala kurtulamamış olmalarıdır. Ayrıca bu araştırmada; Denizli’de Suriyeli kadın- larla evlenen erkeklerin evlilik şekli, bu evliliklerin İslamiyet’e uygun olup olmadığı, Türk hukuk sisteminin bu evlilikleri tanımadığı; beraberinde Türklerin aile yapılarının çokeşliliğe yönelme şek- linde değişmeye başladığı ve Türk toplumunun kültürel kodlarındaki değişiklikler tespit edilmiştir. VERİLERİN ANALİZİ Birincil ve ikincil kaynaklardan elde edilen bilgilerin anlamlandırılması ve analizi sonucu “Evliliklerin bireyler arasındaki güç ilişkileri, değerleri, ideolojileri, dinî kimlik tanımlamaları gibi çeşitli toplumsal olguların bir yansıması ” olduğu görülmüştür. Göçle birlikte ortaya çıkan bu evlilik çeşitlerinin hem bireysel, hem de toplumsal neden ve sonuçları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Örneğin; dil problemi olan mülteciler bir Türk ile evlendiğinde, Türkçeyi öğrenene kadar iletişimini
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2