Gelenek, Görenek ve İnançlar

387 Halk Hayatında Ebeler Gelenek, Görenek ve İnançlar bölgelerden yazılıp alınmıştır. Özellikle Sibirya Tatarlarının yaşadığı bölgelerde birçok versiyonla karşılaştık. İlk versiyon Tümen Eyaleti Bagay İli Kazanka Köyü’nde yaşayan Aliya Eytmöhem- met kızı Şerefetdinova’dan derlendi. Aliye Hanım bu olayı gerçek hayatta yaşanan, kendi ninesi Meymüne adındaki hanımla olan olay olarak beyan etmiştir. Rivayetin kısaca içeriği şöyledir: Doğumu ile Ufa (Başkurdistan Cumhuriyeti) Şehri’nden olan ve çevresinde eğitimli birisi olarak tanınan Meymüne Hanım ebelik işini de yürütür. Birgün onu bir perinin kocası kendilerine doğum yaptırmak için çağırır. Hiç kimseye de hayır demeyen Meymüne Hanım, bu ricayı da kırmaz. Yeni doğan peri yavrusunu yıkamak için su bulunmaz, su yerine süt verirler. Meymüne Hanım süt tabağının kendisine ait olduğunu görür ve sütün içine yüzüğünü koyar. Perinin kocası ebeyi tekrar evine yolcu eder. Eve gelince, ebe süt içindeki yüzüğü alır. Doğum esnasında ebe, perinin birkaç kılını yollar ve sonra o kılları takkesine diker. Bu olaydan sonra ebelik yaptığı doğumda hiçbir anne, hiçbir çocuk zarar görmez, ölmezmiş.Meymüne Ebe pek çok hastalıkları tedavi etme yeteneğine de hâkim olur. Yukarıdaki rivayetten anlaşıldığına göre, ebelerin ustalığı sıradan bir ustalık değil ve sa- dece mesleki tecrübeden kaynaklanmamaktadır. Toplumda ebelerin büyülü güce sahip oldukları- na da inanılmıştır. Bu olayda ebelerin gücü, onların periler, başka dünya yaratıkları ile ilişkilerine, bağlantılarına ilişkin anlatılır. Perinin kılları yani başka dünyaya ait nesne, kadına büyülü güç verir. Ebeleri başka bir dünya ile bağlantıda saymak da mantıklıdır. Ebeler zaten iki dünya ara- sında ara buluculuk vazifesini yürütmekte, bebeğe iki dünya arasındaki sınırları aşmaya yardım etmektedirler. Bu rivayetin amacı, bir taraftan ebenin becerikliliğini övmek, onun sıra dışı güçlere sahip olduğunu ifade etmek, diğer taraftan da Tatar halkına ait olan başka bir inançla ilgilidir. Tatar halkında tüm yiyeceklerin, suyun, sütün üstünü açık bırakmamak gerektiğine inanırlar. Üstü açık olan yiyeceği peri yalar, sütün üstü açık olursa, peri kendi yavrusunu yıkar, hamamda suyun üstü açık olursa, cinler yıkanır gibi inançlar, bir taraftan, toplumda temizliğin sağlanmasına neden olur, diğer taraftan da farklı dünyalar arasındaki çizgileri belirler. Farklı dünyalara ve o dünya tem- silcilerine saygı göstermeyi, kendi dünyasını korumayı öğretir. Dolayısıyla çeşitli hastalıklardan korunma yolları da önerilir. Eserin ikinci bir versiyonu da aynı köyden derlenmiştir. Bu hadisede ebenin, çocuğu yı- karken komşu kadınına ait süt tabağını tanıdığı ve o tabağa kendi yüzüğünü koyduğu anlatılmak- tadır. Aynı rivayetin başka iki versiyonu Tataristan’ın Baltaç ve Kama Tamağı İllerinden derlen- di. Baltaç İli’nden informantı (bilgi veren) Fasihov Nail Şamil oğlu hadiseyi ninesinin ninesi Sey- fetdin kızı Fatma ile yaşanan olay olarak beyan etmişti. Malum konu bu sefer de tekrarlanır. Ebe, gece vaktinde kendisini kadınına ebelik yapmak için götürdüklerini, cin yavrusunu sütle yıkadığını anlatır. Gerçekten de, ertesi gün bir kadın, açık bırakılan kovasındaki sütün üzerinde kan damla- ları yüzdüğünü görür. Kama Tamağı İli’nde dinlenen versiyonu da informant Hebibullina Nesime kendisinin tanıdığı insanların yaşadığı olay olarak anlatır. 2015 yılında Tomsk eyaletinde gerçekleştirilen derleme gezisi süresinde, bu tür rivayet- lerin yine birkaç versiyonu derlendi. O rivayetlerde cin-perilerin ebeyi sofraya davet etmeleri, kızağa bindirip götürdükleri gibi motifler eklenmiştir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2