Gelenek, Görenek ve İnançlar
349 Türkiye’ye Göç Eden Suriyeli Mültecilerin Gelişiyle Toplumun Evlilik Kurumuna Bakışındaki Değişikliklerden Biri: Ailede Ötekileşme (Denizli Örneği) Gelenek, Görenek ve İnançlar de birçok gazetede vardır. Bu haberlerde Suriyeli kadınların Türkiye’yi Avrupa gibi gördüğü ve bu nedenle evliliği daha iyi bir yaşam için kendilerinin istedikleri, onlar için evliliğin bir kurtuluş olduğu, Türk erkekleri için Suriyeli bir kadın almanın maliyetinin ucuzluğu ve tüm bu durumların aksine zorla ya da yalanla “kuma” olan kadınların sorunlarının ele alındığı görülmüştür. Gazete haberlerinden çıkarılacak genel çıkarım ise kumalığın bir çeşit “şiddet” çeşidi ve beraberinde “insanlık yitimi” olduğudur. Yapılan saha çalışmalarında da Türkiye’de mülteci kadınları ikinci eş olarak alan bu er- keklerin, Türkiye standartlarında ekonomik durumlarının iyi olmadığı görülmüştür. Ancak, Suriyeli kadınlara göre Türk erkekleri onların beklentilerini karşılayacak durumdadır. Diğer taraftan mülte- ci kadınlar, Türk erkeklerin evli olduklarını gizleyerek kendileriyle evlendiklerini ve sonrasında da yalan söyledikleri ortaya çıksa da artık durumu düzeltmek için geç kalındığını söylemişlerdir. Su- riyeli kumadan haberi olmayan ilk eş de gizli yapılan bu evliliği öğrendikten sonra verdiği tepkiler sonucu şiddete maruz kalmakta ve istemeyerek de olsa kumasını kabul etmektedir. Bu dayatma- nın kabulünün temel nedeni ise sosyo-ekonomik olarak güçsüz olan kadının, “kuma” olayından sonra eşinden boşanamamasıdır. Zamanla da Suriyeli kumasıyla rekabete giren bu kadın; güzel ve bakımlı olması gerektiğine inanmaktadır. Ayrıca bu evlilikleri gören diğer eşli erkekler de eş- leriyle yaşadıkları her sorunda “Suriye’den kuma getiririm.” diyerek eşlerini tehdit etmektedirler. Bütün bu psikolojik uygulamalar ve söylemler, ilk kadını erkek nazarında “ötekileştirmek”tedir. ÖNERİLER 1. Türkler de Suriyeliler de İslam toplumlarıdır. Bir erkeğin iki ve daha fazla eşle evli- lik yapabildiği evlilik çeşitleri, bu toplumlar tarafından İslam dininin etkisiyle kanıksanmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de Nisâ Suresi’nde geçen “ Adil hareket etmeye ne kadar uğraşırsanız, kadınlar arasında eşitlik yapamazsınız, bari bir tarafa kalben tamamen meyletmeyin ki, öbürünü askıday- mış gibi bırakmış olmayasınız.” ifadeye bakıldığında ise birden fazla eş söz konusu olduğunda adaleti sağlamanın zorluğundan bahsedilmektedir. Yine Nisâ Suresi’nin 3. Ayetinde “Şayet ara- larında adaletsizlik yapmaktan korkarsanız bir tane “kadın” almalısınız.” demektedir. Nisa Suresi 129. ayetinde de “ Kadınlar arasında adalet (ve eşitlik) icra etmenize-göstermenize, ne kadar hırs gösterseniz (gayret etseniz) asla güç yetiremezsiniz... ” Bu ayet-i kerimeler kesin olarak göster- mektedir ki, İslamiyet’in erkeklere öngördüğü evlilik tek evliliktir. İslamiyet tek evliliği tavsiye ettiği halde bazı şartların oluşması durumunda, birden fazla evliliğe izin vermiştir. İslamiyet bir kadının aynı anda bir erkekten fazlasıyla evlenmesini (çok kocalılığı) yasaklamıştır. İslam’a göre erkekler için de “tek evlilik” esastır. Görülen o ki, Kur’an çok karılı olmayı sınırlı olmak üzere izin verirken diğer yandan güç koşullara sokmaktadır. Nitekim İslam’da nikâhın üç şartı vardır. Bunlar; eşle- rin rızası, nikâhın şahitler huzurunda kıyılması ve akit, yani her iki tarafı ve doğacak çocukların haklarını garanti altına alan sözleşmedir (SIDDIKOĞLU: İslam’da Tek Eşlilik ve Nikâhın Şartları, 2010). Bu bağlamda değerlendirildiğinde adil ve dürüst bir bakış açısına sahip olacak erkeğin çok eşliliği yürütmesi zor görünmektedir. İslam’da evlilik için nikâh akdi esastır. Bu akit, aleni ve kamuya ilan edilmek suretiyle, şahitler huzurunda yapılır. Danışıklı şahitler huzurunda yapılsa bile, resmi tescil ve ilan olma- dığı sürece yapılacak nikâh akitlerini şüpheyle karşılamak gerekmektedir. Bu gibi durumlarda mağdur edilen kadın olduğundan kadının hak ve hukukunu korumak için mutlaka bağlayıcılığı ve
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2